Ümmet için verdiği mücadele ile tanındı
Geçtiğimiz yıl vefat eden Malatya'nın kanaat önderlerinden Ramazan Keskin Hoca için Gençlik ve Medeniyet Hareketi tarafından anma programı düzenlendi. Keskin Hocanın, verdiği mücadele ile tanındığını belirten Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, 'İyi bir örnekti ve uluslararası arenada ümmet için verdiği mücadele ile tanınmış bir büyüğümüzdü. Bizim toplumumuzu o uyandırdı ve direnişin nasıl olabileceğini kendi yaşantısıyla bizlere örnek oldu' dedi.
Geçtiğimiz yıl vefat eden ve 28 Şubat’ın simge isimlerinden olan Malatya’nın kanaat önderlerinden Ramazan Keskin’in Ebuzerler Mescidi’nde düzenlenen programla anıldı. Kuranı Kerim tilavetiyle başlayan programda Ramazan Keskin Hoca’nın hayatını anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Katılımcıların Ramazan Keskin ile ilgili görüşlerini aktardığı programda konuşan Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, “Bizim bölgenin insanlarının kişilik şekillenmesinde, hamurunun yoğrulmasında Ramazan hocamın büyük payı var.” dedi
Ramazan Hoca iyi bir örnek
Programda Ramazan Keskin Hocayla olan anılarına anlatarak söze başlayan Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder; “Bir cami, mescit hareketi başlatmıştı. İyi bir örnekti ve uluslararası arenada ümmet için verdiği mücadele ile tanınmış bir büyüğümüzdü. Bizim toplumumuzu o uyandırdı ve direnişin nasıl olabileceğini kendi yaşantısıyla bizlere örnek oldu. Farklı, önemli görevlerde bulunan insanların hamurunda hocamın katkısı vardır. Bu hamurla, bu bölgenin sesi olmaya devam edeceğiz. Onların bize kazandırmış olduğu karakterle biz toplumumuza yararlı olmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Mücahit bir alim
Gençlik ve Medeniyet Hareketi Başkanı Bilal Yakın da “Hocamız nevi şahsına münhasır bir şahsiyetti. Mücahit bir alimdi. Davasının adamıydı. Toplumumuzun birlik ve beraberlik içerisinde kalabilmesini sağlamak ve bu hususta çalışmalar yapmamızı istemesi hocamızın son nasihatiydi. Biz de bu nasihati yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız. Ramazan hoca tek başına şehri, şehir de Türkiye’yi ayağa kaldırırdı. Hocamızın bizden istediği böylesine mücadeleci bir hareketin mutlaka bu şehirde olmasıydı. Gençlik ve Medeniyet Hareketi de böyle bir vazifeyi omuzlamış olacak. İnşallah bizler de hocamızın yolundan ayrılmayacağız. Bugün bizleri yalnız bırakmayan misafirlerimize teşekkür ediyoruz” dedi.
Öğütlerini kalbimizde canlı tutacağız
Ramazan Hoca’yı unutamadıklarını belirten Şemsettin Özayhan, “Ramazan Hoca, sadece Malatya’da değil Türkiye geneli etkisi olan bir abimizdi. Bizler bulunduğumuz zor anlarda ve konularda Ramazan Hocamızı hatırlıyoruz. Bugün ümmet Selahattin Eyyubi’yi hatırlıyor. Depremde bile kekse Ramazan Hocam aramızda olsaydı. Bu fakir fukaraya el uzatırdı. Nasihatlerini ve öğütlerini kalbimizde canlı tutacağız. Herkes kendi anılarını kitap haline getirirse onu gören okuyana miras olarak bırakabiliriz. İslam da en önemli konu hizmetlerin devamıdır” ifadelerini kullandı.
O mütevazı yaşamı tercih etti
Hocanın mütevazı kişiliği üzerinde muhasebe yaptığını vurgulayan Prof. Dr. İlhan Geçit, “Ramazan Hocayı anlatmak kolay değil. Vefat ettiğinde bende üzerinde düşündüm, kendimce muhasebe yaptım. Hoca bizim yöremizin yetiştirdiği ilk okumuş insanlardan biriydi. O; üniversiteyi bitirmiş, meslek sahibi olmuş tabiri caizse burjuva sınıfına adımını atmış biriydi. Şehir merkezinde bir yaşam kurabilirdi. Hocamız bunu tercih etmedi. Geldi babasının yaşamış olduğu yerde mütevazi bir yaşam sürdü. Hocanın en önemli özelliği, onu Ramazan Keskin Hoca yapan özelliği buydu. O mütevazı yaşamı tercih etti. Bu zor bir şey. Belki burada okumuş belli bir meslek sahibi olmuş ve belirli bir ekonomik düzey sahip insanlar daha iyi bilirler” dedi.
O kendi çağını tamamladı sıra bizdedir
Vefanın önemini belirten Davut Keskin, “O kadar heybet o kadar azamet ve cesareti gördükten sonra konuşmak kolay değil ama bundan sonrada konuşabileceğimi bana babam öğretti. Bir konferansa gitmiştik. O konferansın sonunda sence hoca efendi nasıl konuştu diye bana sordu. Bende büyük bir laf ettiğimi zannederek cevap verdim. ‘Hocayı değerlendirmeye bizim gücümüz ve kudretimiz yetmez’ demiştim. Ben o zamanlar lisenin başlarındaydım. Çevre yolunda giderken birden direksiyonu sağa sola kırdı ve bizi arabada çalkaladı ve bu yaptığım hareket doğru muydu diye sordu. Ve dedi ki bunu bilmek için şoför olmaya gerek yok. Herkes kendi çağının nöbetçisidir. O kendi çağını tamamladı. O kendi çağı içerisinde duracağı yerde durdu ve sözünü söyledi. Sıra bizdedir. Hiçbir emeği ve işi küçük görmezdi. Yazılan yazıyı ve atılan sloganı büyük bir iş olarak algılardı. Hiçbir iş küçük değil küçümsenemez” diye konuştu.