Paket heyecan yaratmadı
CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ekonomi paketiyle ilgili olarak, Dünyanın ve tüm kesimlerin milyonlarca kişinin merakla beklediği 'Ekonomik Reform Paketi'nin, tıpkı İnsan Hakları Eylem Planı gibi 4,5 aydan bu yana yükseltilen beklentileri karşılayamadığı gibi, bir heyecan da yaratmadığını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ekonomi paketiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kiraz, açıklanan paketin beklentileri karşılayamadığı gibi, bir heyecan da yaratmadığını belirtti. Kiraz, "Bunun nedenlerinden birisi açıklanan vaatler, reform iddialarının içeriğinin boş, bilinen ve bugüne kadar iktidarın yanlışta ısrarından kaynaklanan eksikliklerin itirafı olması, ikinci neden ise iktidarın 19 yıllık icraatlarında sergilediği söylem ve eylem tutarsızlığının, açmazların bu belgelere de yansıması. Örneğin, CB Erdoğan, Ekonomik Reformlar Tanıtım Toplantısı’nda reformların öncelikli temel ilkelerini sayarken; Meclisin bütçe ve denetim yetkisinin genişletilmesi, Kamu harcamalarında ve kamu ihaleleri alımlarında şeffaflık, hesap verilebilirlik, Bütçe birliği ve Hazinenin tekliği ilkesine uymayı vaat etti. Oysa bu vaatlerden iki gün önce Kamu-Özel İşbirliği, Yap-İşlet-Devret modeliyle 15 Mart 2020’den bu yana yapılan ancak bir yıldır üstlenici iktidar yanlısı müteahhitlerin finansman bulamadığı projelere Hazineyi ve Ulaştırma Bakanlığını kefil eden, borç taahhüdü altına sokan yasayı meclisten geçirdi" dedi.
Şeffaf ve inandırıcı şekilde yanıt verilmedi
Beş ay önce istifa eden eski Hazine-Maliye Bakanı ve görevden aldıkları Merkez Bankası Başkanı’nın tükettiği, nerede olduğu, kime satıldığı bilinmeyen, 128 milyar dolarlık döviz rezervi konusundaki iddialara, taleplere şeffaf ve inandırıcı şekilde yanıt verilmediğini savunan Kiraz, "Bunun yerine üç haftada üç farklı bahane üretmeyi ve ‘Kayıp’ rezervleri sorgulayanlara ‘Taş Bedduası’ etmeyi tercih etti! Sadece bu iki sıcak örnek bile CB Erdoğan ve başında olduğu iktidarın ekonomik reform söylemlerinin zihniyetlerini örtme amaçlı olduğunu açık şekilde göstermektedir. Kaldı ki, TBMM’yi etkisizleştiren, Sayıştay raporlarını TBMM’den kaçıran, kamu harcamalarını, Varlık Fonu kaynaklarını TBMM ve Sayıştay denetimi dışına çıkartmak üzere düzenlemeler yapan, yasalar çıkartan iktidarın kendisidir. Bütçede TBMM’nin tanıdığı borçlanma limiti yetkisini pervasızca aşarak, tek maddelik bir yasayla meclisin denetim yetkisini devre dışı bırakan da bu iktidardır" diye konuştu.
Kapısına kilit vuran esnaf ne olacak?
850 bin küçük esnafa gelir vergisi muafiyeti ile ilgili olarak Kiraz, "Aylardır orta direğin, esnafın yok olduğu, borçlarla boğulduğu uyarılarına, çağrılarına kulak tıkayan iktidar, esnafın borçlarını faiziyle sadece 6 ay ertelemeyi esnafa lütuf gibi sundu. TESK’in kredi ve vergi borçlarının 2022’ye ertelenmesi taleplerini duymazlıktan geldi. Ta ki, Sayın Genel Başkanımızın iktidarımızın ilk gününde alınacağını açıkladığı kararlar arasında, esnafın vergi-kredi borçlarının faizlerinin silineceği, anaparanın da esnafın kendi ödeme gücüne göre taksitlendirileceği açıklamasından sonra, şimdi basit usulde vergilendirilen berber, kuaför, tesisatçı, tamirci vb. 850 bin küçük esnafa gelir vergisi muafiyeti getireceğini müjdeliyor. Bir yılı aşkın süredir işyerleri kapalı ya da kısıtlı şekilde açılan bu küçük esnaf, zaten ne vergisini ne kirasını, ne elektrik-su faturasını ne de kredi taksitini ödeyebilecek durumda. Muafiyet getirilmese de bu insanların artık neyini alacaksınız? Bu iktidar şayet alabileceğine inansaydı, 850 bin esnafa vergi muafiyeti getirir miydi? Bu insanların aylık geliri zaten asgari ücret düzeyinde bile değil. Geriye kalan, kapısına kilit vurma noktasındaki milyonlarca esnaf ne olacak?" dedi.
Beklentileri karşılamadı
'Ekonomik Reform Paketi'nde açıklananların bir reform olmadığını söyleyen Kiraz, "Tıpkı İnsan Hakları Eylem Planı gibi büyük bölümü mevcut ve önceki yasalarda, anayasada yer alan, ancak bu iktidarın değiştirdiği, uygulamadığı, ciddiye almadığı ve şimdi ağır bedellere mal olan yanlışları gidermek için tekrar uygulamaya koymayı vaat ettiklerinden ibaret. Reform diye gündeme getirilenlerin bir bölümü yeni yönetim sistemiyle lağvedilen, kaldırılan kurumların, uygulamaların yeniden tesis edilmesi. Bir bölümü ise IMF, OECD ve AB’nin tavsiye, talep, öneri ve uyarılarının, bu kuruluşlara verilen taahhütlerin hayata geçirilmesini içeriyor" ifadesini kullandı.