Abdullah Ergün

Dünyanın en büyük mezarlığı!

Abdullah Ergün

Son iki yılda Ege ve Akdeniz’de Irak, Suriye ve Afrika’dan kaçan göçmenleri taşıyan gemilerin sulara gömülmesi sonucu binlerce kişi hayatlarını kaybetti.

Güvenli ve insancıl bir yaşamı Avrupa'da arayan göçmenler her türlü zorluğa rağmen Ege ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyor.

18. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’dan misyonerlik faaliyetleri için Afrika’ya gidenler Kara Afrika’nın yer altı hazinelerini görünce misyonerlik adı altında kendilerine huzur ve refahı anlatmaları ve sonrasında Afrika’dan getirdikleri insanları köle olarak Avrupa’ya getirmelerinin üzerinden çok zaman geçti.

Hıristiyanlık dinini yayma politikası altında Afrika’ya gelen misyonerlerin asıl amacının kara Afrika’yı zengin koloniler haline getirmek ve iş gücü noktasında çok iyi durumda olan siyah Afrikalarının fiziki durumlarından faydalanmak olduğu, 1950’li yıllardan sonra Afrika’da başlayan Özgürlük mücadelelerinden belli olmuştu.

Kazanılan bağımsızlıklardan sonra Avrupalıların Afrika’da yaptıkları soykırımları gösteren belgeler ve mekanlar bugün o katliamı yapanların torunları tarafından ziyaret ediliyor.

Kara Afrika Avrupalılara çok şeyler verdi.

Yer altı madenleri, zorla Hıristiyanlaşma başta olmak üzere bütün olumsuzlukları yaşayan Afrika’nın bugün geldiği noktada yaşadıkları karşısında Avrupa kıtasının takındığı durum ders niteliği taşıyor.

Afrika’da artan Müslüman nüfusu Hıristiyan Misyonerlerin moralini bozmaya devam ediyor.

Bugün Afrika’dan Avrupa’ya göç eden Hıristiyanların Akdeniz üzerinden İtalya’ya gelmeleriyle Ege denizi üzerinden Yunanistan ve oradan Avrupa’ya gitmek isteyen Irak ve Suriyeliler arasında oluşan davranış farkını hala anlamadınız mı?

Hedef Müslüman coğrafyasını zayıflatmak ve yaşanan psikolojik savaşın kazanılması olduğu bu örnekten belli olmuyor mu?

Hıristiyanlar bugün dünya coğrafyasında yaşanan olumsuzlukların en tepesinde yer alan Irak, Suriye ve Filistin’de yaşananlardan hiçte olumsuz etkilenmedikleri biliniyor.

Bugün Avrupa Birliğinde yaşanan görsel güzelliğin sadece aldatmaca olduğu biliniyor.

Avrupa Birliği’nin kendi içinde yaşamış olduğu göçmen krizinin birliği bitirme aşamasına geldiği birliğe bağlı ülkelerin yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor.

Avrupa Birliği raportörleri birliğin düzenli olarak yaptıkları anketlerde birliğe bağlı ülkelerin Avrupa Birliğinden ayrılmaları yönündeki sonuçları bakalım ne kadar gizleyecekler.

Almanya ve Fransa’nın başını çektiği Avrupa Birliğinin başta göçmen konusu olmak üzere Avrupa’da artan Müslüman sayısı karşında Türkiye’yi suçlamaları birlik ülkelerine “ bunun tek suçlusu Türkiye” demeleri artık eskisi gibi rağbet görmüyor.

Almanya’da ellerinde içkilerle sabahtan akşama kadar ayyaş gezen gençlerin imdadına bu ülkede bulunan Müslümanların sahip çıkması Almanya’da sıkça gündeme geliyor.

Ayyaş gençlerin aileleri Müslümanların sayesinde çocuklarının alkolden uzaklaşmaları ve İslam dinine yakın olmalarından oldukça memnunlar.

İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılması sonrasında yaşanan kırız diğer ülkeleri de etkisi altına almıştı.

Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika’da halkın büyük çoğunluğu artık birlikte kalmanın getirisinin olmadığını yönünde fikir beyan ediyorlar.

Buna paralel birliğe sonradan dahil olan Yunanistan, Romanya, Bulgaristan birliğin kaymağını yememe devam ediyorlar.

Almanlar “ Bizler sabahtan akşama kadar çalışırken birliğe sonradan dahil olan ülke vatandaşları Almanya’da rahat şekilde yaşıyorlar” demleri yazmaya çalıştığın konuyu çok iyi özetliyor.

Avrupa Birliği kuruluş amacının çok uzağında şimdilerde Avrupa’ya gelen göçmenlerle uğraşmaya devam ediyor.

Eğer Türkiye bugün göçmeler konusunda hassa davranmamış olsaydı,

Bugün Avrupa Birliği olmayabilirdi.

Türkiye’ye “ Aman Suriyelileri göndermeyin biz size para veririz” önerisi aslında onların insanlığa bakış açsını gösteriyor.

Almanya’da ki arkadaşlarla yaptığım sohbetlerde Suriye’nin başına gelenler sizin başınıza gelseydi sizler uçaklarla kendinizi diğer ülkelere atarsınız.

Sadece sizler değil diğer Avrupa ülkeleri de aynısını yaparlardı.

Bunu yapmayacak tek bir ülke var o da TÜRKİYE

Kurtuluş savaşı dönemlerinde bizlerde sıkıntı yaşadık ama hiçbir zaman ülkemizi bırakıp kaçmadık.

Nene Hatunlarla, Sütçü İmamlarla, Seyyit Onbaşılarla bu ülkeyi düşmanlardan kurtardık.

Bunu ancak biz çılgın Türkler yaparız.

Sizler bunu anlayamazsınız.

Mensubu bulunduğunuz dinin ayrıntılarına iyi baktığınız zaman yardımlaşmanın insanların renkleri ve inançlarıyla ilgili olmadığını anlayacaksınız.

Peygamber efendimiz Veda hutbesinde bunu çok güzel anlatmıştı.

Sizler alkol ve Avrupa Birliğinin parçalanması için mücadeleye devam edin.

Dünyanın en büyük mezarlığı haline getirdiğiniz Akdeniz ve Ege’nin serin sularında hayatları kaybeden çoğunluğu çocuk binlerce insanın vebalını nasıl vereceksiniz?

Aramızdaki farkı ilerleyen yıllarda çok iyi anlayacaksınız.

Yazarın Diğer Yazıları