Kırkından sonra konuşacağız
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Malatya'da yapılan çalışma ve hizmetlerin bir grup tarafından çarpıtıldığını belirterek, Büyükşehir Belediyesi üzerinden çıkarlar sağlamaya çalışanların olduğunu söyledi. Başkan Gürkan, deprem öncesindeki meclis konuşma kayıtlarının olduğunu, depremin üzerinde kırk gün geçtikten sonra konuşacağını belirtti.
Büyükşehir Belediyesi Mart Ayı Meclis Toplantısı Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan başkanlığında gerçekleştirildi. Gündem maddelerine geçilmeden önce yaşanan depremlerle ilgili açıklamada bulunan Gürkan, memlekette trol ekibinin olduğunu vurguladı.
Deprem öncesindeki meclis konuşma kayıtlarının olduğunu söyleyen Gürkan, “6 Şubatta Kahramanmaraş merkezli biri Pazarcık, diğeri Elbistan olmak üzere 9 saat arayla iki büyük deprem, iki büyük felaket geçirdik. Depremin büyüklüğü ile şiddeti ile orantısı yer yüzü ile alakalıdır. Depremin büyüklüğü 7,7 ve 7,6 olabilir ama hissedilen 9’un üzerinde. Yüzyıllardır görülmeyen felaketi Malatya ile birlikte 11 il 14 milyon insan 114 milyon kilometrekarelik alanda olanlar direk etkilendi. Burada bizim çıkaracağımız derslerin olduğu kanaatindeyim. Ben geçmişteki bütün meclis konuşmalarımın hepsinin özetini burada çıkardım. Biz bunların hepsini tek tek söyledik. Yapı Denetimin kontrol edilmesi, beton santrallerinin kontrol edilmesini, jeolojik etütlerin kontrol edilmesini, zemin etütlerinin iyi yapılmasını, ada bazlı düzenlemenin yapılmadığı gibi konularda söylemediğimiz hiç bir şey yok. Kırkımız geçsin, sonra bir basın açıklaması yapacağım” dedi.
Belediye Başkanlığı döneminde yaptıkları tesislerden ve toplanma alanlarından bahseden Başkan Gürkan, “Şimdi düşünüyorum burada kendimizi övme manasında bir pay çıkarmak da istemiyorum ama doğruyu da söylemek durumundayız. Biz Battalgazi Belediyesi binasını yapmamış olsaydık, o meydanı yapmamış olsaydık, millet meydanını yapmamış olsaydık, kütüphaneyi yapmamış olsaydık, askeri kışlayı yaparak o bölgenin etrafını açmamış olsaydık, kernek parkını, 100.yıl Parkını yapmamış olsaydık, Eski Belediyenin yerini imara açmış olsaydık, lisanslı depoyu yapmamış olsaydık, spor salonunu, fuar alanını, inderesi parkındaki konutları yapmamış olsaydık, DSİ, Yaşam Merkezi, Engelli Merkezi gibi tesisleri yamamış olsaydık Malatya’daki depremi tasavvur edin arkadaşlar. Kaçacak yeriniz olmayacak, yol olmayacak. Daha önceki görevlerinde ve şimdi de yasal noktada sorun yaşamadıklarını ifade eden Başkan Gürkan, ”Bizim söylediklerimiz binlerce kitabın özetidir. Lisede 2 binin üzerinde kitap okuyarak buraya geldim. Daha önce meclisteki konuşmalarımızda bunları söylerken ben sizlerin zarar görmesini istemiyorum. Bir dernekte çalışan adam gitmiş mahkemelerde sürünüyor. Ama ben o zamanki deyimimle 16 yıldır Belediye Başkanıyım daha benim bir meclis üyem, bir personelim mahkeme kapısının önünden geçmedi dedim. Şimdi de 20 sene oldu. Meclis tutanaklarında demişim ki; İŞKUR’da demirbaşını incelerken 367’inci sayfa olmadığı için biz oranın hesabını verdik dedim. Biz denetim görmüyoruz arkadaşlar. Ben devlette müfettişlik yaptım, ilçe müdürlüğü yaptım, denetim görmüyoruz. Bizim personel için de diyorum. Hiçbirimiz denetim görmüyoruz. Bu bir denetime geldiği zaman bunun bedelini şu veya bu şekilde ağır öderiz. Denetim gelmeyince de cenabı Allah’ın denetimi gelir, daha ağır şekilde bedeller öderiz” şeklinde konuştu.
Memlekette trol ekibi var!
Malatya’da yapılan hizmetleri çarptırmak isteyen belli bir kesimin olduğunu belirten ve “Trol” benzetmesi yapan Gürkan, ”Bu memlekette bir Trol ekibi var. Bunların gözünün yaşına bakmayacağım. Şimdi yön değiştirmek için, menfaatlerini daim ve devam ettirmek için, bunların hepsi devlet istihbaratında da var. Deve kuşu gibi kafamızı kuma koyuyoruz zannetmeyin. Şimdi biz koordinasyonda dediler ki ekmeği bir, iki büfede paralı edin ki millet alışsın, diğer yerler de açsın. Üç, dört gün de teyit ettim Vali beye. Sayın Valim bunun için erken diye. Yap işte vatandaşı teşvik edelim. Bir büfede açtık. 500 lira birinden para almışlar, 750 lira birinden para almışlar. Otobüste de bir, iki hattı paralı edin dediler. Bir yaygara, efendim ekmek para ile satılır mı? Kim ekmeği parayla almış? Kim otobüse ücretli binmiş? Günlük 210 bin tane ekmek üretildi. Kızılay’ınkini de biz üretiyoruz, hepsini biz üretiyoruz. Buradaki yemeklerin hepsini de, o hayır kurumlarına giden yemekleri de biz üretiyoruz. Bunları tek tek söyleyeceğim. Şimdi kibarlık ediyorum. Şuanda koordinasyon noktasında birlik olmuş ikinci bir vilayet yoktur. Haber Türk’teki bir programda özellikle cenaze ile ilgili bir hususu eleştirdiler. Vay bununla mı övünüyorsun. Cenaze devletin birinci görevidir. Bunlar cenaze hükmünü bilmedikleri için, devletin birinci görevi ceset bütünlüğü içerisinde, inançları ölçüsünde o cenazeyi ailesinin refakatinde defnedilmesidir” açıklamasında bulundu.