
Futbolumuzda değişen bir şey yok
Abdullah Ergün
Süper ligde ilk yarı tamamlandı. Her şey düşündüğüm gibi gerçekleşti. Sezon başında yazdığım yazılarda futbol kalitesinin yine belli bir seviyede kalacağını buna paralel futbolun içinde yer alan kişi ve kurumların alacakları cezalarla futbol federasyonun kasasının dolacağını yazmıştım.
Eski hakemlerin TV ekranlarında maçları ve doğal olarak porsiyonları yorumlarken "al ileriye- sar veriye" muhabbetleri eşliğinde görevde olan hakemleri zor durumda bırakacaklarını sadece ben değil futbolu takıp eden herkes biliyordu.
Futbolumuz ara tatile girdi. Avrupa kupalarında sadece Başakşehir takımı kaldı. Sivasspor'un ilk yarıyı lider bitirmesini içine sindiremeyen büyük kulüpler lider takımın bazı önemli oyuncularını ara transferde takımlarına katmak için büyük mücadele verecekleri maçlar oynanırken belli olmuştu.
Bunların başında forvet oyuncusu Emre Kılınç geliyor.
Genç futbolcu ara transferde büyük takımlardan birine transfer olması halinde hayatının en büyük hatasını yapar.
Sivasspor'da oynarken sahadaki futbol özgürlüğünü büyük takımlarda bulma şansı yok.
Üç büyüklerde futbol oynayan bazı yıldız oyuncuların hem medya baskısı hem de seyirci baskısı nedeniyle neler yaşadıklarını yazmama gerek var mı?
Sivasspor'un Emre'yi ara transferde başta takımlara satması halinde hem maddi hem de manevi anlamda büyük başarı elde edecektir.
Liderliği sonun kadar hak etiklerini düşünüyorum. Rıza Çalımbay'ın ilk maçtan itibaren kadro istikrarsına sadık kalması başarıyı da beraberinde getirdi.
Yeni Malatyaspor'da ise tam tersi görüntü yaşandı.
Sergen Yalçın'ın açıklayacağı maç kadrosunu doğru tahmin etiğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Takımın orijinal stoperlerinin kenarda oturtarak, orta saha oyuncularını savunmanın ortasında görevlendirmesi yazmak istediğim konunun en çarpıcı örneğini oluşturuyor.
İlk yarı tamamlandı. Lige iyi bir başlangıç yapan Alanyaspor ve Yeni Malatyaspor, ilk yarının tamamlanmasıyla birlikte ilk sıralarda tutunma noktasında büyük mücadele verdiler.
Sivasspor ile Başakşehir 'in ilk iki sırada olmaları sürpriz değil.
Bana göre ligin en kaliteli kadrosuna sahip olan Başakşehir, geçtiğimiz yılın son maçlarında yaşadığı sıkıntıları yaşamaması halinde mutlu sona ulaşabilir.
Üç büyükler ve Trabzonspor'un içinde bulundukları ortam ikinci yarının başlamasıyla birlikte daha da sıkıntılı hale gelebilir.
Maddi anlamda içinde bulundukları sıkıntılara rağmen ara transferde hala futbolcu transfer etmenin peşinde olan bu kulüplerin ensesinde UEFA tehlikesinin olması bile transfer iştahlarını aşağıya çekmiş gözükmüyor.
Fatih Terim'in sezon başında takıma kattığı bazı oyunculardan beklenen verimi alamadığı ve bunları takımdan göndermek istemesi bu sezon ilk defa yaşanmıyor daha öncede benzer senaryoları yazan ve sahneye koyan tecrübeli teknik adamın bugün Galatasaray'ın içinde bulunduğu borç bakiyesine doğrudan etki yaptığı kulübün içinde olanlar tarafından belli aralıklarla gündeme getiriliyor.
Benzer durum Fenerbahçe ve Beşiktaş içinde geçerli...
Sahada işler iyi gitmediği andan itibaren borç bakiyesine bakmadan yeni borçların hanelerine yazılması karşısında hiç kimse doğru dürüst seslerini çıkartmıyorlar.
Trabzonspor'da Ünal Karaman depreminden sonra takımın nasıl bir yol haritası belirleyeceği de merak konusu...
Trabzon gibi sor bir şehirde takımın başına gelecek olan yeni teknik direktörü büyük sıkıntılar bekliyor.
İlk yarının en karlı çıkanları ise Erman Toroğlu ve TV ekranlarında sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sabah namazına! kadar maçları yorumlayan futbol yorumcuları oldu."Dışarıdan gazel okumak güzel" tabirinin en güzel örneklerini teşkil eden eski hakemler ve futbolcuların bazen birbirlerine hakaret edercesine sallamalarıyla futbolumuzun kalitesi arasındaki uyum ikinci yarıda devam edecektir.