Abdullah Ergün

Anılarda yıkıldı

Abdullah Ergün

Sıtmapınası'nda bulunan Pınar Kıraathanesi'nin yıkılmasıyla birlikte başta Malatyaspor olmak üzere Malatya için önemli olan bazı konu başlıklarına ait anılarda mekanla birlikte yıkıldı.

Sıtmapınarı'nda hayata merhaba dediğimiz andan itibaren hep bizimle olan tarihi mekanın yıllar öncesinden günümüze kadar gelen süreçte sembol olmuş ve unutulmayan isimlerin kahve içindeki trajikomik olayların bir çoğuna ben arkadaşlarımız şahit olmuştuk.

Binanın son efsanesi olan Garson Osman'ın Sıtmapınarı'nın tarihine ışık tutan hafızasının yanı sıra camlatılıp duvarlara asılacak söylemleri çöken binada yaşanan son anılar olarak hep hatırlanacaktır.

Malatyaspor'un profesyonel lige adım atmasından sonra Ankara kahvesiyle birlikte Pınar kıraathanesi de üzerlerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getiriyorlardı.

Malatya'da oynanan maçlarda kahve önünde bekleyen minibüslerle İnönü stadının yolunu tutan Sıtmapınarlılar maç sonrasında bir sonraki maça kadar olan süreçte izledikleri maçın en ince ayrıntısını masaya yatırıyorlardı.

Büyüklerin maç saatine kadar yaptıkları hazırlıklar arasında mahallede bulunan çocukları yanlarında maça götürmeleri bir kuşağın Malatyaspor sevgisinin oluşmasına katkı yapmıştı.

1972-93 sezonunda tarihinin ilk şampiyonluğunu yaşayarak ikinci lige çıkan Malatyaspor'un efsane kadrosunu büyüklerimizin sayesinde stada giden bizim jenerasyon hala ezbere sayabiliyor.

Benzer sevginin daha olgunlaşmış hali olan 1983-84 sezonunda ise gençlik yıllarımızın takımını tıpkı büyüklerimizi yaptığı gibi bizlerde sahiplenmiştik.

Maç öncesi saatlerce konfeti hazırlamak en büyük Malatyaspor bayrağını Sıtmapınarı'nda dalgalandırmak bizler için çok önemliydi.

Pınar Kıraathanesinin o yıllardaki müdavimlerinden olan Şef Memet'in bu işleri organize etme konusundaki meziyetine katkı yapanlar ise Harut Resulkal, Necmettin Solmaz, Berber Bayram, Çeçe Veysel, Hacı Bayram, Salih, Ünsal Topalezber ve aklıma gelmeyen bir arkadaş grubu olmuştu.

Malatya'nın deplasman maçlarına kahvede çalınan ilk davul nağmeleri sonrasında minibüslerde yapılan dış saha maçları sonrasında kamaraya alınan maç görüntüleri kahvede günlerce videodan oynatılarak o maçta yaşanan atmosfer sanki can maç edasıyla tekrarlanıyordu.

Sonraki süreçte Şef Memet'in Malatya'dan ayrılmasından sonra o güzelim yıllar bir daha yaşanmadı.

Şef Memet ve sonrasında kahvenin müdavimlerinden olan bazı büyüklerimizin de aramızdan ayrılmasından sonra Pınar Kıraathanesi aslı görevi olan oyun alanı olarak son ana kadar devam etti.

Kahvenin yıkım haberini aldıktan sonra apar -topar olay mahaline geldiğimiz zaman bir mekanın içinde yaşananlarla ortadan kalkışını duygulanarak seyrettim.

Şimdilerde okullarda okutulmaya ve anlaşılmaya çalışılan bazı konuları bizler bu mekanda kendilerine öğretmen derecesinde saygı gösterdiğimiz büyüklerimizden öğrenmiştik.

Kahvenin son sahibi olan Mahmut Baydoğan ve oğlu Mehmet Baydoğan'ın geçmişten günümüze kadar gelen süreçte mekanı hep açık tutmak için verdiği mücadeleden dolayı 1970 ve 80’li yıllar da Sıtmapınarı'nın bütün güzelliklerine eşlik etmiş olan benim jenerasyonum adına teşekkürlerimi iletiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları