Malatya'nın zemininde sorun var

Deprem Sonrası Malatya'nın Geleceği, çalıştayında konuşan, İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zeki Boyraz, Malatya'nın yerleşim yerinin zemin bakımından ciddi ve sorunlu bir alan olduğuna dikkat çekti. 

Malatya'nın zemininde sorun var

Malatya Kent Konseyi tarafından ‘Deprem Sonrası Malatya’nın Geleceği’ çalıştayı düzenlendi. Kentteki bir otelde düzenlenen çalıştaya farklı şehirlerden katılan akademisyenler 6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğraya Malatya’nın yeniden inşasın için görüş bildirdiler. ‘Tarihi Depremler ve Sair Afetlerin Malatya Şehir Yerleşkesine Etkileri’ oturumunda konuşan konuşan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zeki Boyraz, “Yer kabuğu bir bütün değil parçalardan oluşmakta ve her an hareket halinde ve depreme göre yaşayıp tedbir almamız gerekiyor” dedi. 

Malatya’nın önemli bir bölümü kırıldı

Boyraz, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını ve depremle yaşamaya yönelik planlama yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye nüfusunun yüzde 90’nı birinci, ikinci ve üçüncü derece deprem kuşağı üzerinde yaşar. Bizim bütün planlamamız depremle yaşamaya yönelik olmalı Malatya’da dahil. Şuanda Malatya’nın kurulduğu saha ile birlikte Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde Sivrice hattının da kırıldığını düşünürsek önemli bir bölümü kırıldığını ifade edelim” şeklinde konuştu. Türkiye’de birçok depremin olduğunu ancak hissedilmediğini belirten Boyraz, Türkiye’de yaklaşık bir yıl içerisinde 20 binin üzerinde deprem yaşandığını söyledi. 

Zemin anlamında ciddi sorunlu bir alandayız

Malatya zemini ile ilgili çalışma yaptıklarına da değinen Boyraz, “ Biz Malatya’nın zemini ile ilgili 2020 depreminden sonra bir çalışma yaparak ölçüm yapıp kitaplaştırdık. Malatya’nın depremselliğine baktığımız zaman inceleme alanımız Malatya Toros kuşağındaki ön kuzey dağlarındaki Malatya dağlarının eteklerinde yer almaktadır. Zemin anlamında ciddi sorunlu bir alandayız. Malatya’nın bulunduğu alanlarda aynı büyüklükteki depremi şiddet anlamında iki buçuk kat fazla hissettiğimiz alanlar var. Tecde’de hissettiğini ile Çarmuzu’da ya da Bostanbaşı’ndaki hissettiğiniz şiddet aynı değil” diye konuştu. Türkiye’de 500’e yakın diri fay hattının olduğuna da değinen Boyraz, “Türkiye’de şuanda 500’e yakın diri fay hattı olduğu ifade ediliyor. Ama henüz tespit edilememiş yer kırıkları varı. Çünkü yer bilimleri çok masraflı işler ve ciddi çalışma gerektirir. Onun için bazen litaratürde olmayan depremlerle karşı karşıya kalabiliyoruz” dedi.

Depremin zamanı ve saati tespit edilemiyor

Son zamanlarda gündemde yer alan Ovacık Fayı ile ilgili konuşan Boyraz, “ Malatya’nın kuzeyinden geçen ikinci fay zonu, ovacık fay zonu, diye aslında iki kol var. Biri Malatya Fayı diğeri de Ovacık Fayı, bir tanesi Arapgir’den Ovacık’a kadar olan bölüme Ovacık fayı, diğeri ise Arguvan’dan Akçadağ’a kadar olan Akçadağ bölümünden Doğanşehir’e kadar olan bölümüne de Malatya fayı olarak ifade edilen iki fay hattı var. Bu Malatya’nın kuzeyinden geçmektedir ve özellikle Doğanşehir ve Akçadağ istikametinde olan fay 140 km uzunluğunda bir fay. Son zamanlarda özellikle topluma Ovacık fayı ile ilgili büyük deprem üretecek gibi ifadeler kullanılıyor. Yer biliminde kesinlikle depremin zamanı ve saati tespit edilemiyor. Bu fay uzun zamandır deprem üretmemiş fay özelliğinde Malatya’nın kuzeyinde geçen fay. Ayrıca bazı bilim adamları bunun aktif olmadığını savunuyorlar. Ancak son zamanlarda bu fay üzerinde küçük küçük depremlerin olması fayın aktif olduğunu bize gösteren önemli unsurları biri. Yaklaşık 2275 yıldır pek faaliyeti olmayan bir fay özelliğinde. İki fay kırığı olan havzanın arasında yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Boyraz, “ Malatya fayında şimdiye kadar olan depremler yansıya gelmiş durumda dolayısıyla çok büyük depremler üretmediğini 5 şiddetinde ve daha küçük depremler olduğunu ve yıkıcı depremler olmadığını görüyoruz. Depremlerde Malatya fayı üzerindeki yerleşkeler ciddi hasar aldı” dedi.

Binaların fiziksel açıdan döküntüye uğramadan yeniden yapılması gerektiğini de belirten Boyraz, “Kentsel dönüşüm sadece yıkılan yerlerde yeni binalar yapılması anlamında değil. Binalar yoruldukları zaman biz bunları dönüştürseydik. Belki bunları bu kadar yaşamayacaktık. Onun için yeniden canlandırma kalan binaları ve eski metruk binaların fiziksel açıdan döküntüye uğrayan binaların yeniden canlandırılması” diye konuştu. 

Malatya'nın zemininde sorun var