Uluslararası Sempozyum
Vali Aydın Baruş, Malatya'nın tarih boyunca pek çok tasavvufçunun yolunun kesiştiği, İbni Arabi'nin, Sadrettin Konevi'nin, Mevlâna Celaleddini Rumi'nin, Şeyh Hamidi Veli'nin, Niyazi Mısri'nin buralarda çok değerli bir miras bıraktığını söyledi.
İnönü Üniversitesinde “Islah ve Toplumsal Değişimin Yolu” temalı 1.Abdülhâlık-ı Gücdevânî el-Malatî Uluslararası Tasavvuf Sempozyumu düzenlendi. Sempozyum açılışında konuşan Vali Aydın Baruş, “Şu an ki toplum tüm ilerlemelere rağmen maddi üstünlük üzerine kuruludur. Mücadele, maddi iktidar mücadelesi olduğundan Uluslararası düzen; sonuçta kan, gözyaşı, savaş, müsamahasızlık üzerine kurulu. Uluslararası düzenin dayattığı, varlığını başkalarının yokluğu üzerine inşa etme anlayışı bugün dünyada barış ve mutluluğu engelliyor. Dünya üzerindeki mücadeleye baktığımızda, hak ve adaleti savunanlarla, bütün değerleri madde üzerine inşa eden acımasız bir anlayışla mücadele olduğunu görüyoruz. Ama asıl mücadele insanın kendi içindeki mücadeledir. İnsan Cenab-ı Hakkın yarattığı en şerefli mahluk olması münasebetiyle her türlü övgüye değer. Maalesef aynı insan hayvandan daha aşağı tanımlamasına da sahip olabilmektedir.” dedi. İnsanın değerinin kendisi dışındakilere verdiği tavırlarıyla ölçüldüğünü kaydeden Baruş, “Bizim medeniyetimizde devleti yaşatmak için insanı yaşatmak esastır. Dolayısıyla esas olan insandır. İnsanı fikrin temsilcileri; Yusuf Hemegani, Hoca Ahmet Yesevi, Abdülhâlık-ı Gücdevânî, Ahi Evran, Hacı Bektaşi Veli, Mevlâna Celaleddini Rumi, Yunus Emre, Şeyh Hamidi Veli, Hacı Bayram Veli, Ali Semerkandi ve Niyazi Mısri ile devam eder.” diye kaydetti.
Tüm ilim ve irfan erbabına selam olsun
Baruş, şöyle devam etti: Bugün insanlığı ve toplumu zehirleyen hastalıklara baktığımızda; hırsın, kibrin, bencilliğin, zulmün ön plana çıktığını görüyoruz. Aslında insanın özgürlük mücadelesi tanımı nefse ve bencilliğe karşı mücadeledir. İnsanlığın huzur ve esenliğe kavuşması için hepimizin içimizde verdiğimiz mücadelede iyiliğin ve adaletin kazanmasına müsaade etmesi gerekir. Hepimizin zihni ve kalbi aydınlanmaya ihtiyacı var. Malatya’mız tarih boyunca pek çok tasavvufçunun yolunun kesiştiği yer olmuştur. İbni Arabi’nin, Sadrettin Konevi’nin, Mevlâna Celaleddini Rumi’nin, Şeyh Hamidi Veli’nin, Niyazi Mısri’nin buralarda çok değerli bir miras bıraktığını görüyoruz. Abdülhâlık-ı Gücdevânî el-Malatî burada doğup Buhara’ya giden bu değerli ilim insanlarından birisidir. Abdülhâlık-ı Gücdevânî’nin 8 ilkesi; Anın farkında ol- Ayağına bak, önüne bak- Toplum içinde Allah ile yalnızlaş- Hareket halinde ol- Öğrenen ol- Özüne dön- Fıtratını koru- Not et, bir yere yaz. Bu ilkelerin insanlara örnek oluşturması, bugünkü dünyanın içerisinde bulunduğu mutsuzluk ve huzursuzluğun ilacı olacaktır. Medeniyetimize ve Anadolu irfanına bu hayat kriterlerini hediye eden tüm ilim ve irfan erbabına selam olsun.” İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altunkaya, Özbekistan İslam Akademi Rektörü Prof. Dr. Muzaffar Kamılov, ABD Minnesota İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Waleed Meneese, Lübnan Tripoli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Raafet Mıkatı, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, Kazakistan Nur Mübarek Üniversitesi Dr. Jolaman Bulan, Araştırmacı Yazar Dr. Kemal Ataman, Minnesota İslam Üniversitesi Akademik Birim Direktörü Prof. Dr. Rafeq H. Naji Qasem, Aden Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. AlKhadher N. Ahmed Laswer, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Yemen Teknoloji Üniversitesi Rektör Yrd. Dr. Moneer al-Ebadi ve Birlik Vakfı Başkanı Sadi Ergül’ün katıldığı sempozyum, ‘10 Oturum’ şeklinde gerçekleştirildi.