Abdullah Ergün

Aradaki fark giderek açılıyor

Abdullah Ergün

Hafta içinde Şampiyonlar ligi maçları oynandı. Temsilcimiz Galatasaray’ın kendi sahasında Almanya temsilcisi Schalke ile oynadığı maçta alınan skordan çok ortaya çıkan futbolu görünce diğer ülke temsilcileriyle arasındaki fark bir kez daha ortaya çıktı.

Avrupa’nın elit takımları arasında yer alan takımların şampiyonlar ligine verdikleri önem biliniyor. Yapılan her harcamanın karşılığının bu maçlarda sadece prestij değil maddi anlamda da büyük kazançların sağlandığı şampiyonlar liginde bizimle onlar arasında oluşan farkın kapanacağını sanmıyorum.

Kulüplerimizin idare biçimleri bu şekilde devam ettiği sürece aradaki farkın daha da açılacağını düşünüyorum.

Oysa futbola yatan ve kalkan bir toplum olarak bu kulvarda daha yukarıda olmamız gerekiyor.

Futbolu çok seviyoruz ve çok konuşuyoruz.

Futboldan o kadar çok etkilenenler var ki gazeteyi ellerine aldıkları zaman son sayfadan okumaya başlıyorlar.

İlk sayfaya bakma gereğini duymayanlar dahi var.

Futbolu bu kadar çok seviyoruz fakat karşılığını tam olarak alamıyoruz.

Televizyonların spor programları ülkenin en önemli konu başlıklarının üstüne çıkmış durumda.

Son yılarda ülkemizde yaşanan olumsuz tablo bile futbolun önüne tam anlamıyla geçmiş durumda değil.

Futbolu televizyonlarda ve gazetelerden takıp eden futbolseverler kulüplerimizin iyi yönetilmediklerini çok iyi biliyorlar.

Çözüm noktasında yöneticilerden çok iyi konumda olduklarını da düşünüyorum.

UEFA kıskacına nasıl gelindiğini ve çözüm noktasında çok parlak düşüncelere şahit olmuş birisi olarak yöneticilerin artık daha radikal kararlar almaları lazım.

Bunların başında yaşanan sıkıntıların temel öğesini oluşturan hatalı ve pahalı transferler oluşturuyor.

Yıllar önce Avrupa arenasında karşılaştığımız zayıf ülkelerle aynı konumda olmamız kimseyi rahatsız etmiş gözükmüyor.

Kendi mesleklerine ilaveten kendi ülkelerinin formasını giyen futbolcuların yer aldığı bu ülkeler artık puanlar alıyorlar ve grupların iddialı takımları olmaya devam ediyorlar.

Bir zamanlar Avrupa’nın en zayıf halkası olan Foreo Adaları artık olumlu futbollarıyla konuşuluyor.

Futbol adına o kadar çok yanlış yapıyoruz ki bize uygun görülen 4’ncu torbayı hak ediyoruz.

Geçmişi mumla arar olduk.

60, 70 ve 80’li yılların yetenekli futbolcuların çok uzağında günümüzde daha futbolun alfabesini öğrenmeden vücuduna dövme yaptıran, kulağına küpe takan ve televizyonda izlediği yıldız futbolculara sadece görüntü olarak benzemeye çalışan o kadar genç futbolcu varkı…

Böyle bir ortamda bu genç futbolcular birden bire ortadan kayboluyorlar.

 Futbolun ilk basamağında olan genç futbolcular futbol takımında futbol oynamanın yetmeyeceğini takım olma, takım içinde arkadaşlık, rakibe saygı yönünde kendilerini yetiştirmeleri lazım.

Televizyonda izlediği yıldız futbolcuların sahada yaptıklarını uygulamaya çalışmaları gayet normal fakat o yıldız futbolcuların oralara gelmek için nasıl çalıştıklarını da bilmeleri lazım.

Şimdiki futbolcular çok şanslılar gerek malzeme yönü gerekse futbolun takip edilmesi ve evrenselliği en büyük avantajları.

Fakat futbola bakış açılarıyla yaşam ve çalışma konusunda yeterli seviyede olmadıklarını görüyorum.

İşte bu eksiklik doğal olarak ülke futbolumuza da olumsuz yansıyor.

 Bazı Avrupa ülkeleri futbolun sektörel yönünü olumlu hale getirerek maddi ve manevi anlamda işin hazzını sürdürmeye devam ediyorlar.

Galatasaray ile Schalke arasında oynanan maçın analizini yapan uzmanların arada oluşan farkın nasıl ortaya çıktıklarını da çıplak gözle futbolseverlere anlatmaları lazım.

Gazetelerin spor sayfalarında maç öncesi atılan muhteşem başlıkların maç sonrasında yerini yergiye bıraktığı ortamlar artık sıkıntı yaratmaya başladı.

Yazarın Diğer Yazıları