Lanet olsun zalimlere
Malatya'da, İsrail polisinin işgal altındaki Kudüs bölgesindeki Mescid-i Aksa'da sivillere saldırmasına tepki gösterildi. Basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Malatya İl Başkanı Mehmet İlker Dönmezer, Siyonist işgal rejiminin her Ramazan ayında Filistin genelinde ve Mescid-i Aksa'ya yönelik vahşi saldırılarını artırdığını ve bu saldırıları bir gelenek haline getirdiğini söyledi.
Malatya’da, İsrail polisinin işgal altındaki Kudüs bölgesindeki Mescid-i Aksa'da sivillere saldırmasına tepki gösterilerek, kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi. Teravih namazı sonrası Yeni Camii Soykan Meydanında toplanan grup, ellerinde "Kudüs davası İslam ümmetinin davasıdır", "Yüreğimizdesin ey ilk kıblemiz Mescid-i Aksa", "Lanet olsun bütün zalimlere" yazılı dövizlerle tekbirler getirerek, İsrail aleyhinde slogan attı. Basın açıklaması, Mahmut Yayla Hocanın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Malatya İl Başkanı Mehmet İlker Dönmezer, Mübarek Ramazan ayında Siyonistlerin Mescid-i Aksa’nın kudsiyet ve mahremiyetini çiğneyerek sabah namazında Aksa’ya yönelik saldırıya geçtiklerini belirtti. Dönmezer, “Gerçek ve plastik mermilerin yanında gaz bombaları ile Mescitte namaz kılan cemaat ve murabıtlara saldırmış, bu saldırılarda yüzlerce Müslüman yaralanırken yüzlercesi de kaçırılarak esir edilmiştir. Bu vahşi ve barbar saldırılar kabul edilemez. Bu saldırıları kınıyor ve lanetliyoruz. Aksa’nın izzeti için bedenlerini siper ederek şehadet şerbetini içen şehitlerimizin şehadetini tebrik ediyor, yaralılara acil şifalar, esir edilenlerin de bir an önce özgürlüğüne kavuşmalarını niyaz ediyoruz” dedi.
Hiçbir Müslüman kabul etmemelidir
Dönmezer, işgal devam ettiği müddetçe bu saldırı ve acıların devam edeceğini vurgulayarak, “Bu saldırı ve işgali bitirmeni yolu iki devletli çözüm, işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme safsataları değildir. Bunun böyle olmadığına tarih şahittir. Siyonist rejimle kurulacak her tür ilişki Kudüs davasını yalnız bırakacak ve zayıflatacak, Aksa’ya yönelik saldırıları artıracak, işgal ve talanın genişlemesiyle sonuçlanacaktır. Bunu hiçbir Müslüman kabul etmemelidir. Bu işgal ve saldırıları bitirmenin tek yolunun Kudüs ve Filistin topraklarında Siyonist işgalini tamamen kaldırmak. Bunun da Filistin halkının şerefli ve izzetli direnişine ses olmak, bütün imkânlar seferber edilerek destek olmak, her zaman ve zeminde yanlarında olmakla mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.
Katliamlar kabul edilemez
Filistin halkının kendi vatanlarını, Kudüs’ün şeref ve izzetini savunmak için yapmış olduğu mücadelenin meşru ve kutsal olduğunun altını çizen Dönmezer, “Bu mücadele asla bir terör eylemi değildir. Terörist, Filistin halkını katleden, topraklarını işgal eden Aksa’nın mahremiyetini ayaklar altına alan Siyonist işgal rejimdir. Bu işgal ve katliam durdurulmalıdır. Tarih ve günümüz şahittir ki bu işgal çetesi kınama, açıklama ve protestolardan değil, sadece güçten anlar. Kudüs ve Aksa'nın sadece saldırıya uğradığı zamanlarda gündemde olduğunu, halbuki her zaman gündemin birinci maddesi olması gerektiğini; işgalden kurtuluş için kısa, orta ve uzun vadeli işleyen ve kendisini güncelleyen somut planlar yapılmalı. İşgal rejimini zulüm ve işgalinde pervasızlaştıran Müslümanların birlik olamamalarıdır. İki milyarlık İslam Ümmet’inin gözü önünde bu katliamların yapılması kabul edilemez. İzzetli ve şerefli Müslümanlar, gençlerimiz, kadınlarımız, âlim ve yöneticilerimiz bu zilleti kabul etmemeli. Aksa’nın izzeti ve özgürlüğü için birleşmeli ve ayağa kalkmalıdır. Müslüman ülkelerin yöneticileri ve hassaten Türkiye, bu saldırıları sona erdirip tekrarlanmaması için somut adımlar atmalıdır. Verilen söz ve vaatler ne olursa olsun, Kudüs davasına sırt çevirip Siyonist rejimle ilişki kurulmamalıdır. Filistin’de ‘normalleşme’ Siyonist işgalin bitmesidir. Filistin’de ‘normalleşme’ işgalcilerin geldikleri yere geri dönmesidir. Dünyanın, Siyonistleri devlet olarak tanımaktan vazgeçmesidir. Siyonistleri tanımanın ne Türkiye’ye ne Filistin halkına ne de ümmete bir faydası olmayacaktır. Aksine dünyevi ve uhrevi vebali büyüktür. Allah indinde kimse bunun hesabını veremez.”