Katliamlar durdurulsun!
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Malatya Genç İHH Lise Bilim Başkanı Ensar Avcı, Urumçi katliamının 14'üncü yıl dönümünde Çin'in Doğu Türkistan'a yönelik katliamlarına devam ettiğini belirterek, Doğu Türkistan'a yapılan zulmün durdurulması çağrısında bulundu.
Malatya’da bir grup STK, Malatya Park AVM önünde bir araya gelerek Çin'in Doğu Türkistan'a yönelik katliamının 14'üncü yıl dönümünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Grup adına basın açıklamasını okuyan Malatya Genç İHH Lise Bilim Başkanı Ensar Avcı, Çin’in uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir şekilde politikalarına devam ederek katliamlarını sürdürdüğünü söyledi. Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de Çinliler tarafından yapılan katliam hakkında bilgi veren Avcı, “2009 yılında, işçi olarak Urumçi’deki bir fabrikada çalışan iki Doğu Türkistanlı gencin linç edilerek öldürülmesinin ardından bilgi alma talebiyle valilik önünde toplanan kalabalığa ateş açılmasıyla başlayan Urumçi Katliamı’nın yıl dönümü. Urumçi Katliamı’nda Çin Hükümetinin emriyle yüzlerce kişi öldürüldü, binlerce kişi yaralandı ve on binlerce kişi ise tutuklandı. Tutuklanan kişilerin büyük çoğunluğundan hâlâ haber alınamıyor. Çin’de kanlı bir iç savaş sonucu iktidarı ele geçiren Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 1949 yılında işgal ettiği ve 1955 yılında Sincan Uygur Özerk Bölgesi adıyla tahakkümü altında tuttuğu Doğu Türkistan’da, insan hakları ihlalleri hayatın tüm alanlarında yoğun bir şekilde devam ediyor. Çin Hükümeti, sistematik asimilasyon, işçi programları ve zorunlu göç ve nüfus politikaları ile Doğu Türkistan’ın Müslüman nüfusunu azaltmaya çalışırken, Çinlilerin ev ve iş garantileriyle Doğu Türkistan’a göçleri teşvik edilmekte, demografik yapı tersine çevrilmeye çalışılmaktadır” dedi.
Kamp sayısı bin 200’u buldu
2017 yılından beri Uygur Türklerinin çeşitli işkencelere maruz bırakıldığını vurgulayan Avcı, “Çin Hükümetinin 2017 yılından bu yana yoğun bir şekilde kurduğu ve Uygur Türklerinin türlü işkencelere, asimilasyon politikalarına, kadınların rutin olarak tecavüze maruz kaldığı toplama kamplarının sayısının 1200’ü bulduğu ve bu kamplarda tutulan insan sayısının ise 3 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ne hazindir ki, bu hak ihlalleri ve soykırım uygulamalarını uzun yıllardır yürütmekte olan Çin, 7 Ekim 2020 tarihinde 138 ülkenin oylarıyla Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu Üyesi olarak seçilmiştir. Çin, tüm uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir şekilde asimilasyon ve soykırım politikalarına devam ediyor. Evrensel İnsan Hakları Bildirisi'nin maddelerine aykırı davranıyor. Yine BM tarafından kabul edilen Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin maddeleri arasında yer alan tüm soykırım fiillerini işliyor. Doğu Türkistan'da adım adım birçok alanda soykırım işliyor” ifadelerini kullandı.
Soykırım yapılıyor
Doğu Türkistan'da adım adım birçok alanda soykırımların devam ettiğine dikkat çeken Avcı, dini değerlere, eserlere, bölgede yaşayan Müslümanlara yönelik saldırıların bir sınırının olmadığını söyledi.
Bitmek bilmeyen saldırılarla ilgili endişelerini dile getiren Avcı, “Endişe ile söylüyoruz ki, İslâm dünyasının ve tüm insanlığın sırtını döndüğü Doğu Türkistan, eğer gündelik kazançlar ve reel politik kaygılarla unutulursa yarın yanında durulacak bir Doğu Türkistan olmayacak!” diye konuştu.
Zulmün arkasında ekonomik çıkar var
Çin’in Doğu Türkistan bölgesinde periyodik olarak devam ettirdiği zulmün arkasında yatan nedenlerin ekonomik çıkarlar olduğunu söyleyen Avcı “Çin’in Doğu Türkistan bölgesinde periyodik olarak devam ettirdiği zulmün arkasında yatan nedenlerin önemlilerinden biri ise ekonomik çıkarlardır. 138 çeşit madenin çıkarıldığı Doğu Türkistan, özellikle petrol, doğalgaz, uranyum, altın, kömür gibi madenler açısından oldukça zengindir. Bölge aynı zamanda 8 ülkeyle var olan sınırları, Çin’in 2013 yılında ilan ettiği “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin güzergâhında olması gibi nedenlerle ekonomik ve jeostratejik açıdan büyük öneme sahiptir. Çin Hükümetinin Doğu Türkistan’daki sistematik hak ihlalleri, asla görmezden gelinemeyecek, vicdan sahibi herkesin karşısında durması gereken büyük zulümlerdir. Ne yazık ki, şu ana kadar ne Birleşmiş Milletler, ne İslâm İşbirliği Teşkilatı, ne de diğer uluslararası kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşen görevleri yerine getirememiştir. Buradan açık bir şekilde çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki, insanlık tarihi boyunca ne kadar zulüm ve zalim varsa hepsi tarihe kara birer leke olarak geçti. Ne kadar zulüm ve zalim destekçisi varsa, onlar da öyle. Gelin sizler bu zulümleri engellemek için adımlar atın! İnsan haklarına savaş açan, insanlık onurunu çiğneyen ve on yıllardır türlü zulümler işleyen Çin hükümetine gereken yaptırımları uygulayın. Türkiye halkı olarak, 2009Urumçi Katliamında ve yıllardır süren diğer saldırılarda hayatlarını kaybeden Doğu Türkistanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Doğu Türkistan’da zulüm bitene kadar, kardeşlerimizin yanında duracağımızı ve asla yalnız bırakmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz” dedi. Basın açıklaması sonrasında Doğu Türkistan’da yapılan katliamda hayatını kaybeden Müslümanlar için dua edildi.