Abdullah Ergün

Bizim çocuklar tatili hak ettiler!

Abdullah Ergün

İtalya’dan sonra Galler’e de mağlup olan ulusal futbol takımında yer alan futbolcularımız maçlar oynanırken akıllarından hiç çıkarmadıkları ve hayal ettikleri tatile kavuşmak üzereler.

Ellerinize ve ayaklarınıza sağlık,

Turnuvada şu ana kadar yapılan maçlar sonrasında ortaya çıkan tabloya baktığımız zaman en zayıf halka gösterilen Türkiye için bundan daha kötüsü olmazdı.

Turnuva öncesi final yapar diyen medyanız Galler maçından sonra öve öve bitiremedikleri milli takımı yerden yere vurmaya başladılar.

TRT’nin çokbilmiş! Futbol yorumcuları yayıncı kuruluş olmanın verdiği havayla her maç öncesi gaza getirdikleri ve reklam performansları saha içindeki performanslarından daha iyi olan futbolculardan ne bekliyorlardı ki?   

Bu işler masaya koydukları tablete bakarak futbolu yorumlamakla olmuyor.

Avrupa’da futbol yaşamlarına devem eden futbolculardan kurulu ulusal futbol takımın takım olma noktasında sıkıntı yaşayacakları gerçeğini konuşmak için önlerindeki tablete bakmalarına gerek yoktu.

“Şimdi ayaklar yere sağlam bastı.”

“Şapka düştü kel göründü.”

Daha önceki turnuvalarda takımın önemli isimlerinden olan Arda Turan, Caner Erkin, Gökhan Gönül, Mehmet Topal ve Emre Belözoğlu’ndan medyanın özür borçları var.

Bu isimler bu şampiyonada sahada olmuş olsalardı bugün daha güzel şeyler yazılacak ve konuşulacaktı.

Galler maçının genel tablosu içinde maçın uzatma dakikalarında Gereth Bale’nın iki kornerde yaptıkları maçın yorumlar kısmının kısa tutulması için yeterliydi.

Maçın başlama vuruşundan itibaren sahada işlerin yine iyi gitmeyeceği belli olmuştu.

Burak Yılmaz, üzerine kurulu hücum hattında kenar hücum oyuncuları Kenan Karaman ve Cengiz Ünder’in boş alan bulması, Şenol Güneş’in maç kazanma senaryoları arasında yer alıyordu.

Buna karşın Galler, maçı kazanmak için nelerin yapılacağı konusunda dersini iyi çalışmış görüntü ortaya koydu.

Burak Yılmaz’ın savunma arkasına yapacağı koşulara imkan tanımayan alan savunması, orta sahada topu kullanan tek oyuncu olan Hakan Çalhanoğlu’nun final paslarına önlem noktasında da benzer savunma anlayışları kendilerine kolay bir galibiyetin gelmesini sağladı.

Yıllar önce uygulanan ve günümüzde artık tercih edilmeyen 3-5-2 ‘nin bize özgü konumunun devreye girmesine son örnek Şenol Güneş oldu.

İkinci yarıya Merih’i alıp üçlü savunmaya dönen milli takımda kalabalık orta sahanın oyuna katkısını bekleyenler yine hayal kırıklığı yaşadılar.

Galler, klasik İngiliz futbolunun skoru korumak ve etkili kontrataklar bulmak için 4-4-2 gibi kontrollü bir sistemin kendilerine sunduğu avantajla Şenol Güneş’e” Benimsediğin 3-5-2 geçmişte kaldı “ mesajını verdi.

Galler kalecisi yere yatmama konusunda kendi rekorunu kıran performansıyla da anılacaktır.

Bu takımdan ancak bu kadar olurdu.

İsviçre maçından sonra özledikleri tatillerine kavuşacaklar.

Bazıları tepkilerden dolayı yurt dışında bazıları da Akdeniz kıyılarında hiçbir zaman yanlarından ayrılmayan yancılarıyla tatil yapacaklar.

Sevgilileri ve pahalı aksesuarlarıyla gazetelerin bu kez spor sayfalarında değil magazin sayfalarında yerlerini alacaklar.

Ben kendilerine hak veriyorum!

Çok yoruldular!

Kulüp maçlarında maç sayısının fazla olmalarından dolayı önceden sitemleri olmuştu.

Salgından dolayı maddi ve manevi anlamda sıkıntı yaşayan vatandaşlarımızın şampiyonada alınacak galibiyetlere o kadar çok ihtiyaçları vardı ki,

Salgından sonra bir darbede sizler vurdunuz.

Galler maçından sonra “ atış serbest” misali gelen tepkilere sakın karşılık vermeyin.

Siz bu tepkileri ve eleştirileri sonuna kadar hak ettiniz.

İsmail Topal’ın maç sonu gönderdiği mesajda TRT’nin deneyimli ismi Levent Özçelik’te nasibini aldı.

Levent Özçelik, sahadaki futbolculardan daha çok yoruldu.

Oysa kariyerinin sonlarına doğru tarihe geçecek bir maçı anlatmayı sahadaki futbolculardan daha çok istiyordu.

Toprak sahada futbol oynadığımız arkadaşların maç hakkında neler düşündüklerini az-çok tahmin edebiliyorum.

Savunmacılardan Selim ve Sait’in bazı pozisyonlar için  “ orda ben olacaktım ki,”diye başlayan

Gereth Bale’nin son dakikalarda iki kornerde yaptıklarına önlem noktasında” ya top yada Bale kalacaktı” söylemleri ilk sırada yer alacak. 

Dr. İbrahim Bey ve Dr. Orhan Bey’in klasik hekim düşüncesi içinde maç yorumlarının birleşimiyle ortaya koyacakları “trajik-komik” düşüncelerini de merak ediyorum.

Ulusal takımı izlerken bizim toprak saha ekibinin bu tip facia sonuçlardan sonra seyir zevkinin daha iyi olduğunu bir kez daha anladım.

Görsel olarak ortaya güzel şeyler koyamayan milli takıma inat, bizim ekibin orta saha oyuncuları Arif İmik, Sağlıkçı Mustafa ve Lütfü Örs’ü izlemek için sabırsızlanıyorum.

TV ‘de futbolseverleri futbola küstüren, spor haberlerini ve gazeteleri takıp ettirmeyen kısaca futbola küstüren milli takım futbolcuları insanların ve havanın sıkça değiştiği günümüzde kendilerini gaza getiren medya ile birlikte bundan sonraki her turnuva öncesi bugün bize yaşattıklarıyla anılacaktır.

Şimdi sahil bölgelerinde daha önceden ayrılmış olan lüks otellerde gönlünüzce tatil yapabilirsiniz.

Sizler profesyonel futbolcularsınız. Yaptığınız her maç sonrası o maçı kafanızdan çabuk atabiliyorsunuz.

Halkımız sizler kadar geniş! Değil.

Yaşattıklarınızı unutmayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları