Doğru tercih değil
Abdullah Ergün
Şenol Güneş’in milli takımdan ayrılmasından yeni bir teknik direktör sonra arayışlar içine giren Futbol Federasyonu, Alman Teknik Direktör Stefan Kuntz’u açıklamaya hazırlanıyor.
Milli Takımlar Teknik Sorumlusu olarak göreve başlayan Hamit Altıntop’un Stefan Kuntz tercihinde aktif rol üstlendiği konuşuluyor.
Futbol alt yapısını Almanya’da alan ve üst seviye yer alan takımlarda futbol oynayan Hamit Altıntop’un milli takımın başına Alman teknik direktörü getirmesi kendisi açısından normal karşılanabilir.
Milli takımda yerli futbolcuların görev yaptığını düşünecek olursak takımın başına bizden ve bizi iyi anlayan bir teknik sorumlunun olması gerekmiyor mu?
Stefan Kuntz, dünya sıralamasında her zaman üst sıralarda yer alan Alman futbol ekolünü milli takımada uygulayabilir.
Süper ligde yer alan takımların on altısında yerli, dördünde de yabancı teknik direktörler görev yapıyor.
Bu istatistik geçmiş sezonlarda yabancı teknik direktörler lehine değişiyordu.
Konunun tartışılması noktasında yerli teknik direktörlerin daha başarılı olduğu ağırlık kazanıyor.
Milli takımın dünya kupası yolculuğunda en başarılı olduğu 2002 yılında dünya üçüncülüğünü kazanırken takımın başında Şenol Güneş ve Ünal Karaman ikilisi vardı.
O yılarda Galatasaray’ın ligde ve Avrupa’da elde ettiği başarıların başında takımın ortaya koyduğu etkili futbolun büyük etkisi olmuştu.
Hollanda maçında alınan farklı skor ve oynanan oyunun sorumlusu olarak sadece Şenol Güneş değil uygulanması istenen sistemin kötü uygulamasına eşlik eden futbolcuların da olduğu unutulmamalı…
Yurt dışında futbol yaşamlarına devam eden futbolcuların sayı olarak fazla olmasından dolayı kadrosunun lejyonerlerden oluşması normal karşılanıyor.
Bunu daha önce Lucescu döneminde de görmüştük. Tecrübeli teknik adam geleceğin takımım için genç futbolcuların sürekli olarak kadroda yer almalarını istiyordu.
Bu işlerin kısa vadede olamayacağına kendisinden başka kimse inanmamıştı.
Futbol Federasyonun kısa zamanda başarının elde edilmesi yönünde para dahil her türlü desteği vermesine rağmen bekledikleri başarı gelemeyince en iyi yaptıkları iş olan teknik direktör değişimini hayata geçiriyorlar.
Şimdi yine böyle bir tablo karşı karşıyayız. Büyük ihtimalle Stephan Kuntz ile yeni bir yol haritası çizilecek.
Alman teknik direktörün istekleri arasında futbol federasyonun kabul etmeyeceği konu başlıkları da yer alabilir.
Dünya futbolunda her zaman saygın konumda olan Alman futbolunda uygulanan sistemin ülkemize uyarlanması hiçte kolay olmayacaktır.
Uzun bir maraton gerektiren konunun tartışma biçimi de göreve gelecek isim kadar ses getirecek. Yap-boz haline gelen kararların ortaya istikrarlı bir tablo çıkartmadığı gerçeğinin de karar mercilerinin bilmeleri gerekiyor.
Süper lige odaklı yönetim modeliyle göreve gelecek olan yeni teknik direktörü ne kadar etkileyeceksiniz?
İşte asıl tartışma konusu bu konu üzerinden yaşanacaktır.
