Abdullah Ergün

Doğru yönetilmek yeterli olacaktır

Abdullah Ergün

Futbol endüstrisi devamlı artan ilgi ile birlikte ortaya çıkan ciro ile yeni projeler sunmaya devam ediyor.

Kulüpleşme adına yapılması gereken her şeyi yapan kulüpler bu değişimin getirisini maddi anlamda kendilerine yönelmesi için “Ar-Ge”lerini devamlı hareket halinde tutuyorlar.

Futbol pastasından kendilerine en yüksek payı almak için CEO ları ile kendilerine yeni hedefler belirliyorlar.

Yapılan başkanlık seçimlerinde başkan adaylarının kulübün geleceğini dönük anlatımları ve camialarına en iyisi sunmaya yönelik konuşmaları sadece kongre salonlarında kalıyor.

Göreve geldikten sonra ortaya çıkan tablo sonrasında kongrede yaptıkları konuşmalara ve geleceğe yönelik söylemleri rafa kaldırılıyor. Sonrasını herkes çok iyi biliyor. Kulübü aldıklarında ortaya çıkan borç daha da artarak bir sonraki kongreye ve yeni başkan adayına altın tepsiyle sunuluyor.

Bu sistem değişmediği sürece gazetelerde ve televizyon ekranlarında kulüp başkanları ve yöneticilerin sitemlerini daha çok dinleyeceğiz.

Büyük kulüplerimiz artan maliyetler karşısında yaptıkları borçları ile gündemde her zaman yer alıyorlar.

Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un maddi anlamda yaşadıkları sıkıntılar karşısında tedbir alınması yerine hala çılgın işlere imza atmasını anlamak hiçte zor değil.

Ligin ikinci yarısıyla birlikte büyük kulüplerin taraftarlara karşı mahcup olmamak için maddi ve manevi anlamda her şeylerini ortaya koymalarına da alıştık.

Oysa büyük kulüpler mali kongrelerde mevcut bütçeyi ibra etmek ve yeni bütçenin rakamsal boyutunu üyelerine kabul ettirmek için verdikleri uğraşları biliyoruz.

Son yıllarda özellikle dış transferlerde 3 büyüklerin izlediği yol ve yapılan transferlerin takıma direkt katkı anlamında belli bir çizginin altında kalması büyük borçların ana temasının oluşmasına neden oldu.

En büyük hedefleri olan Lig şampiyonluğu için rakamsal boyutun genişlemesine ve borç batağının hacimsel büyüklüne bakmadan bunun gerçekleşmesi için her şeyi yapmaları artık bu kulüplerin bitme aşamasına getirdi.

Transfer döneminde alınan futbolcular ve gönderilen futbolcularla her yıl aynı senaryo ile gündeme çıkan bu kulüplerimizin yapılan harcamalar karşısında sadece Türkiye’de lig arenasında görülmelerini de anlamış değiliz.

***

Malatyaspor’un süper ligde mücadele ettiği yıllarda “Kurumsallaşma” adına bazı projeleri hayata geçirdiğini buna paralel günlük başarılarla yapılması gerekenler arasında yaşanan sıkıntılar beraberinde kulübün daha refah bir hale gelmesine engel oldu.

Kulübe kalıcı gelir getirecek projelerin başta mevcudu ve işletmeciliği ile birlikte bu işler arasında köprü olacak kişilerin belirlenememesi ve sadece proje kâğıtlarının üzerinde kalması uzun sürmeyecek olan çöküşün ilk nedenleri arasında yer almıştı.

Oysa her şey Malatyaspor lehine işliyordu. Profesyonel kadro oluşan iskelet kadro ile belli bir süreyi sıkıntısız geçirecek hale gelmişti.

Malatyaspor’da görev yapan Mehmet Özdilek ve Aykut Kocaman tercihleri Malatyaspor için bir şanstı.

İki teknik direktörde genç bir kadronun oluşması için gerekenleri yapmaya çalıştılar.

Yıllar önce Mehmet Özdilek’in Antalyaspor’da Malatyalı Menajer Süleyman Tekgül ile birlikte sınırlı bütçe ile oluşan mütevazi kadronun yakaladığı sezonlar Antalya’da yapılan futbol muhabbetleri arasında yer almaya devam ediyor.

Süper ligde alınan galibiyetlere Futbol Federasyonunca ödenen rakam kulüplerin haftalık futbolcu giderleri ve masrafların karşılanması için yeterli

Kişilere ve kurumlara muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde duran bir kulüp olunması için bundan daha iyi bir ortam bulunamaz.

Yapılan doğrular karşısında gittikçe büyüyen ve mali portresini yukarılara taşıyan bir kulüp olmak için her türlü şartlar kulüplere sunulmuş durumda.

Yapılacak tek şey yönetim kadrosunda bulunan kişilerin futbola bakış açılarının doğru tarafını kabullenmeleri ve bu yönde hareket etmeleri yeterli olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları