Abdullah Ergün

Futbolumuzun görülmeyen yüzü

Abdullah Ergün

Ülkemizde ve Avrupa’da ligler tamamlandı. Şampiyonlar ve küme düşen takımlar yeni sezon yapılanması içine girmiş durumdalar.

Ramazan ayının bitmesiyle birlikte futbolun farklı bir yönü olan transfer hareketliliği yaşanacak.  Sanki ligler varmış gibi benzer heyecanlar yine yaşanacak. Bu sezon yine kaos yine saha içi olayları saha dışında yöneticilerin bildik kapışmalarıyla süper(!) ligimiz tamamlandı.

Yeryüzünde futbolun oynanmadığı ülke yok. Dört yılda bir yapılan dünya kupası maçları futbolun kıtalar arasındaki yakınlaşmayı değişik ülke insanlarının bir araya toplanmasına neden oluyor.

Televizyon ekranlarında dünya kupası maçlarını seyrederken dikkatimi çeken olayların başında rakip ülke taraftarlarının bir arada oturup ülkelerini desteklemeleri olmuştu. Maç hangi sonuçla bitersen bitsin iki takım taraftarları maçtan sonra dünyanın en büyük futbol organizasyonunda ülkelerini temsil eden futbolcularını tribünlere çağırıyorlar.

Futbolun temel felsefesine uygun hareket etmesini çok iyi biliyorlar.

8 Haziran Cuma günü Konya’da son dünya kupası şampiyonu Fransa’yla önemli bir maça çıkacak olan milli takımımızda ilk defa büyük kulüplerin elit futbolcularının fazla olmadığı, Avrupa’da futbol yaşamlarına devam eden lejyoner oyunculardan kurulu bir ekiple milli heyecan yaşanacak.

Süper (!) ligimizin şampiyonu Galatasaray’ın ilk onbirde futbolcusu olmayacak. Buda ülkemize yabancı futbolcu serbestliği getiren zihniyetin eseri olarak hep hatırlanacaktır. Ligimizi tatile girdi oynanacak olan Fransa’yla maçıyla birlikte bütün gözler transfere çevrilecek.

Kulüplerin hazır parası olmadıklarını sadece bizler değil UEFA’da biliyor. Özellikle bazı futbolcuların transferleri noktasında bilinen görüntüler tekrar yaşanacak.

Liglerin başlaması ile birlikte televizyon başlarında veya statlarda yaşanacak gerilim dolu haftaların ana temasını transfer döneminde yaşanan hatalar oluşturacak. Ligimiz bitmesine rağmen Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ve yardımcısı Hasan Şaş ceza almaya devam ediyorlar.” Bu ligde şampiyon olmak istiyorsan ilgili ilgisiz her şeyi yapmak lazım” düşüncesi maalesef bu sezonda hayata geçmiş durumda.

Kimse ligimizin kalitesizliğinden bahsetmiyor.

Kimse neden Avrupa’da başarılı olamıyoruz? Sorusuna da takılmıyor.

Her şey ligde şampiyon olmaya endekslenmiş durumda.

Böyle bir tablo karşısında kulüplerimiz ve ulusal takımımızın başarılı olma şansı hiç yok. Bunları yazmak istemezdim. Fakat son yıllarda özellikle gazetelerin spor sayfalarında yazılanlar ile televizyonlarda günün ilerleyen saatlerinde başlayan ve amigo ağzı ile konuşan futbol yorumcularının tetiklemeleriyle başlayan gerilim en sonunda bu işin seyir zevkini yaşamak isteyen taraftarların bizlere yaşattıkları olumsuzluklar maalesef bugün gelinen noktayı belirlemiş oldu.

Bazen internette gezinirken eski adıyla Türkiye Birinci lig olan üst seviyedeki ligimizin maçlarına ait çok güzel resimler ve o yıllardaki futbol anlayışının anlatıldığı yazıları okuyorum.

Bunları okuduktan sonra bugün gelinen nokta arasındaki farkı anlamak zor değil.

O yıllarda da Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş takımları kendi aralarında maçlarını oynanıyordu. Tribünlerde hep beraber maç izliyorlarmış. Üç büyüklerin kendi aralarındaki maçların olduğu gün İstanbul bayram yerine dönüyormuş. Fenerlisi, Beşiktaşlısı ve Galatasaraylısı hep beraber statlara giderlermiş.

Şimdilerde olduğu gibi altı bin polis maçlarda görev yapmıyormuş.

Maçlardan sonra yine hep beraber stattan ayrılırlarmış.

Bu yazıyı okuyan günümüz fanatikler için o yıllar hiçte iyi bir durum değilmiş.

Avrupa’da 1970’li yıllardaki seyir zevkini yaşayanların günümüze geldikleri noktada hiçbir değişiklik yok. Futbolun temaşa zevkini sabahın erken saatlerinden gecenin ilerleyen saatlerine kadar sindire sindire yaşıyorlar.

Yanı futbol kültürleriyle bizlere yüzyıllık fark atmış durumdalar.

Önümüzdeki günlerde transfer noktasında hareketlilik başlayacak

 

Artık transfer sezonunda bile gerilim yaratılıyor. UEFA’nın uyarılarına rağmen hata yapan kulüpler ortaya çıkacak. Bazı kulüpler ise transferin gözde isimlerini kadrolarına katmak için maddi ve manevi anlamda mücadele etmek zorunda kalacaklar.

Biz bu sahneleri yıllarca izlemeye devam ediyoruz.

Bu senede benzer tablo karşımıza çıkacak.

Bakalım bu sezonun gerilim ivmesi kulüpleri hangi noktaya getirecek.

Yazarın Diğer Yazıları