Kayısının rakibi yok diyemeyiz

Kayısıda İnovasyon Toplantısında konuşan Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bayram Murat Asma, kaysı ile ilgili özellikle Orta Asya ülkelerinde gelişmelerin Malatya'da çok fazla dikkate alınmadığını ve yada hafife alındığına dikkat çekerek, 'O bölgenin mutlaka iyi analiz edilmesi gerekiyor. Çünkü Malatya kayısının rakibi yok diyemeyiz' dedi.

Kayısının rakibi yok diyemeyiz

Malatya Ticaret Borsası ev sahipliğinde kayısı alanında çalışma yapmış birçok akademisyenin katıldığı Kayısı'da İnovasyon Toplantısı düzenlendi. Toplantıda, kayısıda son durum, kayısıyı bekleyen sıkıntılar, krizler, iklim değişikliği, değişen pazarlama ve ambalaj metotları yapılması gerekenler, ekonomik ve sosyal anlamda kayısının değerinin artırılması konuları konuşuldu. MTB Başkanı Ramazan Özcan,  toplantı öncesi yaptığı açıklamada, toplantıya akademisyenler, ihracatçılar, tarım paydaşları katıldığını belirtti. Toplantının amacıyla ilgili bilgiler paylaşan Özcan, “Gaye ve amaç aslında uzun zamandır akademik olarak üniversitelerle iş birliğini zaten yapıyorduk bu iş birliğini daha çok güçlendirmek, sektörün sorun ve problemlerini akademisyenlerin gözüyle değerlendirmesi, dünyadaki tarım gelişmelerinin Malatya’daki tarım ürünleri içerisinde özellikle kayısıyı nasıl adapte ederiz, dünyadaki ambalaj, iletişim alanındaki gelişmeler bununla ilgili aslında ortaya bütüncül bir fotoğraf ortaya çıkarabilir miyiz bunun çalışmasını yapacağız. Genel amacımız Dünyada marka değerini elimizde bulundurduğumuz, coğrafi işaret belgeli önemli bir ürünün derli toplu, üniversitelerle iş birliği yapmasını sağlamak bizim için çok önemli” dedi.

Kayısıda ARGE birimine ihtiyacımız var

Özcan, kayısıyla ilgili İnönü Üniversitesinde çok önemli iki projenin devam ettiğini anımsatarak, “Bir tanesi kükürdün insan sağlığına etkisi. Bir de kayısının son zamanlarda besin değerleriyle ilgili. İklim değişikliklerinin yarattığı, zamanın, aşı çeşitlerinin ürünün besin değerlerine etkisini çalışıyoruz şuanda. İnönü Üniversitesi’nde kayısıda ARGE birimi kurmak için bir karar aldık altyapısını kurmak için çalışmalara başladık. Kayısıda ARGE birimine ihtiyacımız var. Bugün kayısı paydaşlarıyla beraber akademik olarak; kayısıda son durum, bizi bekleyen sıkıntılar, krizler, iklim değişikliği, pazarlama ve ambalaj metotları değişiyor bu alanda neler yapabiliriz, kayısıyı daha iyi nasıl pazarlayabiliriz, ekonomik ve sosyal anlamda kayısıyı nasıl değerlendiririz bunun için sizleri davet ettik katıldığınız için teşekkür ediyoruz” diye konuştu. 

55 yıldan beri ihracatı domine ettik

Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bayram Murat Asma, kayısı rakamlarıyla ilgili bilgiler paylaştı. Asma, Türkiye’de 2020 yılı rakamlarına göre 833 bin ton kayısı üretildiğini belirterek, “Malatya ve Türkiye yaklaşık 55 yıldan beri Dünya kayısı üretiminde birinci sırada. Kayısı üretiminden dolayı gururluyuz. 55 yıldan beri ihracatı domine eden başka bir var mıdır? Sanmıyorum. Kuru kayısı üretiminde dünyada yaklaşık 180 bin ton kuru kayısı üretimi yapılmaktadır. Türkiye 2021 yılında 106 bin ton kuru kayısı üretiyor. Kuru kayısı ile ilgili sağlıklı bilgilere ulaşmak mümkün değil. Türkiye’deki kayısı üretimi, ağaç sayısının yüzde 50’si Malatya’ya ait. Malatya çevresinde üretim, Mersin Mut’ta sofralık üretimi var. 2020 rakamlarına Türkiye sofralık kayısıda İspanya’dan sofra 2. Sıraya yerleşti. Kuru kayısıda ise birinci sırada” şeklinde konuştu.

4 milyon ton kayısı çok düşük bir rakam

Küresel iklim değişikliğinin kayısıya etkisine değinen Asma, “2000’li yıllara kadar hissedilmiyordu. 2007 yılından sonra artık yeni bir kavram var. İklim değişikliği değil iklim krizi var. İnşallah iklimle ilgili krizde kalırız, bir sonraki aşamaya geçmeyiz. Malatya’da son 4 yıldan beri özellikle Akdeniz Sineği etkilemeye başladı. Monilya hastalığı, don hadiseleri olmaya başladı. 2001 yılı Malatya kayısının dip yaptığı bir yıldı. 2001 yılında 100 bin ton kuru kayısı ihracatından 100 milyon dolar gelir elde edilmişti. Kuru kayısının kilosu 1 dolara geliyor, ama 2021 yılında kuru kayısının kilosu 5 dolara geliyor, bu müthiş bir rakam. Özellikle Orta Asya ülkelerinde gelişmeler Malatya’da çok fazla dikkate alınmıyor yada hafife alınıyor gibi. O bölgenin mutlaka iyi analiz edilmesi gerekiyor. Çünkü Malatya kayısının rakibi yok diyemeyiz. Bu başkanımızın 2018 yılındaki ifadesiydi. El ele verirsek dünyada 170 milyon ton muz, 100 milyon ton elma tüketilirken, 4 milyon ton kayısı çok düşük bir rakam” dedi. 

Odak noktası alternatif kayısı ürünleri

İnönü Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Durmaz ise, Malatya’nın kayısı konusunda çok kısmetli bir şehir olduğunu dile getirerek, “Bu her şehre nasip olmayacak bir değer. Ancak ben her zaman şunu söylüyorum; Eğer bunu hoyratça kullanırsak yani hep böyle devam edeceğini düşünürsek uzun vadede belki de bu avantajımızı kaybedeceğiz ve büyük ekonomik getiriyi kaybetmiş olacağız. Dolayısıyla birçok hocamızın odak noktası alternatif kayısı ürünleri. Yani şu anki Malatya ticaretinde ağırlıkla yer edinen kuru kayısı ticareti ve bunun yanında artan yaş kayısı ticaretin yanında kayısıdan katma değerli ürünler üretilerek, onların da ayrı bir gelir kapısı olarak zamanla oluşması. Çünkü baktığınız zaman diğer bütün meyvelerde dünya ölçeğinde mutlaka katma değerli ürünler var. Kayısı için de bak ben mesela yabancı ülkelerde hep kayısıyı arar bulurum marketlerde. Konservesi katma değeri çok yüksek ürün bir tane örnek verdim” ifadesini kullandı.