Abdullah Ergün

Çınar

Abdullah Ergün

Türk sinemasında son yıllarda ortaya çıkan özgün eserler toplumun sinemaya bakış açsısında değişimlerin yaşanmasına neden oluyor.

8. Malatya Uluslararası Filim Festivali kapsamında yarışmacı filmler arasında yer alan Yönetmenliğini Mustafa Karadeniz, Senaryosunu Necip Güleçer ve Mustafa Karadeniz, Görüntü Yönetmenliğini Olcay Oğuz, müziklerini Oğuz Sezgin, Savaş Yakupoğlu, Erdinç Aksak’ın yaptığı, Sezgin Cengiz, Şilan Düztaban, Yunus Emre Çelik, Halil Demir, Mert Aygün, Zemine Tanyeri’nin rol aldıkları film ilginç hikayesi ve müthiş finaliyle salonda bulunanları farklı duygulara götürmesini sağladı.

Günümüzde film yapmanın hele bu film doğu Anadolu’nun zorlu kış şartlarında çekiliyorsa filmin zorluk derecesi daha da yukarıya çıkıyor.

Kars’ın Sarıkamış ilçesinde geçen ve adam boyu kalınlığında karın hüküm sürdüğü kış mevsiminde filmin özgün senaryosuna “cuk” diye oturan mekanlar ve kış mevsiminin batıda yer aldığı dönemlerde sıkça kullanılan “kartpostallık manzaralar” yakıştırmasının çok uzağında hayatın tam gereceği ve olumsuz şartların uzun süre hüküm sürdüğü mekanda filmin müthiş finaline kadar insanı düşündüren, yorum yapmaya sürükleyen filmde, Anadolu kadınının hangi konumda olursa olsun evladına adadığı hayatın olumsuzluklar arasında bile evladına olan sevgiyi hep yukarıda tutması, aslında kaybolmaya yüz tutan değerlerimizin hatırlanmasına da neden oldu.

Yönetmen Mustafa Karadeniz’in gerçek hayat hikayesinden sinemaya uyarlanan “Çınar” filmi bu yönüyle verdiği mesaj filmin hedeflerinin tutturulması ve verilen mesajın yerine gitmesini de sağladı.

Halkımız için aile kavramının ne olduğunu Çınar filmi bize bir kez daha hatırlattı.

Yürüme engelli çocuğunun daha güzel günler görmesi için annesi ve babası tarafından verilen mücadelenin sonunda gazete sayfalarının asayiş haberlerinde bazen yer alan çocukların hastanede karışması gerçeğinin filmin ana temasının duygusallık yönünün detaylara taşıması filmin sonunda salonda oturan sinema izleyicilerinin koltukluklarından kalkmasına da engel oldu.

Filmin ana teması içinde gerçek çocuğuna sarılması ve sonrasında yürüme engelli çocuğun hastane koridorlarında ayağına takılı olan protez metalin çıkarttığı sesler arasında biten müthiş bir final.

O anda hastanede Mustafa, Suna ve Rıza yürümüyorlardı. Sinema salonunda bulunan izleyicilerde onlarla beraber yürüyorlardı.

Eli ayağı düzgün filmleri artık arayacak hale geldik.

Argo konuşmalar ve küfürlü sahnelerin bolca yer aldığı yeni sinemamızın içinde bulunduğu son noktada “Çınar” filmi büyük bir açığımızı şimdilik kapatmış oldu.

Teşekkürler Mustafa Karadeniz ve filimin beyazperdeye taşınması noktasında emeği geçenlere…

Yazarın Diğer Yazıları