Malatya Şeker bölgede marka
Şeker-İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Nuri Murat, Malatya Şeker Fabrikasının sorunsuz bir şekilde çalıştığını, 13 Eylül'de başlayan pancar alım sezonunda, alınan 300 bin ton pancarın, 220 bin tonunu işlediklerini ve işlenen pancardan 23 bin ton şeker buna karşılık 60 bin ton küspe ve yaklaşık 7 bin ton da melas elde ettiklerini söyledi.
6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketi sonrası çadır kentlerin kurulması ile aylarca depremzedelere ev sahipliği yapan Malatya Şeker Fabrikası’nda yeni dönem şeker pancarı alım kampanyası 13 Eylül’de başlamıştı. Şeker-İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Nuri Murat, bu yıl pancar rekoltesinde büyük artış beklendiğini belirterek, “ Bu yıl rekoltenin üstüne çıkacağımızı tahmin ediyoruz. Şu ana kadar tahminlerimize göre 550 bin ton rekolte hesaplanıyor. 480 bin tonunu işlemeyi, 65 bin ton şeker 150 bin ton melas, küspe üretimini hedefliyoruz. Bu şekilde sorunsuz bir şekilde devam ederse 1. Ayın 15’ine veya ay sonuna kadar kampanyayı bitiririz diye düşünüyoruz” dedi.
Depreme rağmen iyi durumda
Türk Şeker Sanayi içerisinde en büyük yatırımın Malatya’ ya yapıldığını belirten Murat, yaklaşık 3 bin 800 bin ton günlük pancar işleme kapasitesini 4 bin tonun üzerine çıkardıklarını belirtti. Murat, “ Bu sene özellikle Türk Şeker sanayi içerisinde en büyük yatırım Malatya’ya yapıldı. Düvizyon dediğimiz 2 tane kulemiz var. Fabrikanın ana ünitelerinden birisi. Bunlar belki fabrika yapıldıktan sonra bu yıl ilk kez yenilendi. Bunların yenilenmesiyle beraber bizim 3600- 3800 bin ton olan günlük pancar işleme kapasitemizi yaklaşık 4 bin tonun üzerine çıkardık. Belki de üretim aşamasında Türk şeker içerisindeki en önemli fabrikalardan biriyiz. Böyle bir deprem felaketi yaşamamıza rağmen fabrikamız şu anda çok iyi bir konumda ve durumda” şeklinde konuştu.
Türk Şeker’in önemi ortaya çıktı
Şeker fabrikasının deprem döneminde birçok depremzedeye ev sahipliği yaptığını belirten Murat, “Deprem sırasında da yaklaşık 10 bin civarında insan bu alanda barındı. Ev sahipliği de yaptık. Burada da sosyal devlet olmanın da gereği buydu. Kışın o karda, burada elektrik var, kaloriferler yanıyor, sıcak bir ortam. Sadece bir binada 30 aile kaldı. Bu kurumlara sahip çıkılması, devlette olması gerekiyor. Böyle stratejik kurumların da piyasa kontrolü açsısından devletin elinde olması gerekiyor. Örneğin pandemide alkolün önemini gördük. İyi ki Türk Şeker alkol üretiyordu. Yoksa alkol altın ile yarışır bir haldeydi ve bulunmuyordu. Dolayısıyla burada Türk Şeker’in önemi bir kez daha ortaya çıkmış oldu” diye konuştu.
Malatya şeker bölgede bir marka
Malatya şeker fabrikasının bir marka olduğunu ifade eden Murat, “Bir dönem yönetim değişikliğinden dolayı şeker satışlarında faklı uygulamalar oldu. Bu uygulama kamuoyunda da rahatsızlığa neden oldu. Tabir caizse fabrikanın ayarlarıyla oynandı. Geldiğimiz noktada şirket gerçek fabrika ayarlarına döndü. Şu anda şeker almak isteyen vatandaş bankaya parasını yatırdıktan sonra dekontuyla geldikten sonra herkes istediği şekeri alabiliyor. Malatya şeker bölgede bir marka oldu. Ticaret sanayi odasına kayıtlı olan her esnaf bankaya parasını yatırdıktan sonra aynı gün içinde şekerini alabiliyor. Üreticiden tüketiciye ürün satıyoruz. Bunda da Genel Müdürlüğümüzün öncülüğüyle başarılı olduk” dedi.