Kovid-19 süreci uzattı
UNESCO Dünya Kültür Miras Geçici Listesinde yer alan ve 7 bin yıllık geçmişiyle aristokrasinin doğduğu, ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı merkez olan Arslantepe Höyüğü, kalıcı listeye alınacağı günü bekliyor.
Geçmişi milattan önce (MÖ) 5 binli yıllara dayanan, 90 yıl önce arkeolojik kazı çalışmasına başlanan höyüğün, bahar aylarında yapılacak toplantıyla UNESCO Dünya Miras Kalıcı Listesi'ne girmesi hedefleniyor. İlk arkeolojik kazı çalışması 1931'de Louis Delaporte başkanlığındaki Fransız ekip tarafından gerçekleştirilen, 1961'den bu yana ise Roma La Sapienza Üniversitesinden ekiplerce düzenli olarak yapılan Arslantepe Höyüğü'nün koruma altına alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü kontrolünde, Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Battalgazi Belediyesi koordinasyonunda çalışma yürütülüyor. UNESCO tarafından 2014'te Dünya Miras Geçici Listesine alınan, tarih ve arkeoloji alanında büyük öneme sahip kentin simge alanlarından Arslantepe Höyüğü'ne ilişkin geçen yıl açıklanması beklenen UNESCO kararı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle gerekli toplantı ve çalışmaların yapılamaması gerekçesiyle açıklanamadı. Devlet sisteminin doğuşuna, eşitlikçi toplum yapısından hiyerarşik toplum yapısına geçişle ilgili çeşitli bulgulara rastlanan Arslantepe Höyüğü'nün, bahar aylarında yapılması beklenen Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) toplantısıyla kalıcı listeye dahil edilmesi bekleniyor.
Ziyaretçilerini 7 bin yıl önceye götürüyor
Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, yaptığı açıklamada, geçmişi 7 bin yıl önceye giden tarihi zenginliğin dünyaya daha fazla tanıtılması için UNESCO'ya başvurduklarını, sürecin halen sürdüğünü belirtti. Arslantepe'nin UNESCO Dünya Kültür Miras Kalıcı Listesi'ne alınması noktasında bekleyiş içinde olduklarını aktaran Güder, "Başvurumuzu yaptık. Burası sadece Belediyemize ait kültürel mekan değil, Malatya'nın, Türkiye'nin ve dünyanın sahipleneceği mekan olması dolayısıyla çalışmalarımızda paydaşlarımızla yol yürümeye çalıştık. İnönü Üniversitesi, Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü paydaşlarımız, onlarla beraber bölgeyi ayağa kaldırarak insanlığa mal etmek için başlattığımız çalışmaları sürdürüyoruz." diye konuştu.
Kovid-19 süreci uzattı
ICOMOS görevlendirilen uzmanların geçen yıl Arslantepe'yi ziyaret ettiğini ve yaptıkları çalışmaların gelen uzmanlarca takdir edildiğini ifade eden Güder, "Kovid-19 süreci uzattı. Normalde 2020'nin Haziran ayında ICOMOS toplantısı yapılarak Arslantepe için yapmış olduğumuz çalışmalar değerlendirilecekti. Salgın nedeniyle 6. ayda toplanamadı. Beklentimiz bahar ayında toplantının yapılması, Arslantepe'nin kalıcı listeye alınması." ifadesini kullandı. Höyüğün imar ile çevre koruması için çalışma yürüttüklerini aktaran Güder, Arslantepe'nin etrafındaki birtakım şahsi mülkiyetleri kamulaştırma çalışmaları yaptıklarını, buradan çıkan eserleri yapının yanında teşhir etmek için ön ağırlama merkezi yapacaklarını, bunun için de Valilik ve Malatya Büyükşehir Belediyesi olarak çalıştıklarını kaydetti.
Arslantepe Höyüğü
Malatya'nın 7 kilometre kuzeydoğusunda Fırat Nehri'nin batı kıyısı yakınındaki Orduzu'da yar alan Arslantepe Höyüğü, MÖ 5000 yıllarından MS 11. yüzyıla kadar yerleşim gördü. MS 5-6. yüzyıllar arasında Roma köyü olarak kullanılan höyük, daha sonra Bizans Nekropolü olarak yerleşimini tamamladı. Geç Hitit tabakalarında yapılan kazılarda taş üzerine alçak kabartma ile dekore edilmiş avlu ve giriş kapısının iki yanında 2 aslan heykeli ve karşısında devrilmiş bir kral heykeli ile bir Geç Hitit Sarayı bulundu. Höyükte yapılan kazılar sonucunda MÖ 3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, MÖ 3600-3500'lere ait tapınak, iki bini aşkın mühür baskısı, kaliteli metal eserler gün yüzüne çıkarıldı. Elde edilen veriler Arslantepe'nin aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkez olduğunu ortaya koydu.