Maden ve taş ocaklarına tepki
Malatya Çevre Platformu üyeleri, Malatya'nın birçok ilçe ve mahallelerinde kurulan maden ve taş ocaklarına tepki gösterdi. Platform, tarafından yapılan açıklamada, madencilik faaliyetlerinin, halkın ihtiyaç ve çıkarları gözetilerek yürütülmesi gerektiği belirtilerek, doğal yaşamı tehdit eden, çevreye onarılması mümkün olmayan zararlar veren bir madencilik anlayışının kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Malatya Merkez Postane önünde 'doğaya ve tabiata' dokunma temasıyla bir araya gelen Malatya Çevre Platformu üyeleri Malatya'nın birçok ilçe ve mahallelerinde kurulan maden ve taş ocaklarına tepki göstererek, basın açıklamasında bulundular.
Çevre kirliliği arttı
Platform adına açıklamayı okuyan Süleyha Kavukçu, 1980'den sonra çevre kirliliğinin artış gösterdiğini ifade ederek,"Birleşmiş Milletler, nasıl büyük bir felakete sürüklendiğimizin bilincinde olarak 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde toplanıp bir çevre konferansı yaptılar. Sorunun üstesinden gelmenin gerekliliğinde, 5 Haziranı Dünya Çevre Günü ilan ederek, çalışmalar başlattılar. Ama yaşadığımız Kovid-19 salgını da göstermiştir ki 5 Haziran sadece “gün” olarak kutlanmanın ötesine geçememiştir. Eğer geçseydi, dünyayı kasıp kavuran yeni virüsler ortaya çıkmayacaktı. Küresel ısınma olmayacaktı, iklim değişiklikleri yaşanmayacaktı. Kuraklık da olmayacak, yağmurlar önceden olduğu gibi, bereketli yağacaktı. Göller, nehirler su kaynakları kurumayacaktı. 5 Haziran Dünya Çevre Günü ilan edilmesinin üzerinden 49 yıl geçti. 1972 yılında her 10 kişiden 1’i hava kirliliğinden etkilenirken, bugün 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor. Canlı türlerinin % 28’inin soyu tükendi. Çevre kirliliği 1980 yılına göre 10 kat arttı" dedi.
Onarılması mümkün olmayan zarar veriliyor
Malatya'nın birçok ilçesi ve buna bağlı olan mahallelerde maden ve taş ocaklarının yoğunluğuna dikkat çeken Kavukçu, " Malatya'mız da maden bakımından zengin bir yöre olması dolayısıyla, yerli ve yabancı maden şirketlerinin hoyrat ellerine teslim edilmektedir. Madencilik faaliyetleri, sermaye kesimlerinin kâr hırsı gözetilerek değil, halkın ihtiyaç ve çıkarları gözetilerek yürütülmelidir. Toprağını ekip biçen, ekmeğini topraktan kazanan bizlerin, yaşam hakkımızı ve sağlığımızı görmezden gelen, doğal yaşamı tehdit eden, çevreye onarılması mümkün olmayan zararlar veren bir madencilik anlayışı kabul edilemez. Malatya’da yeni aramalar için; altın, gümüş, demir için siyanürlü arama ruhsatları verildiği, Hekimhan, Arguvan, Arapkir, Kuluncak, Yeşilyurt, Doğanşehir, Akçadağ başta olmak üzere neredeyse tüm ilçelerinde yeni metalik maden aramaları var. Altın, Kurşun, Bakır,Toryum, Demir olmak üzere, mermer ocakları, taş ocakları, kireç kuyuları, kömür ocakları açılması planlandığını biliyoruz. Polimetal aramaları için vurulan, vurulacak yüzlerce sondaj projelendirilmiştir. Arguvan İlçesi Şotik Köyü, Yoncalı Köyü, Göçeruşağı köyü, Arapkir ilçesi Yeşilyayla ve Suceyin köyleri, Hekimhan İlçesi Akmağara köyü, ayrıca Deveci madeni alanı Deveci köyü, Aşağı Sazlıca Köyü, Başak Köyü bölgesinde başvurular var" diye konuştu.
Doğa katliamına dur de!
Doğa katliamlarına son verilmesi gerektiğini ifade eden Kavukçu, "Malatya Merkez: 10, Akçadağ İlçesi: 110, Arapkir İlçesi: 34, Arguvan İlçesi: 29, Battalgazi İlçesi: 67, Darende İlçesi: 38, Doğanyol İlçesi: 4, Doğanşehir İlçesi 123, Hekimhan İlçesi: 72, Kale İlçesi: 8, Kuluncak İlçesi: 48, Pütürge İlçesi: 41 Yazıhan İlçesi: 43, Yeşilyurt İlçesi: 223 ÇED Başvurusu yapılmış ve bunların birçoğuna, ne yazık ki ÇED gerekli değildir raporu verilmiştir. Arguvan İlçesi Yoncalı köyünde bulunan Kaya Mezarları ise 2018 yılında alınan karar ile birinci derece sit alanı ilan edildiği halde Yoncalı köyünde de altın arama çalışmaları devam etmektedir. Ülkemizin ormanlık alanları her yıl çeşitli gerekçelerle tahrip edilmektedir. Yaşamsal ve çevresel etkileri göz önünde bulundurulmaksızın hazırlanan projeler, açılan yollar ve yürütülen madencilik faaliyetleri nedeniyle nitelikli ormanlık alanlarımız zarar görmektedir. Tüm yetkilileri bilim insanlarının, çevre gönüllülerinin, yöre halkının ve doğanın sesine kulak vermeye, Doğa Katliamına Dur! demeye davet ediyoruz. Havama, suyuma, toprağıma, doğama dokunma, Ekolojik dengeyi koruyacağım, yaşam alanıma sahip çıkacağım, Dağıma, taşıma, dereme, ormanıma, doğal yaşamıma müdahale etme, Vahşi madenciliğe dur de, geleceğine sahip çık" şeklinde konuştu.