O da bir şey mi resmen belediyeler hırsızlık yapıyor, cadde üzerinde olan binamızın arazisi 601 metrekare iken belediye 103 metrekare gasp etmiştir, tamam kaldırım için tüm cadde ne bıraktıysa ve hatta depremden sonra yapılan binayı da baz alarak kaldırım yol ile bina arası üç metre eyvallah bu da cephe yol kaldırım mesafesi toplam 45 metrekare yapıyor geriye kalan 58 metrekare neden alınıyor yerinde dönüşüm yapamıyoruz çünkü daireler 75 ila seksen metrekareye düşüyor, bu resmen hırsızlık ve gasptır şayet yüzde 60 inşaat alanı olarak müsade ederlerse veririz yok yüzde 40 inşaat alanı derlerse mahkeme yolu görünecek çünkü halkın malına çökmekten başka bir şey değildir.
Kentsel dönüşüm bir zorunluluktur ancak zorbalık değildir.en azından deprem bölgesinde o zorunluluk depremle beraber yerle bir oldu.sizler,olmayan hangi yapıları bahane ederek kentsel dönüşüm yapmaya çalışıyorsunuz.sizler yerinde dönüşümle evini yapmak isteyene dahi engel çıkarıp zorbalıkla rezerv alana dahil ediyorsunuz.deprem bölgesinde her hangi bir kentsel zorunluluk kalkmıştır.yapacaksanız eğer zorunluğu kaldıracaksınız.dayatmayla zorbalık vahşice sözde sosyal bir çalışma olamaz.engellenene kentsel rant değil,enegllenen yerinde dönüşümle evini yapmak isteyenlerdir.bu barbarlıktır.zorlayarak, sözde bir Müslüman ülkesi değilse, kişinin malına müdahale çökmedir.bakan beyde aldığı Emirler dohrultusun da ranta rahmet okutacak müdahalelerden kaçınmalıdır.iş zorlayarak rezerv alana dahil etmek bir vatandaşın malına musallat olmak namertliktir.çıkış şekli bile hayasızca.olmayan riskli yapıların varlığıyla kentsel dönüşüm yaygarası ve yapılacak evlerin sağlamlık dışında Ankara'dan dayatmayla bölge insanına iklimine uygun olmayan projesi uygulamasının tek amacı var.rezerv alanda alt yapı sorunu oldukça az hatta yok.işte burda rantın büyüğü devreye giriyor.alt yapı sorunu olmayan rezerv alanlara 140m2 daire yapıp tam yerinde vatandaşın dairelerini vereceklerine.... gerçekte ise amacın Ankara da pay ettikleri şehirleri istedikleri gibi vurup vurup kafalarına göre paylarını götürecekler ve kura yoluyla rezerv alanda yeri olanları da zalimce yerlerinden edecekler.şayet amaçları çok şerefli o halde bu rezerv alanları rezerv alanda yeri olanlara müstakil evler yapmak için yeter hatta fazla müstakil evlerde yapılacak alanı kalır.yapın o halde müstakil evleri görelim amacınız hizmetiniz ne kadar insanı ve şerefli, onurlu.yok konut yapacağız derseniz o halde kaldırın rezerv alan dayatmasını.zaten herkes rezerv alanla evlerini istiyor.kaldırın zorbalığı kim istiyor kim istemiyor.sosyal projeler dayatmayla ancak zalimliği getirir.biz aile binamızı ne diye rezerv alanla sağa sola savurup 5 taşınmazımızı parçalayarak birde,vasat sözde devletin yaptığı sosyal çalışma için devasa para borçlanmasına girelim bunun adına da sosyal devletçilik diyelim.emsal evi müteahhit şu an 1.6 milyona yapılan evleri devlet ihalelerinde göz göre göre nasıl rantlar döndüğünü 1 daire için milyonların havada uçuştuğunu tüm kamuoyu gördüğü halde üç maymuna döndürüldüğümüz ülkemizde her şey kahrolmuş vaziyette.üç maymunluğun diyarında haksızlığa ses edemeyenler başka zalimliklere de ses edebilir mi.bir ezanla ve bir caminin varlığıyla birazda isimler ve görselliklerle Müslüman olduğunu zanneden ülkede ki bizlerin durumu üç maymunculuktur.imanın en zayıf halkası kalbinle naletlemek bile mümkün değil.çünkü her şey o kadar alamaca ki.deprem öncesi hayat pahalılığı zaten had safhadaydı.deprem sonrası sözde dünyanın en yardım sever devletin toplumu hayat pahalılığında şeytanın bile hüzne boğulduğu bir zalimlikle `0-700 leri aşan bir hayat pahalılığıyla toplum olarak bizlerin gerçek yüzünü bütün dünyaya göstermiş olduk.katılmayana saygı duyarım.ama birbirimize bu denli zalimlikler yapan toplumun şu an dünya da ki en zalim olaylara ses çıkaracak bir gerçekliğimiz yok.kendimizi kandırmayalım.adalet,ekomik sistemi çökmüş ve diğer argümanları da yolsuzluklara ve israfa devam eden bir ülke gerçekliğini inkar ederek zalimliklere destek oluruz.