Gayri ahlaki sözleşmeleri yırtıp atacağız!
Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Bilal Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'a yönelik saldırılara tepki gösterdi. Yıldırım, bu saldırıların dayanağının 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi olduğunu belirterek, 'İktidara geldiğimiz zaman bu tür gayri ahlaki sözleşmeleri ve metinlerin hepsini yırtıp atacağız' dedi.
Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Bilal Yıldırım, Ramazan ayının ilk hutbesindeki ifadelerinden dolayı bazı kesimler tarafından hedef alınan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a destek verdi. Yıldırım, Erbaş'ı hedef alanların, yaşadıkları toplumun inanç ve değerlerinden kopuk olduğunu söyledi.
Bu tür gayri ahlaki sözleşmeleri yırtıp atacağız
Yıldırım, İstanbul Sözleşmesinin özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef aldığını vurgulayarak, "İstanbul sözleşmesi cinsiyetçi yaklaşımıyla, sapkın eğilimleri meşrulaştırmasıyla, içeriği belirsiz bir şiddet tanımlaması yapmasıyla, dini ve ahlaki değerlerin tüm etkisinin ortadan kaldırılmasını talep etmesiyle ipi biraz gevşetmiştir. Sözleşmenin ve LGBT+ haklarının savunucularından biri olan Kaos GL Derneği, “İstanbul Sözleşmesi silah, Grevio Raporu mermidir” diyerek sözleşmeyi sahiplenmektedir. İslam inancımıza göre aile, Allah ve Resul’ünün koruması altına aldığı bir kaledir. İslam'da kadının kocasına kocanın karısına karşı görevleri bellidir. İstanbul sözleşmesi ile bunu belirlemenin bir anlamı ve önemi yoktur. İktidara geldiğimiz zaman bu tür gayri ahlaki sözleşmeleri ve metinlerin hepsini yırtıp atacağız inşallah" diye konuştu.
Acımasızca ve tutarsız bir şekilde eleştirildi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın verdiği hutbe bazı kesimler tarafından hedef tahtasına konarak, acımasızca ve tutarsız bir şekilde eleştirildiğini kaydeden Yıldırım, "Diyanet İşleri Başkanı'nın kullanmış olduğu ifadelerin bazı siyasi kesimler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve barolar tarafından hedef alınmıştır. Maalesef hedef alanların sığ anlama kapasiteleri, yaşadıkları toplumun değerlerinden kopuk oldukları ve maalesef zihinlerinin halen daha İslam karşıtlığı saplantısıyla işlediğini yeniden açık bir şekilde ortaya koymuştur. Evet yaşanan olaylar üzerine böyle bir olaya bizim bir muhalefet partisi olarak yazılı açıklama yaparak sosyal medya üzerinden Diyanet İşleri başkanına sahip çıkan destek olan paylaşımlar yaparak tepki göstermemiz gayet normal ve yerindedir. Çünkü elimizden şu an için bu gelmektedir. Peki ya diğer tarafta iktidar kanadı iktidar partisine mensup vekiller? İşin ilginç tarafı onlar da bizimle aynı şeyi yapıyorlar. Diyanet İşleri Başkanına gösterilen tepkilere sözlü olarak karşı çıkıyor, Sayın Ali Erbaş'ı destekleyen duygu ve sosyal medya paylaşımları yaparak, aynen herhangi bir vatandaşın meclis dışındaki bir siyasi partinin yapabileceği gibi. Güler misiniz ağlar mısınız? Peki ya ellerindeki iktidar gücü? Yanlışı bizzat fiilen elleriyle durdurma imkanları? Her türlü yanlışı ve haksızlığı fiilen ortadan kaldırabilecek yetkiye sahip Cumhuriyet tarihinin en güçlü iktidar konumunda olmaları ?" şeklinde konuştu.
Konunun asıl önemli boyutu sorgulanmıyor
'Kimse ne için konunun bu boyutunu sormuyor, sorgulamıyor' ? diyen Yıldırım, "Peki ya Diyanet İşleri Başkanımıza gösterilen tepkilerin dayanağı olan hatta ve hatta Sayın Ali Erbaş'ı sarf ettiği bu sözler nedeniyle hukuken sıkıntıya sokabilecek maddeler içeren İstanbul Sözleşmesini bizzat iktidar partisi olarak imzalamış olmalarına, 6284 sayılı kanunu bizzat iktidar partisi olarak çıkarmasına ne diyeceğiz? Yıllardır aile ve sosyal hayat ile ilgili kanunları, batının ve Avrupa Birliği'nin dayatmalarıyla yapan ve yasallaştıran bu iktidarın ta kendisi olmasına ne diyeceğiz? Konunun asıl olan en önemli boyutu da sorgulanmıyor. Peki ya tam 1000 sene İslam'da yorulmuş bu ülkede bu topraklarda, şu mübarek Ramazan'da ücretli bir kanalda sapkın bir gençlik dizisinin yayınlanmasına RTÜK eliyle engel olmayan, bir de üstüne üstlük halka açık bütün televizyon kanallarında, üstelik iktidara yakın olan kanallar da dahil olmak üzere bu ahlaksız dizinin reklamının yapılmasına göz yumanın bu iktidarın ta kendisi olmasına ne diyeceğiz"? dedi.
Birçok gerçek göz ardı ediliyor
Yıldırım, birçok acı gerçeğin göz ardı edildiğine dikkat çekerek, "Şimdi yeniden Refah Partisi olarak Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş'a bizden daha da duygusal destek mesajları yayınlayan iktidar temsilcilerine soruyorum! Şaka mı yapıyorsunuz yoksa çok daha yakın bir geçmişi dahi unutacak noktaya mı geldiniz ? İstediği zaman bir gecede 10 tane kanun hükmünde kararname çıkaran, kimseye sormadan bu ülkede sistem değiştiren, parlamenter sistem yerine başkanlık sistemini getiren, İstediğiniz zaman meclisten jet hızıyla torba yasaları birer birer geçiren iktidar olarak İstanbul sözleşmesine mi gücümüz yetmiyor? Bütün bu sıkıntılara hukuki dayanak oluşturan 6284 sayılı kanuna mı gücünüz yetmiyor? Her türlü yetkiye sahip bir iktidar olarak İstanbul sözleşmesini ve batının dayattığı diğer kanunları ortadan kaldırmadan ıslah etmeden RTÜK'ü görevini tam manasıyla yapar hale getirmeden bu ülkede medyanın yaptığı yayınları bu milletin değerleriyle uyumlu hale getirmeden istediğiniz kadar konuşun istediğiniz kadar açıklama yapın istediğiniz kadar sosyal medya paylaşımı yapın bu gibi vakalardan kurtulamayız! Eğer bu hayati öneme sahip konularda bu şekilde davranmaya devam edecekseniz biliniz ki Yeniden Refah en kısa zamanda gelecek önce İstanbul sözleşmesini yırtıp atacak, 6284 sayılı kanunu yırtıp atacak ve ayrıca gençliğimizi yeni nesillerimizi ifsat eden tüm yanlışlara dur diyeceğiz" ifadelerini kullandı.