Geriye sadece üzüm bağı kaldı
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 6 Şubat'taki ilk depremin ardından meydana gelen heyelan nedeniyle yaklaşık 500 metre aşağıya kayan 15 haneli mezrada bir çiftçi, yıkıntılardan kalan 4 dönümlük üzüm bağında toprak işlemesi ve budama çalışması yapıyor.
İlçe merkezine yaklaşık 30 kilometre mesafedeki İncirli mezrasında Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğündeki ilk depremin ardından bölge sakinlerinin Yılanlıgöz dedikleri alandan kopan toprak kütlesi, 15 haneli mezrada evleri yaklaşık 500 metre sürükledi.
Evleri enkaz yığını haline getiren heyelan, bölgedeki yolu kapatarak, bir okul, 15 hanenin büyük bölümü, ağıllar, çiftçilerin traktörleri ve otomobillerini toprakla örttü.
Heyelan, meyve bahçeleri ve evlerin büyük bölümünü toprak altına gömdü, geriye birkaç arı kovanı ve meyve ağacı kaldı.
Toprak üstündeki otomobillerden ikisinin çevresindeki evlerin çatılarının altında, diğerinin ise uçurumun kenarında kaldığı görüldü.
Heyelanda ev, ahır ve meyve bahçeleri toprak altında kalan depremzede 34 yaşındaki Mehmet Aslantürk, kapanan yol ile evleri arasındaki vadide hapsolan 4 dönümlük üzüm bağına ulaşarak bakım yapıyor.
"Sabaha kadar deprem olduğunu sanmışlar"
Bağında toprak işlemesi ve budama çalışması yapan Aslantürk, deprem anında mezrada olmadığını, annesi, babası, ablası ve yeğenlerinin evde olduğu sırada heyelanın meydana geldiğini söyledi.
Ailesinden can kaybı olmamasının büyük mucize olduğunu belirten Aslantürk, "Deprem olmuş, heyelan sonrasında gelmiş. Evler ondan sonra yıkılmış hatta onlar sabaha kadar deprem olduğunu sanmışlar. Köy, neredeyse 500 metre kadar aşağıya kaymış. Hiçbir tarla kalmadı, yalnızca küçük bir üzüm bağımız kaldı. Uğraşalım istedik ama bunun için de vaktimiz yok, olsa da yolumuz kapandı. Durumumuz bu." diye konuştu.
- Deprem günü 15 haneden 6'sının dolu olduğu mezrada can kaybı yaşanmadı
Kırsal Karanlıkdere Mahallesi'nin muhtarı Mustafa Kubat ise yaz aylarında kalabalık olan mezralarında deprem günü 6 hanede yaşayanların bulunduğunu söyledi.
Kubat, depremin ardından komşularıyla toplanarak güvenli bir alana gittiklerini, toprağın değişik bir hal aldığını, kabardığını anlatarak, şöyle konuştu:
"O anda toprak bir değişik oldu, kabarma, dere tepe oldu. Karanlık, kar yağıyor, sis var. Bizi tahminen 500 metre aşağıya doğru indirmiş. Sürekli bir sarsıntı vardı, gün ışıyana kadar deprem olduğunu biliyorduk. Sabah 07.30-08.00 gibi köyün kaydığını anladık. 15 haneli mezranın sakinleri genellikle yazın oturuyor, 6 hane vardık. Can kaybımız olmadı çok şükür. Genelde geçim kaynağımız hayvancılık, az meyve bahçelerimiz, üzüm bağlarımız vardı. 200 keçimiz telef oldu, 2 traktör, otomobiller toprak altında kaldı. Okulumuz komple toprak altında."
Heyelana maruz kalan hane sakinlerinin mezrada barınmadığını, kara yoluna yakın yerde çadırlara yerleştiğini dile getiren Kubat, çadırlarına elektrik verilmesini beklediklerini sözlerine ekledi.