'Faturası ağır olur'

Elazığ'ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen 6.8 şiddetindeki depremin etkilediği Malatya'daki ağır hasarlı binaların yıkım çalışmaları sürüyor. Deprem sonrası başlayan ve hala devam eden yıkım çalışmaları kapsamında yıkım kararı verilen binaların, 4'te birinin bile yıkılmadığını belirten, İnönü Üniversitesi Öğr. Grv. Vehbi Aluçlu, 'Ağır hasarlı bina sayısı 7 bin 61, yıkılan bina sayısı bin 722, 4'te birini bile yıkamadık. 5 bin 339 konutun durumu ne olacak?' dedi.

'Faturası ağır olur'

24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ'ın Sivrice ilçesinde 6.8 şiddetinde deprem meydana geldi. Deprem sonrası yapılan hasar tespit çalışmalarında Malatya’da, 7 bin 61 yapının ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Depremin üzerinden 16 ay geçmesine rağmen ağır hasarlı bin 722 yapının yıkımı gerçekleşti.  Kentte, 5 bin 339 yapı ise halen yıkımı bekliyor.  Konuyla ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulunan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Malatya İl Temsilciliği Başkan Yardımcısı ve İnönü Üniversitesi Öğr. Grv. Vehbi Aluçlu, 15 ayda ağır hasarlı binaların 4'te birinin zor yıkılabildiğini, yıkılmayan 5 bin 339 konutun olası artçı bir depremde çevreye zarar verebileceğini söyledi. 

Yapmayı bırakın yıkamamışız

24 Ocak'ta meydana gelen depremden sonra Malatya'da acil yıkılacak ağır hasarlı bina sayısının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 7 bin 61 olarak açıklandığını anımsatan Aluçlu, "Daha önce bir vekilimiz yıkılacak ağır bina sayısını 4 bin 730 olduğunu söyledi.  Rakamlara baktığımız zaman yıkılan bina sayısı bin 722 tane binanın yıkıldığı, bunlar da genelde kırsal kesimlerdeki tek katlı, iki katlı buna benzer betonarme olmayan yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Yıkılması gerçekleşmeyen bina sayısı bizi çok ilgilendiriyor. Burada karşımıza çok yüksek bir rakam çıkıyor. 5 bin 339 tane yıkılması gereken, yıkılması gerçekleşmeyen bina var.  Burada yıkılması gerekenle, acil yıkılması gerekenleri kıyasladığımız zaman şuana kadar yıkılanların sayısı yüzde olarak yüzde 24.38 yıkılmış durumda. Yaklaşık 4'te 1'i yıkılmış.  Burada önümüze başka bir şey çıkıyor, yıkımı gerçekleşmeyen binalarda boşaltma işlemi gerçekleşti mi? gerçekleşmedi mi? Ne kadarı gerçekleşti? Şuanda 5 bin 339 binanın içerisinde bulunan vatandaşlarımız olası bir artçı sarsıntılar da, yada Erkenek Segmenti ve Gölbaşı arasındaki fayın kırılması halinde bu binalarda ne kadar insanımız yaşıyor, en önemli konu burası.  Bir belirsizlik var. Yıkılmayan 5 bin 339 binanın ne kadarı boşaltıldı, ne kadarında vatandaşlarımız yaşamaya devam ediyor. Eğer bu binalarda insanlar boşaltıldıysa çok iyi bir işlem. Ama elimizde bir veri yok. Devletimizin burada bir açıklama yapması gerekiyor.  Ne kadarının boşaltıldığı, ne kadarının boşaltılmadığının açıklanması gerekiyor. Acil yıkılacak binalarla, yıkılan binaların sayısına baktığımız zaman söylediğim gibi 4'te 1'i mertebesindeyiz. Geçen yıl 10'uncu ayın 10'unda açıklama yapan vekilimiz, 2 bin konutun yılsonunda bitirileceğini söyledi. İyi tamam güzel ama yapmayı bırakın yıkamamışız.  Yıkılmayan 5 bin 339 konut ne olacak?  Bu binalar yıkıldı mı? Yıkılacak mı? Ne zaman yıkılacak? İnsanlar içerisinde yaşıyor mu? Yıkılacak binalar tek katlı mı? Yoksa yüksek yapılı binalar mı? Bunlar çok önemli.  Bu bilgilerle ilgili veri yok elimizde.  Kesinlikle yöneticilerimizin rakamları açıklaması lazım" dedi. 

Yıkılmayan 5 bin 339 konut ne olacak?

Aluçlu, yapılan deprem konutlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek, "Gelincik Tepesinde 678 konut, Kale'de 309, Pütürge'de 208 konut yapılıyor. Yapılan konutlar tabi ki önemli, yapılırken neye göre yapıldı.  Bir şehir plancısının görüşü alındı mı? Yoksa boş bulduğunuz bir arsaya mı yapıldı. Bu da önemli bir sorun. Ama en önemli sorun yıkılacak olan 5 bin 339 konuttaki insan sayısı. İçinde yaşayan vatandaşlarımız varsa bunları bir an önce boşaltmak durumundayız.  Binaları mutlaka yıkmak zorundayız çünkü bundan sonra artçı sarsıntılar da dahil, bu binalar ağır hasarlı olduğu için yıkılma tehlikesi çok yüksek. Bu binalarda insanlarımız yaşıyorsa tehlike var demektir.  Çevredeki yüksek binalarda, dilatasyon derzi  yapılmadan, bitişik nizam konutlar yapıldı, Malatya'nın merkezinde.  Kırsal kesimdeki tek katlı, çift katlı konutlar tabi ki önemli ama yüksek katlı binalar çok önemli. Bu binalar, dilatasyon derzinin olmamasından kaynaklı çok daha küçük büyüklükteki depremlerde yıkılırken, yanındaki sağlam binaya zarar verecek yada yol doğru devrilecek, yoldaki geçişi engelleyecek, çevreye zarar verebilecek dolayısıyla bunların mutlaka giderilmesi gerekiyor. Bu rakamlarında daha net rakamlarla kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor diye düşünüyorum" açıklamasında bulundu.