Abdullah Ergün

Futbolun farklı yönüne sahibiz

Abdullah Ergün

Futbolda uluslararası başarımız fazla olarak fazla değil. Her ne kadar kulüplerimiz transfer döneminde büyük rakamlar karşısında futbolcu transferlerini gerçekleştirseler de gerek kulüpler gerekse ulusal takım noktasında diğer ülkelerin çok gerisinde bulunuyoruz.

Ülke futbolumuz sadece transfer dönemlerinde büyük maliyetlerle ülkemize gelen yabancı futbolcular sayesinde konuşuluyor.

Bunun en son örneği Galatasaray’ın büyük uğraşlar sonrasında kadrosuna kattığı Kolombiyalı golcü Falcao oldu. Günlerce Falcao transferiyle gündemi işgal eden Galatasaray, en sonunda gölcü futbolcuya kavuştu. Lig macerası golcü futbolcu için hiçte iyi başlamadı. Şimdilerde sakatlık sorunlarıyla gündeme gelen Falcao, galiba bu sezonun en büyük hayal kırıklığını futbolseverlere yaşatacak.

Ülkemizde futbolun içinde yer alan o kadar çok kişi var ki. Kimi oynuyor, kimi yönetici, kimi izliyor, kimi loto – toto, iddia meraklısı. Ama futbolun cazibesine kapılmayan yol gibi. Yurt dışından gerçekleşen yabancı futbolcu transferleriyle işin dozunu oldukça kaçırmış durumdayız.

Televizyon ekranlarında sabahtan gece yarılarına kadar süren futbol muhabbetlerinde gerçekleşen transferlerle sanki başarının geleceği konusu sıkça konuşuluyor.

Bu kadar çok konuşulmasına ve yazılmasına rağmen yanlışların azalmasını bekleyenler tam tersi futbol adına yapılan yanlışların artmasını canlı canlı izliyorlar.

Oysa bu konuşmalarda kulüpleri konuşmak yerine futboleğitimine önem veren konuşmalar yapılsa en azından bundan sonraki futbol kültürümüz daha olumlu hale gelebilir.

Çünkü futbolda iyi bir kalite, spor performansı çocuklukta ve genç yaşta elde edilir.

Buna yönelik çalışmaların başlangıç noktasını futbolun en tepesinde yer alan kurum olan Futbol Federasyonunun uygulamaya koyması lazım.

Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkeyiz.

Futbolu da çok seviyoruz.

Fakat futbolun doğruları noktasında maalesef beklenen seviyede değiliz.

Her ne kadar statlara gitmesekteTV ekranlarında bu işi en ince ayrıntısına kadar takıp ediyoruz.

Ama bir konuda Avrupa’nın çok üstündeyiz.

Teknik direktör değişikliğinde Avrupa’nın en tepesinde yer alıyoruz.

Kulüplerde işler kötü gidince en kolay yol olan “teknik direktör” değişimi bu sezon lig kalitemizin düşmesine paralel artmış durumda.

Futbolun içinden gelmeyen kulüp başkanları ve yöneticilerin olduğu kulüp yönetim sisteminde bu rekor daha da artacaktır.

Hep konuşulur ya…

Arsenal ve Manchester United’ın teknik direktör noktasında yaşadıkları istikrarın en azı bile kulüplerimizde geçekleşmiyor. Bizde bu işlerin olma şansı hiç olmayacak.

Futbolun en temel unsuru olması gereken “ istikrar” noktasında hayal ötesi konuşmaların dışında hiçbir şey yapılamıyor.

Alt yapı koşununda sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen kulüplerin dışında  “olsa da olur olmasada olur” mantığı devam ediyor.

En tepedeki teknik adamın aldığı para ile alt yapıda görev yapanantrenörün aldığı para arasında uçurumlar olduğu sürece bu konuda bir adım öteye gidemeyiz.

Büyük rakamlar karşısında göreve gelen teknik adam alınan sonuçlara göre külümdeki görev süresi şekil alınca ortaya sağlıklı bir tablo çıkmıyor.

Çıkmasını bekleyenler daha çok beklemek zorunda kalacaklar.

Alt yapıya önem veren Avrupa kulüpleri bu işin en üst seviyesinde olmanın keyfini sürmeye devam ediyorlar.

Bugün bu kulüplerin bünyesinde genç oyuncular sahada yer alarak bizlerefutbol dersi vermenin yanı sıra kıskandırmaya da devamediyorlar.

Futbolda iyi bir kalite, spor performansı çocuklukta ve genç yaşta elde edilir. Bu da gösteriyor ki, oyuncu performansındaki kalitenin “Öğretme” veya “Antrenörlük” kalitesi ile direkt bağlantısı vardır. Geleceğin futbolunda görev yapacak olan futbolcuların altyapı antrenörlerinin sorumluluğunda alacakları eğitim geleceğimiz için büyük önem taşıyor.

Aslında kulüpler kurtuluşun bu modelden geçtiğini biliyorlar.

Tek sıkıntıları bunu hayata geçirirken camialarının koyacağı tepkiden korkuyorlar.

Onlar için önemli olan sezonluk başarı bu başarının yakalanması için maddi ve manevi anlamda her şey yapılmalı mantığı her zaman olmuştur.

Böyle giderce bu düşünce daha çılgın hale gelecektir.

Futbolda devrim gibi kararları uygulamaya koyacak kulüplerin sayı olarak fazlalaştığı günleri acaba görecek miyiz? 

Kulüp yöneticilerinin” Bilen insan değil, bildiklerini uygulayabilen insan” dönemini başlatmaları halinde ilk ateş yakılmış olacak.

Bugün futbolu çok konuşarak, takip ederek, sabahlara kadar devam eden futbol programlarıyla futbolumuzun ileriye taşınması asla mümkün değil.

Futbolun gerçekleri ve nelerin yapılası noktasında somut adımların atılması lazım.

Yoksa Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş kulüplerinin verdikleri şampiyonluk mücadeleleriyle bu devran böyle devam eder.

Sonra UEFA kriterleri ortaya çıkar ve yapılan yanlışların maddi ve manevi zararları sabahlara kadar konuşmacılar tarafından izleyicilere anlatılır.

Gazetelerin spor sayfalarında da bu konu işlenmeye devam eder.
 

Yazarın Diğer Yazıları