Kayısıya adanan yarım asır
'Dünya kayısı başkenti' olarak anılan Malatya'da yarım asırdır üretim yapan 73 yaşındaki Fahri Sürenkök'ün binbir emek harcayarak, uzun ve zahmetli bir yolculuğun ardından elde ettiği gün kurusu kayısılar, dünyanın çok sayıda ülkesinde ağızları tatlandırıyor.
Türkiye'deki 17 milyon kayısı ağacından yaklaşık 8 milyonunu barındıran ve birbirinden farklı irilik ve lezzette kayısı çeşidinin yetiştiği Malatya'da, 50 bine yakın aile geçimini kayısı üretiminden sağlıyor. Dünya kuru kayısı ihtiyacının yaklaşık yüzde 85'inin karşılandığı kentte, yöre insanının en önemli gelir kaynağı olan kayısı, bu işi yapan ailelerin yanı sıra özellikle Güneydoğu ve Doğu'dan gelen çok sayıda mevsimlik tarım işçisine de iş ve aş sağlıyor. Büyük tarım alanlarının yanı sıra dededen, babadan kalma arazilerde de kayısı üretimini sürdüren ve bu işten para kazanan çok sayıda aile bulunuyor. Malatya'nın Darende ilçesinde yarım asırdır üretim yapan 73 yaşındaki Fahri Sürenkök de kendi arazisinde büyük emek harcayarak kayısı üretiyor. Gençliğinde inşaat işleriyle uğraşan Sürenkök, yaklaşık 50 yıl önce iş için gittiği bir köyde bahçe sahibinin kendisine kayısı ikram etmesiyle üretici olmaya karar verdi. İnşaat işini bırakan ve ailesine ait araziye kayısı bahçesi kurmak isteyen Sürenkök'e, "bahçe kurmayı planladığı alanın dağlık olduğu, suyun ve elektriğin olmadığı, bu nedenle kayısı yetişmeyeceği" söylenmesine rağmen yılmadı. Hayalindeki bahçeyi kurmak için kolları sıvayan Sürenkök, uzun uğraşlar sonucu 50 yıl önce kayısı fidanlarını toprakla buluşturdu. Bahçede küçük bir de ev yapan ve ailesiyle çoğu vaktini burada getiren Sürenkök, fidanlarına adeta bir bebek gibi bakarak büyüttü. Hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşayan Sürenkök'ün şu an 110 dönümlük arazisindeki bin 500 kök kayısı ağacından her yıl elde ettiği 25 ton kuru kayısı, ihracatçı firmalar aracılığıyla çok sayıda ülke ağızları tatlandırıyor.
Güneşi bol, açık alanda kurutuluyor
Sürenkök, yaptığı açıklamada, kayısı işiyle uğraşmayı sevdiğini söyledi. Kayısının kolay üretilmediğini anlatan Sürenkök, temmuz ayında başlayan hasat döneminin ağustos ayının 15'i gibi sona erdiğini, bu süreçte de yoğun emek harcadıklarını anlattı. Sürenkök, olgunlaşan kayısıların aşama aşama dalından silkelendiğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Kayısının toplanmasını ise tamamen insan gücüyle yapıyoruz. Toprağa branda seriyoruz ve ağacı sallayarak meyveyi indiriyoruz. Daha sonra boylama dediğimiz işlemi yani sınıflandırmayı yapıyoruz. Ardından toplanan kayısılar güneşi bol, açık bir alanda kurutulmak üzere bezlere seriliyor. 4-5 gün civarında açık havada kurutulan kayısılar 'patik' dediğimiz, çekirdeğinden çıkarılması için işçilerin önüne getiriliyor. Çekirdeğinden ayırt edilen kayısılar tekrardan güneşi bol açık bir alana alınıyor ve bir süre daha burada bekletiliyor. Tüm bu işlemlerin ardından kuruyan kayısı kasalanarak depolara kaldırılıyor."
Birlikte çalıştığımız işçiler 30 yıldır bizimle
İlerleyen yaşına rağmen işinden memnun olduğunu anlatan Sürenkök, "Toprakla uğraşmayı çok seviyorum, işimden de çok memnunum. Bazen iyi ki bu işi yapmışım diyorum. Kayısı işini ömrüm yettiğince devam ettirmeyi düşünüyorum. Bahçenin bulunduğu alana kayısı fidanı dikmeye karar verdiğimde herkes 'orada kayısı yetişmez' dedi. Israrla kayısının olacağını söyledim ve büyük emek vererek büyüttüğüm ağaçların sayısı şu an bin 500'e ulaştı. Her yıl yaklaşık 25 ton kuru kayısıyı da piyasaya sunuyorum." diye konuştu. Sürenkök, bu işte 50 yıldır ailesi ile yaklaşık 30 yıldır beraber çalıştıkları ve aile gibi oldukları mevsimlik tarım işçileriyle alın teri döktüklerini belirterek, işlerinin zor ve zahmetli de olsa ekmek parası için mücadele ettiklerini anlattı. Kayısının birçok çeşidinin bulunduğunu kendisinin ise sadece gün kurusu kayısı yaptığını vurgulayan Sürenkök, "Yarım asırdır ailecek gün kurusu üretiyoruz. Burada ürettiğimiz organik kayısıları yurt dışına gönderiyoruz. Organik kayısıyı yapmanın bir takım zorlukları var. Kaliteli ve sürekli çalışan işçilere ihtiyaç var. Şu an birlikte çalıştığımız işçiler 30 yıldır bizimle." dedi. Sürenkök, yanlarında çalışan mevsimlik işçilerle aile gibi htiklerini belirterek, düğünde, cenazede her zaman beraber olduklarını söyledi.
Aile gibi olduk
İşçilerden Emine Uğur ise kayısı hasadının başlamasıyla memleketi Adıyaman'dan çocuklarını da yanına alarak çalışmaya Malatya'ya geldiğini ifade etti. Çocukluğunda da her hasat dönemi aynı bahçeye ailesiyle çalışmaya geldiğini anlatan Uğur, "20 yıl önce de bu bahçede ailemle çalışıyordum, şu anda da çalışıyorum. İlk zamanlar çok zorlandık, nasıl yapıldığını hiç bilmiyorduk ama aradan geçen süre içerisinde alıştık. 20 yıldır düzenli olarak buraya geliyoruz. İşimizi severek yapıyoruz. Ailemiz için iyi bir kazanç oluyor ayrıca buranın havası çok güzel, bize iyi geliyor. Artık burada bir aile gibi işimizi severek yapıyoruz." şeklinde konuştu.