Malatya'da asırlık gelenek sürüyor!

Hazreti Peygamber'in Hazreti Cebrail'e Kur'an'ı arzıyla birlikte başlayan ve günümüze kadar devam mukabele sünnetine halkın yoğun ilgi gösterdiğine dikkat çeken Battalgazi Müftüsü Hüseyin Özdemir, Ramazan'ın tüm güzelliklerini dolu dolu yaşadıklarını söyledi.

Malatya'da asırlık gelenek sürüyor!

Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Cebrail (Aleyhisselam) ile Ramazan'da karşılıklı Kur'an-ı Kerim okuması olarak bilinen mukabele, deprem bölgesi Malatya'daki tüm camilerde ve kurulan konteyner mescitlerde genç yaşlı herkesin katılımıyla ifa ediliyor. Sabah namazından önce ve kılınan öğle ve ikindi namazlarının ardından cami cemaati tarafından mukabele halkaları oluşturuluyor.

İmam ve hafızlar Kur'an'ı Kerim'i sesli olarak okurken, mukabeleye katılan vatandaşlar da okunan ayetleri takip ediyor. Kur'an-ı Kerim'i okumasını bilmeyen kimi vatandaşlar da okunan ayetleri huşu içerisinde dinleyerek sevap kazanıyor.

Battalgazi ilçe Müftüsü Hüseyin Özdemir, Ramazan ayında yapılan ibadetlerin önemi, mukabele sünnetinin tarihçesi ve Ramazan ayının başlamasıyla halkın Ramazan'ın güzelliklerine gösterdiği yoğun ilgiyi, mukabeleye katılan vatandaşlar da duygu düşüncülerini paylaştı.

Camilerde bir yoğunluk var

Malatya'da asırlık gelenek sürüyor!Battalgazi İlçe Müftüsü Hüseyin Özdemir, "Eski Malatya dediğimiz Eski Battalgazi bölgesinde yeni ibadete açtığımız Eski Malatya Merkez Camii'ndeyiz. Bu caminin 2016 yılında inşaatına başlanmıştı. Bu yıl inşaatı tamamlandı. Şu anda resmi süreç sürüyor. Süreç bittikten sonra İnşallah ibadete açacağız. Teravih namazlarında kadın, erkek, çocuk halkın yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz. Cuma vakti zaten çok kalabalık. Ramazan ayının gelişiyle birlikte burada çok daha farklı bir yoğunluk oluşmaya başladı. Öğlen vaktinde cami tamamen doluyor." diye belirtti.

Ramazan'ı tüm güzelliklerini yaşıyoruz

Malatya'da asırlık gelenek sürüyor!Ramazan ayının kendisine ait getirmiş olduğu bütün güzellikleri yaşadıklarını belirten Müftü Özdemir, "Oruç düzeyinde olsun, teravih düzeyinde olsun, Kur'an düzeyinde olsun, sahur düzeyinde olsun, iftar düzeyinde olsun çok yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Ama tabii Ramazan'ın öne çıkan en temel hususlardan biri de Kur'an'ın ifade ettiği, Ramazan ayında Kur'an'ın indirilmiş olması. Hazreti Peygamberin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hayatında Ramazan ayında Kur'an'la kurduğu ilişki diğer bütün aylardan çok daha farklıydı. Cebrail Aleyhisselam Hazreti Peygamber Aleyhisselam'a Ramazan ayında gelirdi. Ve Peygamber Aleyhisselam Ramazan ayında son on gününde kendisine o güne kadar indirilmiş Kur'an'ın tamamını Cebrail'e arz ederdi. Ama son yılında Kur'an'ın tamamını otuz gün içerisinde Hazret-i Peygamber Cebrail'e arz etti. Bu arz olayı daha sonra ilk dönem nesillerden itibaren, sahabe neslinden, tabiinden başlamak üzere Müslümanların yaşadığı bütün coğrafyalarda mukabeleye dönüştü." diye kaydetti.

Günümüze kadar devam ediyor

Sabah namazı ile birlikte camilerde mukabele okunmaya başlandığını belirten Müftü Özdemir, "Kimi yerlerde sabah namazından itibaren, kimi yerlerde de öğle namazına müteakip, kimi yerlerde de yine yoğunluğu dikkate almak suretiyle ikindi namazına müteakip mukabele okunuyor. Hatta bazı yerlerde yoğunluk olursa, sabah, öğlen ve ikindi namazlarında da mukabele okuyoruz. Mukabele Hazreti Peygamber Aleyhisselam'ın Hazreti Cebrail'e Kur'an'ı arzıyla birlikte başlar. Sahabe nesliyle beraber mukabele geleneği bütün İslam toplumlarında, camilerde, Ramazan ayında imamların arzıyla, cemaatin de Kur'an'ı dinlemesi suretinde yapılır" dedi.

Kur'an'ın kendisinin bütünüyle ibadetin, sevabın hasıl olduğu bir ibadet olduğunu aktaran Müftü Özdemir, "Bir yandan Kur'an'ı okur onun lafzıyla ibadet ederiz. Öte yandan da okuduğumuz o Kur'an-ı Kerim'i meali ve hocalarımızın anlatımları üzerinden anlamak suretiyle onu kendi hayatımıza aktarmaya çalışırız. Yani Kur'an'la kurduğumuz ilişkinin tamamı bizim hayatımıza hem sevap hem yaşamımıza rehberlik etmesi açısından yön veriyor. Lafızlarını okuruz, ibadet ederiz, onunla sevap kazanırız. Kur'an'ın anlattıklarını anlamak suretiyle de dinlemek suretiyle de onu kendi hayatımıza aktardığımız zamanda hayatımızda çok daha farklı güzellikler, Kur'an'la birlikte oluşturmuş oluruz" ifadelerini kullandı.

Mukabeleye büyük bir yoğunluk var

Yıkılan camilerin bölgelerinde oluşturdukları geçici mekanlarda halkın talepleri doğrultusunda vakit ve teravih namazlarının kılınması ile mukabelenin okunmasını sağladıklarını kaydeden Özdemir, "Bütün camilerimizde gerçekten çok büyük bir yoğunluk söz konusu. Hem mukabeleye yönelik büyük bir yoğunluk söz konusu. Hem teravih namazlarında yani şu ana kadar diyebilirim ki bütün camilerimizde teravih namazlarında camiler tamamen tıklım tıklım dolu vaziyette. Halkımız teravihe, Kur'an'a yani ibadete büyük ilgi gösteriyor" dedi.

Sevabını bilen herkes katılır

Mukabelenin Peygamber efendimizin sünneti olduğu için takip ettiğini belirten Hüseyin Sündük, "Üç senedir burada takip ediyorum. Ben daha önce İstanbul'daydım 3 yıl önce Malatya'ya geldim ve 3 yıldır her Ramazan ayında bu camide mukabeleyi takip ediyorum. Herksin mukabeleye katılmasını tavsiye ediyorum. Zaten sevabını bilen herkes te katılır." dedi.

Herkese tavsiye ediyorum

Hocaların Kur'an-ı Kerimi okuduğunu ve kendilerinin de takip ettiğini söyleyen çocuklardan Yusuf Efe Demirci, "Zaten mukabele Peygamber efendimizin sünneti. Ben de küçüklükten beri Kur'an okuyorum. 2019 yılında Kur'an-ı Kerim'e geçtim. Dört beş senedir düzenli olarak mukabeleye katılıyorum. Katılırken gerçekten zevk alıyorum ve sevap ta kazanıyorum. Günahlarım varsa silinmiş oluyor. İnşallah bundan sonrada takip etmeye devam edeceğim. Çok güzel bir sünnet. Herkese tavsiye ediyorum. İnşallah şimdiye kadar takip etmeyenler de etmeye başlar." diye konuştu.

Cemaat olarak bizler takip ediyoruz

Sabah, öğlen ve ikindi namazlarında camide mukabele okunduğunu ve kendilerinin de katılarak takip ettiklerini ifade eden Ömer Baran, "Peygamber efendimiz bir Hadis-i Şerifin'de buyurduğu gibi: 'Elif, Lam, Mim bir harf değildir. Elif bir harf, Lam bir harf Mim de bir harftir. Her bir harf için 10 sevap vardır. Kur'an, Allah'ın kelamı. Buraya gelirken sevap niyetiyle geliyoruz. Kur'an-ı Kerim'i hocalarımız okuyor, cemaat olarak bizler de takip ediyoruz. Mükafatını aldığına inanıyoruz. Bu niyetle bu aşkla bu zevkle camiye geliyoruz. Yani Allah'ın rahmeti cemaat üzerinedir. Cemaat ne kadar kalabalık olsa o kadar rahmet daha bol yağar. O düşüncede ve o inançtayız." dedi.