Hüzünlü bayram

Ramazan ayını coşkuyla geçiremedik. Teravih namazlarında camiler dolup taşmadı. İftar sofralarında sevdiklerimizle birlikte olamadık. Oruç ibadetiyle birlikte alışageldiğimiz birçok şeyden mahrum kaldık bu sene. Camiler sessiz, mukabeleler kimsesiz, itikâflar ıssız kaldı. Çocuklarımız Ramazan sevincini tadamadı. İftarlardan sonra dostlarımızla sohbet ederek beklediğimiz sahurlar, mazide kalmış hayallere benzediler. Şimdi de bu buruklukla Ramazan bayramına gireceğiz.

Hüzünlü bayram

Bayram gibi olmayacak

Bayramımız da bayram gibi olmayacak. Büyüklerimizin ellerini öpüp hayır dualarını alamayacağız. Mezarlıklara gidip geçmişlerimize rahmet okuyamayacağız. Ellerine harçlık geçiren çocukların gözlerindeki mutluluk nerede şimdi? Bu bayram en hüzünlü, en buruk bayramımız olacak. Bayram namazına gidemeyeceğiz. Sevdiklerimizle bayramlaşamayacağız. Çocuklar konu komşudan şeker toplayamayacak. Kapımızı on dakikada bir çalmayacak “bayramınız kutlu olsun” diyen minik eller. Sıradan bir şeymiş gibi yaşayıp da değer atfetmediğimiz o bayram günlerinin ne kadar da kıymetli olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz milletçe. 

Bayramlaşmak yok!

Geçen bayram, bu Ramazanda yaşadıklarımızın ve bayramda yaşayacaklarımızın filmini izletselerdi bize, güler geçerdik. “İnanılmayacak bir şey bu” derdik. Camiler kapalı, işyerleri kapalı. Bayram günlerinde sokağa çıkma yasağı olduğundan dolayı bayramlaşmak yok. İnşallah, Allah bizi bu virüs belasından azad eder de bir dahaki bayramları eskisinden daha heyecanlı, daha mutlu, daha fazla kadir kıymet bilerek geçiririz. İnşallah, bir dahaki bayramlarda birliğimizin, birlikteliğimizin kıymetini daha iyi takdir etmemize vesile olur bu süreçler.