Hadsiz!

Sezen Aksu, 'Şahane Bir Şey Yaşamak' isimli şarkısında dini değerlere hakaret etti. Şarkıda Hz. Adem ve Hz. Havva'ya 'cahil' diyen Aksu'ya tepkiler çığ gibi. Ortak Değerler Platformu Basın Sözcüsü Hüseyin Polat, İslam ve İslami değerlerin bu coğrafyada hiç bu kadar sahipsiz, korumasız ve kimsesiz kalmadığını söyledi.

Hadsiz!

Malatya Ortak Değerler Platformu, şarkıcı Sezen Aksu'nun seslendirdiği bir parçada Hazreti Adem ve Havva'ya hakaret edilmesine sert tepki gösterdi. Platform adına basın açıklaması yapan Ortak Değerler Platformu Basın Sözcüsü Hüseyin Polat,  İslam’a ve İslami değerlere yönelik tüm saldırıları lanetledi. 

İslam'a saldırmak için fırsat kolluyorlar

Ülkemizde, Yüce İslam Dinine ve değerlerimize saldırmayı marifet zannedenlerin olduğunu vurgulayan Polat, "Bunlar, karşılaştıkları her şeyi veya yaşanan her olayı İslam’a ve İslami değerlere saldırı için bir fırsat olarak değerlendiriyorlar. 100 yıla yakın bir süredir ülkemizde Müslümanlara uyguladıkları baskı ve zulmün verdiği güçle akılları başlarından gitmiş olacak ki, ellerine geçen her imkânı değerlerimize saldırmak için bir fırsat olarak kolluyor ve kullanıyorlar. Siyasetçi olduğunu iddia eden birileri, gözlerimizin içine bakarak çocuklarımıza Allah’ın kitabını veya dinimizi öğretmeyi orta çağ karanlığına dönüş olarak nitelendirebiliyor. Hangi düşüncelerin etkisiyle hayatına son verdiği kendisi ve ailesi tarafından açıkça ortaya konulan bir gencin intiharı, İslam’a saldırmak için ele geçirilmiş büyük bir fırsat olabiliyor. Bir sanatçı bozuntusu, sanat yapacağım bahanesiyle İnsanlık tarihi kadar eski, kıymetli ve yüce değerlerimize saldırıyor. Veya birileri kendilerince yanlış gördükleri hükümetin bir politikasını eleştirirken onun üzerinden İslam’a saldırmayı kendisine verilmiş bir hak olarak görüyor" dedi.

Bu hakkı kim bunlara vermekte

İslam ve İslami değerlerin bu coğrafyada hiç bu kadar sahipsiz, korumasız ve kimsesiz kalmadığını vurgulayan Polat, "Büyük bir hayretle, ibretle, teessürle, üzüntü ve şaşkınlık içerisinde takip ediyoruz. Dünya üzerinde insanların her gün fevç fevç Aziz İslam’a doğru koştukları şu dönemde, ülkemizde neden dinimiz bu kadar saldırılara maruz kalıyor? Neden insandan, insanlıktan, insani değerlerden, insan haklarından, eşitlikten, saygıdan, sevgiden dem vuranlar her fırsatta değerlerimize saldırırlar? Bu hakkı kim bunlara vermektedir veya bunlar nereden almaktadırlar. Herkesin kendilerine saygı göstermesini bekleyenler niçin kendileri hiç kimseye veya hiçbir değere ve kutsallarımıza saygı göstermeyi düşünmüyorlar? En çok merak edilen nokta ise, bu Müslüman coğrafyada değerlerimize yönelik sürekli, düzenli ve planlı saldırılar nerelerde, kimler tarafından ve hangi amaçla planlanmakta ve düzenlenmektedir? Bu saldırılar, kimleri memnun etmek için gerçekleştirilmektedir? Müslüman mahallesinde salyangoz ticareti yapmak isteyen asıl tüccarlar kimlerdir?  Bizi asıl düşündürmesi gereken siyasetçi, sanatçı, edebiyatçı, aktivist veya daha farklı sıfatlarla birilerinin talimatlarını yerine getiren taşeronlardan veya görev yapan piyonlardan çok, onların sahiplerinin kimler olduğu ve ne yapmak istedikleridir" diye konuştu.    

Hiç kimse Allah’ın nurunu söndüremez

Polat, 'Hiç kimse Allah’ın nurunu söndüremez' diyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Allah mutlaka nurunu tamamlayacaktır.  Biz Allah’ın dinine karşı görevlerimizi yerine getirmezsek, Allah dinine hakkıyla sahip çıkacak, görev ve sorumluluklarını bihakkın yerine getirecek ve bu konuda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan, gerçekten Allah’ı seven ve Allah’ın da kendilerini sevdiği insanlar getirir. Onun için, bu müptezellere, bu coğrafyada Aziz İslam’a ve değerlerine saldırmakla bir şey elde edemeyeceklerini, bir yere varamayacaklarını özetle, bu işte kendilerine ekmek olmadığını, girdikleri caddenin çıkmaz sokak olduğunu ifade etmek istiyoruz. Kim ne yaparsa yapsın, hiç kimse Allah’a ve Allah’ın dinine zerre kadar zarar veremez. Bununla bir yere varamaz. Akıl, izan ve sağduyu sahibi herkesi sorumluluklarına sahip çıkmaya, bu tür talihsiz söz, tutum ve davranışların tekrarlanmaması için tavır koymaya ve tepki göstermeye davet ediyoruz."