İstanbul Sözleşmesi kadar tehlikeli
Yeni gıda yasası ile 'gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratan gerçeğe aykırı yayınlara para cezası' getirilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Bilal Yıldırım Gıda, 'Tarım ve Orman Alanında, ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler aynen İstanbul Sözleşmesi kadar ülkemize zarar verecek statüdedir' dedi.
Meclis gündemine gelen yasa tasarısının görüşülmesi önümüzdeki haftaya ertelendi. Teklif yasalaştığı durumda “her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar” yanıltıcı yayın olarak tanımlanacak ve 20-50 bin TL arasında para cezası verilecek.
İzinsiz konuşan, yazan ve haber yapana 50 bin TL ceza
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Bilal Yıldırım, Belinda Gates Vakfı ile Sağlık Bakanlığı arasında sessiz sedasız imzalanan protokolün içeriği bilinmediğine dikkat çekti. Yıldırım, ülkemizin gıda ve hayvancılık noktasında esemesi en önde okunan bir ülke olduğuna dikkat çekerek, "Ancak ülkemiz ve mevcut hükümetimizin son zamanlardaki gıda politikaları üzerindeki tasarrufları bizleri ciddi bir şekilde düşündürmektedir. Son olarak Meclis gündemine gelen Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki teklifin 28. 29. Ve 30. Maddelerinin gıda haberlerine yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler içerdiğini görmekteyiz. Bu kanun maddeleri yasakla kalmıyor, Gıda Bilim Kurulu kuruluyor. Kurul, izinsiz konuşan, yazan ve haber yapana 50 bin TL ceza veriyor. Siyonist Bill & Belinda Gates Vakfı ile Sağlık Bakanlığı arasında sessiz sedasız imzalanan protokolün içeriği bilinmiyor. Görüşülmesi planlanan bu kanun tasarısının insana ve insanlığa hizmet etmemekle birlikte tavuksuz yumurta, yapay et gibi saymakla bitmeyen gıdaları eleştirmek ve bilgi vermeyi yasaklayan kanun teklifi Bill & Melinda Vakfına hizmet etmektedir" diye konuştu.
Yerli, yararlı ve milli gıdaya geçilmeli
'Bu ciddi konu aynen İstanbul Sözleşmesi kadar ülkemize zarar verecek statüdedir' diye Yıldırım şunları aktardı; "Nasıl İstanbul Sözleşmesi ile aile toplumunun temeline dinamit konuluyorsa bu gıda kanunu ile de en temel ihtiyacımız olan gıda konusunda gıda ve hayvancılık noktasında bu temellere ileride toplumumuza ciddi zararlar verecek dinamitler konulmak isteniyor. Cumhurbaşkanlığı görevi boyunca halkının menfaati uğruna çalışmalar yapan Cumhurbaşkanı’nın bu hayati öneme sahip olan kanun tasarısına müdahale ederek geri çekilmesi noktasında girişimlerde bulunmasını canı gönülden arzu ediyoruz. Bir siyasi parti il başkanı sıfatımın yanında bir gıda mühendisi olarak bu kanun tasarısının akabinde oluşacak haberleşme ve bilgilendirme sansürünün kötü kişiler tarafından kötü emellerine alet edilebileceği ihtimali dahi bizleri korkutuyor. Ne yediğimizi, yediğimiz şeyin menşeini ve nasıl üretildiği noktasında bilgi sahibi olmamak bir ülkenin Gıda Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’na olan güveni derinden sarsacaktır. Bizler yine parti vizyon ve misyonumuz doğrultusunda yapılan yanlışları açıklamakla yükümlüyüz. Burada asla karalamak veya statükocu bir muhalefet yapmıyoruz. Buradaki kastımız sadece halkımızın menfaatidir. Acilen yerli, yararlı ve milli gıdaya geçilmeli; tek kullanımlık tohum değil, ata tohumu desteklenmelidir" şeklinde konuştu.