Almanlar suçluyu buldu
Abdullah Ergün
Rusya’da devam eden dünya kupasında Güney Kore son şampiyon Almanya’yı mağlup ederek dünya kupası tarihinin en büyük sürprizlerinden birine imza attı.
Geçtiğimiz hafta ülkemizde yapılan devlet başkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasıyla şok yaşayan Almanya ikinci büyük şoku Güney Kore maçında yaşadı.
Türkiye’de yapılan her seçim sonrası Almanya’ya gitme geleneğim bu seçim sonrasında da devam etti.
Yani tarihi balkon konuşmaları gibi benimde Almanya’ya gitmem beni mutlu ettiği kadar seçim sonuçları karşısında hüzünlenen ve kendilerini alkole veren bazı Almanları görmek artık bende alışkanlık yaptı.
Her seçim öncesi gibi Almanya’da yayın yapan bazı televizyonlarda bölücü terör örgütlerinin propagandasını yaparak seçimleri farklı noktaya taşımak isteyen Almanlar Türkiye’de yaşanan seçim sonuçları karşısında yine hezimeti yaşadılar.
Feto ve PKK belgeselleriyle kendine yakışanı yapan Almanya medyası bakalım bundan sonraki süreçte neler yapacak.
Son olarak Almanya’ya kaçan 1700 Feto yanlısının sığınma taleplerini görüşen (bu konuda taleplerini kabul dilemesine kesin gözüyle bakılıyor.) hükümete karşı Almanların artık seslerini daha gür çıkardıklarını görüyorum.
Türkiye karşıtı terör örgütleri mensuplarına sağlanan sığınma talepleri ve özlük hakları karşısında aklıselim Almanlar yapılan uygulamaların yanlış olduğuna dair sesler kafaları karıştırıyor.
Türkiye’den kaçan vatan hainlerinin ülkedeki Suriyeli ve Afrika’dan gelen göçmenlerden daha konforlu hayat içinde yaşamları ilerleyen günlerde konunun farklı yöne geleceğini belirtmek istiyorum.
Yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde tam bir şok yaşayan Almanya’da seçim sonrasında ana muhalefet partisi olan Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Martin Schulz’dan gelen tarihi itiraf bundan sonra yaşanacak süreçte dengeleri değiştirecek gibi gözüküyor.
“ Almanya’nın Türkiye’deki seçimlerle ilgili yapılan engellemeler rağmen Erdoğan’ın yükselmesine engel olamadık. Bizler engel çıkardıkça Almanya’daki Türkler daha çok kenetlendiler” acıkmaları artık bir gerçeğin geçte olsa çıkmasına neden oldu.
Devlet Başkanlığını seçimini kazanan Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra Dünya kupasında Almanya’nın grupta hiçbir iddiası olmayan Güney Kore’ye mağlup olması ve dünya kupası tarihinde ilk defa gruplardan çıkamaması Almanya’yı derinden sarsarken konuştuğum Türklerin mutlulukları gözlerinden okunuyordu..
Yolda karşılaştığım ve sohbet ettiğim Almanların doğal olarak morallerin bozuk olması karşısında onlar gibi üzülmem beklenemez.
Alman medyası kupadan elenmenin faturasını Londra’da İlkay Gündoğan ve Mesut Özil ile fotoğraf karesinde yer alan Recep Tayyip Erdoğan’a kestiler.
Güney Kore maçında sahada tel tel dökülen, kağnı arabası gibi rakip kaleye giden Almanya’nın maçı kazanamayacağını biliyorduk.
Almanya’da hedef haline gelen İlkay Gündoğan ve Mesut Özil tepkilerin en büyüğünü alıyorlardı.
Kredilerine demokrat süsü veren Almanya’nın tarihinde var olan ırkçılığı günümüze kadar taşıdığını gösteren gelişmeleri biliyoruz. Ülkede bulunan Suriyeli,ve Afrika’dan sığınmacı olarak gelenlere karşı kin besleyen Almanya’nın son olarak dünya kupasından elendikten sonra kendi oyuncularından çok Mesut ve İlkay’ı hedef haline getirmeleri benim için sürpriz olmadı.
Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte çekilen fotoğraf sonrasında haksız yere eleştirilen Mesut ve İlkay’ın gördükleri tepkiden dolayı maçlarda beklenen performanslarını sergileyememelerini ana nedeni olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı göstermeleri Almanların ne kadar art niyetli olduğunu gösteriyor.
Yaşananların ışığında Mesut ve İlkay’ın milli takımdan aflarını istemeleri her Türkün genel isteği olduğunu düşünüyorum.
Takımın Teknik Direktörü Löv ve kağnı arabası gibi hücuma çıkan oyuncuların eleştirilerden nasibini almaları gerekirken suçu Mesut ve İlkay’a yıkmak ancak bunlar gibi dar kafalılara özgü bir durum.
Almanya’da artık son günlerim. Türkiye’de yapılan seçim sonuçları ve dünya kupasından erken ülkeye dönen Alman takımımın ülkeye katmış olduğu hüzün daha benden sonrada devam edecek gibi gözüküyor.
