Gemiyi terk etmeyen kaptan
Yeni Malatyaspor'un 27 yaşındaki orta saha oyuncusu ve aynı zamanda takım kaptanı olan Rahman Buğra Çağıran ile futbolculuk kariyeri ve Yeni Malatyaspor'un gidişatı hakkında konuştuk. Oyunculara arasında pozitif bir hava olduğunu belirten Çağıran, 'Sahada genç birtakım olarak mücadelemizi veriyoruz. Bundan sonraki süreçte iyi sonuçlar alarak daha üst sıralara tırmanıp, kısıtlı imkânlarla büyük başarılar elde etmek istiyoruz' dedi.
7 yıl önce, 20 yaşında genç bir oyuncu olarak Yeni Malatyaspor Kulübü’nün kapısından içeri giren Rahman Buğra Çağıran, bugün ise takım hem abiliğini hem de kaptanlığını üstlenmiş bulunmakta. Yeni Malatyaspor’un en afili dönemlerinde kadroda bulunan Çağıran, en çaresiz dönemde de yine gemiyi terk etmeyen isimlerden. Rahman Buğra Çağıran ile yaptığımız sohbetten kesitler.
NETHABER: Futbolculuk hayatınıza başlamadan önce hakemlik yaparak futbola giriş yaptığınızı bilinmekte. Bir hakem olarak futbola başladıktan sonra ne gibi bir etken sizi futbolcu olmaya yönlendirdi?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: O ara hangi işi yapsam diye biraz arada kalmışken verilmiş bir karardı. Bu süreçte futbol benim hayatımda önemli bir yer aldı. Futbol benim için bir tutkuydu. Sonraki süreçte bu tutku biraz kendi kabuğuma çekildiğim zaman oynamanın farklı yönetmenin farklı olduğunu anladım. Bu şekilde bir yol ayrımı oldu ve futbolculuğa yöneldim. Birazda hakemlik dursun gibisinden aldığım bu kararla, futbola bir de o açıdan bakalım gibisinden düşündük. Sonraki süreçte futbol kariyerimiz farklı şekilde şekillendi ve buralara kadar geldik.
NETHABER: Profesyonel hayatınıza, Türkiye'nin sayılı büyük kulüplerinden bir tanesi olan Trabzonspor'da başladınız. İlk deneyiminizi böyle büyük bir camiada yaşamak size neler kattı?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Futbol manasında teknik olarak teorik olarak çok şey kattı. Ama profesyonelliğe geçiş manasında baya sancılı oluyor büyük kulüpler. Bunun olmasının sebebi de camianın ne kadar öz kaynak demesi olsa bile, camianın başarı beklentisi bizim profesyonelliğe geçiş aşamamızın biraz sancılı olmasını sağlıyor. Gitsin, pişsin, gelsin. Biz kendi bünyemizde pişirelim vesaire gibi bir düşüncede olmuyorlar. Sadece büyük takımlarda çok nadir oluyor bu durum ya da işte bir takıma transfer yasağı geldiğinde. Maddi çıkmaz oluyor. Bu sefer herkes öz kaynak olsun diye ortalığa düşmeye başlıyor. Bu şekilde futbolcu olmamıza vesile olan bir kulüp oldu Trabzonspor. Bizim nasibimizde yokmuş belli ki o şans gelmedi. Gelseydi değerlendirebilir miydik orasını bilmiyorum ama en azından bir şans bekleyebilirdik. Çünkü ben 12 sene alt yapıda oynadım. Bırakın profesyonel olmayı, A Takıma bir kere antrenmana çıkabildim o da saha dışında oturuyordum. Ufak ufak gözyaşları dökmüş ve antrenmana alınmamıştım. Ondan sonraki süreçte kendi yolumuzu kendimiz çizdik. Allah bize böyle bir şey nasip etti. İyi ki de nasip etmiş, şükürler olsun.
Büyük takımlarda A takıma çıkma zor
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Büyük takımlarda alt yapıdan A Takıma çıkma işi daha zor. Şimdi buradaki gençler mesela, tamam burada da transfer yasağı var ama büyük takımlardan ziyade bundan önceki süreçte de buraya ulaşılması daha kolaydı. Futbolda maalesef şöyle bir kısır döngü var. Bir takım hedefe oynuyorsa genç oyuncu oynatamaz. Tamam, zor ama şans verilecek maçlar illa ki oluyor. Genç oyuncuları her maç oynatın diye bir beklentisi yok kimsenin ama 2-0, 3-0 önde olduğunuz bir maçta, en azından son 5 dakika o havanın teneffüs edilmesi açısından oyuna alınmaları çok iyi olur. Ama bizim ülkemizde, takımlar hep başarı odaklı ve sonuç odaklı. Kısa vadede günü kurtarıyoruz ama uzun vadede hep bize yansıyan olumsuz geri dönüşler oluyor. Oyuncu yetiştirememek manasında ülkemizin yaşadığı sorun temel olarak da buralardan geliyor. Yabancı sınırlamasından dolayı, şu anda genç oyuncular revaçta. Rüzgârı arkasına alan genç oyuncular hem maddi olarak sıkıntı yaşamaz hem de geleceğini daha da garanti altına alır.
NETHABER: Yabancı sınırlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Yabancı sınırsız olsun. Ama kaliteli yabancı sınırsız olsun. Bence sistem şöyle olmalı. Takımlar önce kendi şehrinden sonra kendi bölgenden, kendi ülkelerinden sonra yavaş yavaş yakın ülkelerden bölge bölge gitmeli. Ama burada yabancı konusundaki temel nokta belli bir kritere sahip olmalı. Yabancı genç oyuncu getirip de burada parlatmanın mantığını ben çok kavrayamıyorum. Kendi şehrinde bulamadın mı genç oyuncu. Bu ülkede çoğu yeri gördükten sonra şahit olduktan sonra hangi şehirlerde futbolcu çıkar, hangi şehirlerin suyu futbol oynama daha etkilidir az çok tahmin edebiliyorsunuz. Kaliteli yabancılar gördük. Bize faydası olacak yabancı olduktan sonra sınırsız olsun. Zorlayacak bir yabancı olduktan sonra sınırsız olsun. Ama eşit şartta yabancı getirip, bunları ön plana çıkartmayı eleştiriyorum. Bizim mustarip olduğumuz konu bu. Ama maalesef ülkenin geldiği durumda, hangi oyuncu daha fazla para alıyorsa onun alıcısı daha fazla oluyor. Ben bir TL alıyorsam, adam bir Euro alıyor. Biraz daha iş ticarete dökülmüş gibi geliyor bana. Bunların hem oynatanı fazla hem de alıcısı fazla.
Milli forma herkesin gönlünde yatıyor
NETHABER: Kariyerinizin henüz başlarında milli takımın alt kategorilerinde forma giyme fırsatı bulmuştunuz. Milli takımın formasını giymek sizin için nasıl bir duyguydu?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Milli takım formasını giymek herkesin gönlünde yatar. Türk olup da bunu düşünmeyen hiçbir oyuncu yoktur. Ne kadar gerçekçi bir hedeftir orasını bilemeyiz ama hedef koymak güzeldir. Benim de hedeflerim var. Geriye dönük alt yaş kategorilerinde de forma giydiğim maçlardan yola çıkarak az önce yabancı kuralına dem vurdum. Belli bir yaşa kadar yetenek olarak bir farkımız var. Ama belli bir yaştan sonra sistem yabancıları fiziki olarak daha hızlı yükseltiyor. Bizi daha çabuk kırıyor. Burada tabi ki oyuncularında suçu var ama oyunculardan ziyade sistemin, takımı yönetenlerin aynı şekilde antrenörlerin de geliştirmesi gereken şeyler olduğunu düşünüyorum. İş artık iletişime doğru gidiyor. Kim daha iyi iletişimini kuruyorsa, karşı tarafla kim daha iyi ikna edebiliyorsa o bir adım önde oluyor. Genç milli takım çok farklı bir yer. Ne kadar alt kategoriler basit gibi görünse de çocuk yaşta oynadığın için zor ve mücadelesi yüksek oluyor. Değerleri yüksek olan bir ülkeyiz. Fedakârlık yapmaktan çekinecek insanlar değiliz. Orada da maçlara o düşüncelerle çıkıyorsunuz. Biraz daha böyle savaşımsı bir ortam oluyor. Bu duyguyu erken yaşta tecrübe etmek çok güzel oldu.
Kendimi şanslı hissediyorum
NETHABER: Uzun soluklu bir Yeni Malatyaspor maceranız var. Yeni Malatyaspor’un yükselişe geçtiği ve tarihinde ilk kez Avrupa kupalarında katıldığı kadronun içerisinde yer almıştınız. Avrupa kupalarında oynamak size neler kattı? Ne gibi duygular içerisine girdiniz?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Geriye dönüp baktığım zaman kendimi o konuda şanslı hissediyorum. Aslında bakarsanız, milli takımda hissettiğimiz duygularla kesişiyor. Her ne kadar renkleri ve arması farklı olsa da sonuçta bütün ülke sizi destekliyor. Bundan dolayı da maçlara aynı duygularla çıkıyorsunuz. Kendinizi gözetmeksizin her şeyinizi ortaya koyabiliyorsunuz. Kulüp olarak Avrupa Ligi’ne katılmak, her ne kadar benim için iyi bir fırsat olsa da kulüp için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Sonrasında yaşanan süreç bence kulüp adına olumsuz gelişti. Ben kulübün bugün bu durumda olmasını da biraz ona bağlıyorum. Sonuçta saha içindesiniz, hedefleriniz var. Avrupa Ligi’ne gitmek istiyorsunuz, kendinizi ispatlamak istiyorsunuz. Ama geriye dönüp baktığınız zaman, tamam Avrupa Ligi’ne gittik. Ama buna göre adım atmak gerekirdi. Biraz açıldık ondan sonra açılınca, kur da bir anda patlayınca geldiğimiz durum bu. Bana çok tecrübe kattı. Daha rahat olunması gerektiğini, herkesin insan olduğunu, gözümde büyütmemem gerektiğini, herkesin hata yapabileceği düşüncesini kattı. Bu söylediklerimin Avrupa Kupası’ndan sonra benim kariyerime eklendiğini söyleyebilirim.
NETHABER: Şu anda Yeni Malatyaspor’un takım kaptanlığını yapmaktasınız. Takımın gidişatı hakkında neler söylemek istersiniz?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Pozitif bir hava var oyuncular arasında. Sahada genç birtakım olarak mücadelemizi veriyoruz. Niyetleri ve düşünceleri toplayınca güzel sonuçlar alıyoruz. İnşallah hep bir arada oluruz. Bundan sonraki süreçte iyi sonuçlar alarak daha üst sıralara tırmanıp, kısıtlı imkânlarla büyük başarılar elde etmek istiyoruz.
Sonuçlara gidemiyoruz
NETHABER: Yeni Malatyaspor’un ligin en genç takımlarından biri olduğunu söyleyebiliriz. TFF 1. Lig’de genç bir takım olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Avantajı diğer takımlara göre çok daha fazla mücadele gücü, fiziki güç, dezavantajları da tecrübesizlik ve sonuçlara gidememe diyebilirim. Takım iyi mücadele ediyor, taktik manasında da gereğini yapıyor. Ancak son vuruşlarda, gol atmakta sıkıntılar yaşıyor, buda tecrübesizlikten kaynaklanıyor. Rakiplere göre tempomuzu çok daha iyi ayarlıyoruz. Basit top kaybetmediğimiz zaman oyunu hem hücum hem de defansif olarak oyunu domine ediyoruz. Sonuca gittiğimiz zaman, çok mücadele ettiğimizden dolayı son vuruşlarda gücümüz kalmıyor. Ama bana göre tecrübe eksikliğimiz yüzünden sonuçlara gidemiyoruz.
Bunlar da puan tablosuna yansıyor.
NETHABER: Futbolculuk kariyeriniz dışında eğitim hayatınızı da merak ediyorum. Bildiğimiz kadarıyla şu anda İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Yüksek Okulu’nda eğitim hayatınıza da devam ediyorsunuz. Aktif futbolculuk kariyerinizin ardından okuduğunuz bölümle alakalı ileriye dönük bir planınız var mı?
RAHMAN BUĞRA ÇAĞIRAN: Her şeye açığım. Aktif futbol hayatım bittikten sonra belirli bir planım yok. Okulu bitirdikten sonra, futbol hayatımı da sağlıklı bir şekilde noktaladıktan sonra her şeye açığım. Sonraki süreçte bizi neler bekler bilemem. Okuduğum alanla alakalı kariyerimi ilerletmeye ne çok yakınım ne de çok uzağım. Kısacası bunu zaman gösterecek diyebilirim. Röportaj-Foto: Abdullah Ergün-Yasir Keskin