Yargı Reformu vurgusu

Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) tarafından, 'Yargı Reformunun Önemi' konulu e-konferans düzenlendi.

Yargı Reformu vurgusu

MTÜ tarafından gerçekleştirilen “Yargı Reformunun Önemi” konulu e-çalıştay kurumsal Youtube ve İnstagram hesaplarından canlı olarak yayınlandı. MTÜ Kariyer ve Marka Sohbetleri Kapsamında Covid 19 pandemisi dolayısıyla çevrimiçi olarak gerçekleşen programa, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’un moderatörlüğünde gerçekleşti. E-Konferansa, MTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Aladağ, Prof. Dr. Süleyman Serdar Karaca, Genel Sekreter Özlem Altuntaş, Hukuk Müşaviri Haydar Albayrak, Hukuk Bürosundan İbrahim Halil Asilbay ve Beyza Coşkun katıldı.

Büyüyen ve Gelişen Üniversite MTÜ

Üniversitenin, Bilim, emek, özveri ve kalite ile gelişimini sürdürdüğü belirten Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Malatya Turgut Özal Üniversitemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleri ile 18 Mayıs 2018’de kurulmuş ve Eylül 2018’de eğitim ve akademik faaliyetlerine başlamıştır. Kuruluşunda aktif 1 fakülte, 8 meslek yüksekokulu 1 enstitü ve 1 sivil havacılık yüksekokulu ile kurulan üniversitemiz; bugün 5 fakülte, 9 meslek yüksekokulu, 1 yüksekokul, 1 Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ve 11 Uygulama ve Araştırma Merkezi ile bilim, emek, özveri ve kalite ile büyümeye, gelişmeye devam ediyor. Bu anlamda üniversitemizi şehrimize ve ülkemize kazandıran ve tüm çalışmalarımızı takip ederek destekleyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Rektör Karabulut, Öğrencilerin deneyim sahibi olmaları için gerçekleştirdiklerini belirttiği Kariyer ve Marka Sohbetleri için, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak öncelikle öğrencilerimizin her alanda gelişimini önemsiyor ve çalışmalarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Kariyer ve Marka Sohbetleri programlarımız kapsamında alanlarında tecrübe sahibi kişileri öğrencilerimizle bir araya getiriyoruz. Öğrencilerimizi sosyal anlamda geliştirirken, onları alanlarında deneyim sahibi örnek şahsiyetler ile bir araya getirerek vizyoner bir bakış açısı kazanmalarını sağlıyoruz. Bu anlamda öğrencilerimizi yürütmekte olduğumuz akademik ve bilimsel çalışmaların mutfak bölümüne yani hazırlık safhalarına dâhil ediyor, onlara bizzat uygulamalı eğitim olanakları sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

Karabulut, uygulama ve araştırma merkezleri faaliyetlerine değindi ve yapmış oldukları çalışmalar ile toplumsal sorunlara çözüm önerileri ürettiklerini ve sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdiklerini belirtti. Üretimin önemini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp alanında yürüttüğümüz çalışmalar ile sağlık alanında önemli bilimsel çalışmalar yürütüyor ve ürün noktasında olumlu sonuçlar elde ediyoruz. Mesela bu çalışmalarımızın sonucunda Tarım ve Orman Bakanlığımızca pozitif ürünler listesine giren Prebiyotik Kayısı Çekirdeği Ekstresi ürünümüz Kayısır’ın üretimini gerçekleştiriyoruz. İki gün önce gerçekleştirdiğimiz Malatya’da Tarımsal Faaliyetler & Kayısı Ticaretinde Son Gelişmeler konulu çalıştayımızda üreticilerimizin sorunlarını değerlendirerek bu sorunlar için çözüm önerileri ürettik ve çalıştayımızın sonuç bildirgesi ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor” sözlerini kullandı.

Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Kısa sürede akademik yayınlarımızı artırarak, üniversitemizde yapılan akademik çalışmaların yer aldığı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizin hakemli, bilimsel dergisi NATURENGS İşletme ve Yönetim Bilimleri Dergimizin ilk sayılarını TÜBİTAK ULAKBİM çatısı altında yayınladık.” İfadelerini kullandı ve MTÜ’nün kuruluşundan itibaren gelişiminden bahsederek, “İki yaşında genç ve dinamik bir üniversiteyiz ve tüm kadrolarımız ile bilim, emek, özveri ve kalite odaklı olarak büyümeye devam ediyoruz” dedi.

Adalet mülkün temelidir

Karabulut, “Bugün Türk mahkemelerinin hem duvarlarını hem de ruhunu süsleyen “Adalet Mülkün Temelidir” mottosuna da yansıdığı gibi, adalet hem devletin hem de toplumsal varoluşun temelini teşkil etmektedir. Türk ve İslâm tarihinde devlet ve siyaset düşüncesinin merkezinde yer alan adalet kavramı, siyasî ve toplumsal bekânın da ön şartı olarak görülmüştür. Adaletin zarar görmesi durumunda devletin çökeceğine inanılmış, bundan dolayı da yargıya hayatî bir önem verilmiştir” dedi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, gençler için söylemlerine değinen Rektör Karabulut, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz.” Sözü şiarı ile biz de kendi kurumumuzda bunu yapmaya, öğrencilerimize adalet ve özgürlük bilincini aşılamaya çalışıyoruz. Nitekim bugünkü programımızın bu açıdan da önemli olduğunun altını çizmek isterim” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin 1980 Sonrası Atılımının Mimarıdır Turgut Özal

Programın konuğu Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı şükranla ve özlemle andığını ifade ederek, “Bizim kuşak kendisini çok iyi bilir, Türkiye’de kuruluştaki büyük atılımlardan sonra Türkiye’nin 1980 sonrası atılımının mimarıdır Turgut Özal. Belki zamanında kavranmamıştır ama bugün geriye dönük objektif araştırma yapanlar ve objektif düşünmeye önem verenler herhalde hakkını kendisine teslim etmektedir. Allah rahmet eylesin. Onun adını taşıyan bir bilim kurumunda da Aysun hocam önderliğinde bu sohbeti yapmak büyük mutluluk” ifadelerine yer verdi.

“Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri hep ileriye gitme hedefini taşıyor” diyen TBB Başkanı Feyzioğlu, “Milletimizi ileriye taşıma, refahını arttırma, çağdaş milletler aleminin şerefli bir üyesi olarak hak ettiği yerde her zaman durmak ve evlatlarına da mutlu huzurlu bir gelecek sağlama ideallerini taşıyor. Hukuk devleti, ekonomik kalkınma ve refah toplumu için zorunlu görülür, sebebi de şudur; hukuk devleti olmayan toplumlarda yükselmek, geleceğini güvence altına almak, layık olanın layık olduğu göreve gelmesi, emanetin ehline verilmesini başarmak son derece zordur. Hukuk devleti olmayan toplumlar, kaçınılmaz olarak zaman içerisinde geriye giderler, değerlerini yeteri kadar kullanamazlar ve bir gün sömürü haline gelirler” şeklinde konuştu.

Türkiye, yurtta barış, dünyada barış ilkesi üzerine kuruldu

“Yurtta barışı sağlayabilmenin vazgeçilmezi, vatandaşlarımızı adalet paydasında kucaklayabilmek ve vatandaşlarımıza, ‘ben adil bir toplumda yaşıyorum, adil bir devletim var, hakkıma eninde sonunda muhakkak ulaşırım’ dedirtmektir” İfadelerini kullanan Feyzioğlu, “Dünyada barışa da yine hukuk reformunun kaçınılmaz katkısı şu; Türkiye S-400 krizinde olduğu üzere kendisine bir takım senaryoları dikte ettirmeye çalışanlarla çok haklı, dünyanın en meşru mücadelesini vermekte, yaşamsal mücadelesini vermekte. Bizim bu emperyal zihniyete karşı kuruluş tarihimizden bugüne dek yürüttüğümüz mücadelede, üçüncü devletlerin, halkların dönüp de bunu yapamazsın diye bizim yanımızda yer almalarını sağlayacak olan nedir. Türkiye’nin hukukunu da en ön safa koyarak toplam kalitede en üst sıralarda yer almasıdır” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hedeflerine değinen Metin Feyzioğlu, “ Ülkemizin kuruluş hedefleri, Milletin, çağdaş uygarlık düzeyinin de üstüne çıkmasıdır. Peki bunu nasıl yapacağız. Liyakatle, emaneti hep ehline vererek. Bunu da yapacak olan hukuk devletinin gelişmişliğidir, sağlam temeller üzerine kurulmuş ve yükselmiş olmasıdır. Tüm bunları desteklemek anlamında fevkalade önemli husus şudur; vatandaşlarımızın milli davalarda, milli menfaatler üzerinde uzlaşması gerekir” ifadelerini kullandı.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın

Feyzioğlu, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın inancı yüksek olmalıdır. Bu inanç sarsılırsa, iyi ki Türk vatandaşıyım cümlesini giderek daha az yüksek sesle söylemeye başlar insanlar. İyi ki ben bu devletin vatandaşıyım cümlesi biraz daha gönülsüz söylenir. Ne kadar gönülsüz söylerse anneler babalar, evlatlar o kadar az duyar ve korkarım ki bu da milli bağlılığı zayıflatır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesi sadece söylenip geçilecek bir cümle değildir. Bu derinlikleri de barındırır. Milli hislerin takviyesi, milli hislerin her daim canlı tutulması vatandaşın devlete bağlılığının güçlendirilmesiyle olur. Bu da yüksek sesle söylenen içi boş cümlelerle olmaz. İnsanlara bunu her zaman yaşatmamız zorunludur” sözcüklerini kullandı.

"Türkiye’nin sorunları hiçbirimizi umutsuzluğa düşürecek sorunlar değil, bu ülkenin nasıl kurulduğu ve milletimizin bin yıllar içerisinde hangi büyük başarıları sağladığını eğer bilirsek umutsuzluğa düşmeyi asla içimize sindiremeyiz” diyen Feyzioğlu, “Türkiye aynı zamanda bir sosyal devlettir, fırsat eşitliğini sağlamak zorundadır ve dezavantajlı gruplarını da korumakla mükelleftir. İşçilerin, işveren karşısında daha zayıf olduklarını da gözeterek ara bulucuya gitmek zorunda olan işçiyi muhakkak surette konusunu iyi bilen, iyi eğitimli bir avukattan yararlandırmak zorundayız. Bunu da biz çok rahatlıkla Türkiye Barolar Birliği olarak yaparız. Bu taahhüdü de Sayın Cumhurbaşkanımızın huzurunda adli yıl açılışında verdim. Kendileri de kürsüden desteklediler” ifadelerini kullandı.

Programda kapanış konuşması yapan Rektör Karabulut, “Kapanış sözlerime son verirken, konferansımıza katılımları ve katkıları için Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sn. Metin Feyzioğlu’na teşekkürlerimi sunuyor, programımızın toplumsal bilinci arttırmasına, öğrencilerimiz için güzel deneyimlere vesile olmasını ve hayatlarına olumlu izler bırakmasını temenni ediyorum. Tüm katılımcılarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.