Abdullah Ergün

Ayşe Tatile Çıksın

Abdullah Ergün

Dün Kuzey Kıbrıs’ta yayın yapan bir televizyon programında sokak röportajı yapan meslektaşımızın yaşları 15-20 yaş aralığında olan gençlere sorduğu

“20 Temmuz 1974 yılında neler yaşandı?” sorusuna bazı gençlerin verdiği cevaplar 47 yıl önce adaya çıkarma yapan Türk askerlerinden şehadetliğe ulaşanların kemiklerini sızlatan türdendi.

Gençlerin verdikleri cevapları yazmayacağım.

Ben 47 yıl önce “Ayşe Tatile Çıksın” parolasıyla başlayan savaşın olduğu anlarda Sıtmapınarı’nda yaşananları ve yaşadıklarımı yazacağım.

20 Temmuz 1974 Cumartesi erken saatlerinde radyoların başında haberleri dinleyenler, haberler esnasında gözleri yaşlı ellerini açıp dua etmeleri ilk yaşadıklarım oldu.

Çay ocaklarında radyonun etrafında toplananlar, sıcaklara aldırış etmeden radyodan yapılacak mutlu haberleri beklerken, ellerinde Türk bayraklarıyla kadın, çocuk herkes coşkuyla caddelerde yürüyorlardı.

Sıtmapınarı’nda şimdi polis evi olarak kullanan binanın önünde sıralanan otobüsler, Kıbrıs savaşına gönüllü taşımak için dizilmişlerdi.

Çok kısa sürede dolan otobüsler alandan ayrılırken hemen arkasından başka otobüsler sıralanıyordu.

Ben ve arkadaşlarımızda otobüsün arka kapısından kaçak girmeye çalıştık. İçeriye girdikten sonra orada bulunan görevliler” siz daha çocuksunuz” diye bizleri otobüsten indirmişlerdi

Bizlerde otobüse gururla binen büyüklerimizi takip ediyorduk.

Radyo başında sabahlara kadara heyecanla bekleyenler gelen mutlu haberler sonrasında şükür duaları ediyorlardı.

Gazetelerin birinci sayfalarında Türk askerlerinin adaya çıkartma yaptıkları anlarda çekilen fotoğrafları öpenler, fotoğrafları gözyaşlarıyla evlerine asanlar sanki kendileri Kıbrıs’a çıkartma yapmış gibiydiler.

Malatya caddelerinde Hasan Mutlucan’ın davudi sesinden kahramanlık türkülerinin yanı sıra mehter müzikleri milli duyguları daha yukarıya taşıyordu.

Her şey radyodan gelen haberlere bağlıydı.

TRT spikerlerinin “Kahraman Türk askeri adada yıllarca Rumların Kıbrıslı Türklere yıllarca uyguladıkları vahşete son verdiler. Türk Askerleri Kıbrıslı Türkler tarafından gözyaşlarıyla karşılandı “ haberlerini dinleyenler benzer görüntüler sanki Sıtmapınarı’nda yaşayamıyormuş gibi ortaya çıkan görüntüleri görmüş birisi olarak o anları yazarken bile gözlerim 47 yıl öncesinde olduğu gibi yine doldu.

Herkesin ellerinde bayraklar “Yaşasın Türk askerleri, Yaşasın Kıbrıslı Türkler diye slogan atıyorlardı.

47 yıl önce yaşanan zaferin bugün yıldönümü kutlanacak. Türk askerinin adaya girmesinden sonra Türklere uygulanan ambargo bile bizim haklı davamızdan bir adım geriye atmamıştı.

Biz zülüm değil zülüm yapanlara karşı adaya çıkartma yapmıştık.

Biz Kıbrıslı soydaşlarımıza Rumlar tarafından yapılan vahşeti durdurmak için Kıbrıs’a çıkartma yapmıştık.

Başka ülkeler gibi misyonerlik faaliyetleri adı altında soykırım yapmadık.

Kıbrıs’a sadece soydaşlarımız için değil adanın tamamına barış için çıkartma yapmıştık.

Eli kanlı EOKA’nın çocuklarında aralarında bulunduğu Kıbrıslı soydaşlarımıza yaptıkları toplu katlımaları da unutmadık.

47 yıl önce o günleri canlı yaşamış birisi olarak yaşananların ışığında dün Kıbrıslı bazı gençlerin mikrofonlara 20 Temmuz 1974 konulu sorulara verdikleri cevaplara inat Kıbrıs Zaferini bu halk asla unutmayacak.

Kıbrıslı Türklerin Lideri Rahmetli Rauf Denktaş’ın Çıkartma yapılmadan önce Bayrak Radyosundan

“Bayrak… Bayrak… Bayrak” sözleri Kıbrıslı Türklerin Adaya Türk Askerlerinin girdiğini anlatan bir başka unutulmaz söylemdi.

“Ayşe tatile çıksın” parolası dünyada sadece bize yakışmıştı.

Ve… “Ayşe tatile çıkmıştı”

Bizde bu parolaya uygun olarak görevimizi tek vücut en iyi şekilde yerine getirmiştik.

Şehitlerimize rahmet, Gazilerimize sağlıklı uzun ömürler diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları