İslam alemi sessiz

Malatya'da, Doğu Türkistanlılara destek amaçlı düzenlenen basın açıklamasında, Çin'in Doğu Türkistan'da 1949'dan 2016 yılına kadar zulüm ve katliamlara imza attığı, 2017'den bu yana bunun soykırım boyutuna ulaştığına dikkat çekildi. Bütün bunlar yaşanırken ne yazık ki Türk ve İslam alemi sessiz.

İslam alemi sessiz

Doğu Türkistan zulmü ile ilgili aileleri Çin zulmü altında bulunan Müslümanların katılımıyla Malatya Yeni Camii meydanında basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Mirzehmet İlyasoğlu okudu. İlyasoğlu, "İşgalci zalim Çin Doğu Türkistan’da 1949’dan 2016 yılına kadar türlü zulüm, baskı ve katliamlara imza attı, ama yine kana doymadı, ekonomik gücünün zirveye ulaştığını ve Türk ve İslam alemini etkisi altına aldığını düşünen Çin, 2017 yılına geldiğinde bu zulüm ve katliam politikalarını soykırım boyutunu ulaştırmıştır." dedi. Çin'in, Doğu Türkistan’ın her yerinde on binlerce toplama kampı inşa ettiğini ifade eden İlyasoğlu, anne kucağındaki bebekten 93 yaşındaki dedelere kadar milyonlarca Doğu Türkistanlı Müslüman’ın bu devasa toplama kamplarına alındığı ve alınmaya devam edildiğini belirtti. İlyasoğlu, "ÇKP faşizmi bu uygulaması ile ana-babayı çocuklarından, çocukları ana-babasından, kardeşi kardeşten, hanımı kocasından ayırdı, aileleri paramparça etti, burada bulunun arkadaşlar bu uygulamaların somut örnekleridir." diye belirtti. Toplama kampından kurtulan tanıkların ifadelerine göre, o toplama kaplarında insanların her gün insan aklının alamayacağı işkencelere maruz kaldığını aktaran İlyasoğlu, ayrıca toplama kamplarında İnsanlara ne olduğu bilinmeyen ilaçlar verildiği ve iğneler yapıldığını söyledi.

Kimisi peyderpey hunharca katledilmekte

İlyasoğlu, "Toplama kamplarına alınan ve henüz alınmayan Doğu Türkistanlı Müslüman Türk halkı fabrikalarda veya tarlalarda köle işçi olarak çalıştırılmaktadır. Toplama kamplarındaki kimi insanların iç organları çalınarak helal organ adıyla Çin başkenti pekinde reklamı verilerek açık bir şekilde Müslüman Arap ülkelerine satılmaktadır. Kimisi peyderpey hunharca katledilmektedir, aramızdaki Nurmuhmmed kardeşimizin 70 yaşındaki babası o toplama kamplarında katledildi. 82 yaşındaki Kur'an-ı Kerim'i Uygur Türkçesine çeviren Muhammed Salih hocamız, gazi üniversitesini bitirerek Doğu Türkistanda öğretmenlik yapmakta olan 35 yaşındaki Ekrem kardeşimiz, Japonya’da yüksek lisansına devam ederken Çin polisleri ailesine baskı yapmasından dolayı mecbur geri dönen 30 yaşındaki kardeşimiz Mihray Erkin, 65 yaşındaki emekli öğretmek Hemide annemiz yine o toplama toplarında hunharca katledilmiştir. Bunun gibi örneklerin sayısını çoğaltabiliriz." diye konuştu. İlyasoğlu, "Toplama kampına henüz alınmayan insanlara gündüz ve akşam Çin Komünist Partisi propaganda şarkıları ezberleterek Müslüman ve Türk Doğu Türkistan halkının beyinlerini yıkamaktadır. Erkekleri toplama kampına alınan ailelere aile mahremiyetini hiçe sayarak, akraba aile projesi adı altında Çinli erkek memurlar yerleştirilmektedir ve üçte beraber politikası uygulanmaktadır: Bunlar beraber yatmak, beraber yemek, beraber çalışmak." ifadelerini kullandı. Müslüman kızların zorla Çinlilerle evlendirildiğini belirten İlyasoğlu, Müslüman Uygur ve Kazak kadınların da toplu kısırlaştırıldığını belirtti. Evlerde Kur’an-ı Kerim’i bulundurmak ve okumak, seccade bulundurmanın dahi yasaklandığını söyleyen İlyasoğlu, günlük hayatta selamünaleyküm, cennet ve Allah sözlerini kullanmanın dahi yasak hale geldiğini vurguladı. İlyasoğlu, "Cenaze namazları yasak, İslami ve Türk mimari yapılar peyder pey yok edilmektedir. Kuranı Kerimler yakılmaktadır, 2017’den bu yana uluslararası resmi raporlara göre Doğu Türkistan’da 16 bin tane camii yerle bir edilmiştir, geri kanların kimisi eğlence merkezlerine, içkili barlara çevrilmişse, kimisinin de kapılarına kilit vurulmuştur." diye ekledi. İlyasoğlu, Uluslararası Af Örgütü’nün 2021 Mart ayı verilerine göre 1 milyondan fazla Müslüman Türk çocuğunun toplama kamplarında dininden, ırkından, kültüründen soyutlanarak İslam’a düşman, kendi kimliği ve değerlerini inkâr eden Çinli birey olarak yetiştirildiğine dikkat çekti. BM'nin 2018’de toplama kampındaki Müslüman Uygurların sayısının 1 milyon 800 bine geçtiğini raporladığını aktaran İlyasoğlu, uluslararası bağımsız araştırma kuruluşları verilerine göre şu an bu sayının 3 milyonu geçtiğini bildirdi.

Tecavüzler sıradan bir şey haline geldi

Toplama kamplarında tutulan Müslüman Doğu Türkistanlı kadınların, sistematik tecavüze uğradığını ifade eden İlyasoğlu, "Daha geçtiğimiz günlerde uluslararası medyaya bomba gibi bir haber düştü. Yani Doğu Türkistan’da 5 sene polis görevi yapan Çinli polisin itirafına göre toplama kampına alınan insanların hiçbir suçu yok, rasgele toplanmaktadır ve her gün türlü işkenceler uygulanmakta, vücutları şişene kadar dövülmektedir, tecavüzler sıradan bir şey haline gelmiştir, işlemediği suçları kabul ettirmek için kadın erken demeden cinsel organlarına elektrik şoku uygulanmaktadır. Bunların içinde 14 yaşındaki çocuklar da bulunmaktadır." dedi.

Türk ve İslam alemi sessiz

İlyasoğlu, "Bütün bunlar yaşanırken ne yazık ki Türk ve İslam alemi sessiz. Soruyoruz, bu sessizliğinizin sebebi nedir?  Nazi toplama kamplarında yaşananlar o zamanlar hiç bir teknoloji olmamasına rağmen gizli kalmadı, 21. yüzyılda bunların gizli kalacağını mı zannediyorsunuz? Bütün bunlar karşımıza çıktığında gelecek nesillere, Allah’ın karşısına çıktığınızda verebilecek bir cevabımız var mı?" diye belirtti.