Abdullah Ergün

Arabalarınızdan inmeniz halinde...

Abdullah Ergün

Malatya'da yaşamam için bir tek nedenim var.

Malatya'dan ayrılmam için ise yüzlerce nedenim var.

Bu nedenlerin arasına yenileri hızla ekleniyor.

Malatya'nın en güzel yıllarına tanıklık etmiş birisi olarak, Malatya'dan ayrılarak büyük şehirlere göç eden Malatyalılara sitem etmiştim.

Fakat son yıllarda Malatya'da artan göçlerle birlikte yaşanan nüfus patlaması sonrasında ortaya çıkan görüntülere baktığımız zaman yıllar önce Malatya’yı terk edenlerin bu sahneleri görememelerinden dolayı "ne kadar şanslılarmış"diyebiliyorum.

Malatya'yı yönetenlerin Malatya'nın geldiği son noktada şehrin gündüz-gece arasında oluşan farkı gördüklerini sanmıyorum.

Görevimiz gereği Malatya'da çay içtiğimiz ve sohbet etiğimiz ortamlarda halkımızın bizleri görmesiyle onların sorularına cevap vermek yaşadıkları olayları dinlemek ve en önemlisi "Yeğen bu konuştuklarımızı da yaz" isteklerini bazen köşemde yerine getiriyorum

Fakat bu sefer ki oldukça dikkat çekici;

Malatya'da gecenin ilerleyen saatlerinden sonra İstanbul Beyoğlu'nu aratmayan görüntüler yaşanıyor.

Saat 24.00'e kadar normal seyrinde giden Malatya akşamında bir anda sahne değişimi yaşanıyor.

Köşe başlarında iş!  Bekleyenler mi dersiniz, gece kulüplerini aratmayan mekanlardan çıkanların kafa ve ruh hallerinin ortaya çıkardığı iğrenç görüntüler mi dersiniz

Bunlara katacağımız daha çok örnekler var.

Yazmamı istedikleri bir başka önemli nokta ise;

Hamidiye camisinde yatsı namazı esnasında camiye, okullara yakın kafelerden yüksek sesle çalınan canlı müzikler cami cemaatini rahatsız ettiğini buna bir çözüm bulunmasını isteyen dayımızın bu isteğini benzer olayı yaşamış birisi olarak buradan bir kez daha yazıyorum.

Kafelerin ve buna benzer mekanların cami ve okullara olan mesafesinin belirlendiği ve buna göre ruhsat verileceği kurallar dahilinde yer alıyor.

Hamidiye Mahallesi, Antepli sokak ve çevresinde bulunan mekanların camı ve okullara olan mesafesinin benim gibi şehri idare edenlerinde bildiklerini düşünüyorum.

Siyah makam arabalarıyla önde ve arkada eskort eşliğinde caddelerden geçen ve Malatya'yı yöneten büyüklerimizin artık arabadan inip gecenin ilerleyen saatlerinde kılık -kıyafet değişimi tercihiyle caddelerde ve biline mekanları korumasız gezmeleri halinde yazdıklarımın ne kadar yerinde olduklarını göreceklerdir.

Gündüzleri sıkışan caddeler ve kaldırımlarda ellerinde cep telefonun yanında kız arkadaşı olmasına rağmen karşından ailelere rağmen konuşmalarında her türlü küfürlü konuşmayı yapanlar hiç bir şey olmamış gibi sırıtarak yollarına devam ediyorlar.

"Gündüzleri şehre çıkmak istemiyorum" diyenlere hak veriyorum.

Bu seferde gece Malatya'nın Beyoğlu'na benzeyen görüntüleri problemler yaratmaya başlıyor.

Kısaca Malatya'nın ne gündüzü nede gecesi yaşanacak gibi değil...

Valimiz ve Belediye Başkanlarımızın yukarıda belirttiğim gibi şehrin sosyo-ekonomik dengesizliğin yanına eklenen bazı problemlerin en azından şimdiki haliyle kalması için arabalarından inip şehrin gecelerinde yaşanan sahneleri yerinde görmeleri tehlikenin daha da büyümesine engel olacaktır.

Yoksa bizler Recep Yazıcıoğlu gibi valiyi, Hamit Fendoğlu gibi Belediye Başkanını; Keşke onlar gibi yöneticilerim olsa diye daha çok hayıflanacağız.

Yorumlar 1
Ahmet dogru 08 Eylül 2020 20:07

Apo yazıyı olabildiğince yumuşatmaya çalışmış. Ilin mülki ve ldari amirleri eğer bu denetimleri bizzat yapsalar o gece uyuyamazlar. 155'i arayıp birkaç soytarinin bağırarak küfür ederek rahatsızlık verdiklerini ıhbar ediyorum. Cevap şöyle ne yapalım ağzını mı bantlayalim. Malatya artık malatya olmaktan çıkmış. Ailemizle gece yürüyüşe çıkmaktan gerçekten çekiniyoruz. Umarım ciddî takıp ve önlemler alınır. Çünkü gidecek yeriniz yok.saygilar.

Yazarın Diğer Yazıları