Emekli Albay beraat etti
Malatya'da 2007 yılında işlenen Zirve Yayınevi Cinayeti kapsamında tutuklanan dönemin İl Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Mehmet Ülger, hakkındaki tüm suçlamalardan beraat etti. Mahkeme çıkışı açıklama yapan Ülger, 'FETÖ'cü savcılar tarafından hiçbir delil toplanmadan kurgu ifadelerle açılan hukuk garabeti bu dava beraat ile sonuçlanmıştır' dedi.
Malatya’da 17 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi’nde 3 misyonerin öldürülmesi ile tüm gözlerin çevrildiği Malatya’da, o dönem İl Jandarma Komutanı olan Albay Mehmet Ülger’de hazırlanan ek iddianame ile dava dosyasına sokularak tutuklanmıştı. Dava kapsamında yaklaşık 4 yıl tutuklu bulunan emekli albay Mehmet Ülger, 2015 yılında tahliye edildi. Tutuksuz yargılanan Ülger, Zirve Yayınevi Davasında 9 yıl sonra açıklanan karar da ‘Haberleşmenin gizliliğini ihlal ve evrakta sahtecilik’ suçlarından toplam 13 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.
Karara itiraz edilmesi üzerine bir üst mahkeme olan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi verilen kararı usul ve esastan bozararak yerel mahkemeye geri gönderdi.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görülen davada bugün verilen kararda Emekli Albay Mehmet Ülger hakkında beraat kararı verildi. Karar sonrası Malatya Adliyesi çıkışında açıklamalarda bulunan Ülger, “FETÖ’cü savcılar tarafından, lehte olan hiçbir delil toplanmadan, haklarında yasal işlem yapmamız nedeniyle bizlere husumet besleyen şahıslara yönlendirmeler ve çeşitli vaatler ile verdirilen kurgu ifadelerin karşılığı olarak açılan bu hukuk garabeti dava, beraat ile sonuçlanmıştır” dedi.
Emekli Albay Ülger, dava süresince kendisi aleyhine tanıklık yapanların zamanında haklarında yasal işlem yaptıkları kişiler olduğunu belirterek, “Bu şahıslar husumet ile verdikleri kurgu ifadelerin karşılığı olarak, bu davanın sözde mağdurları yapılmışlardır. Bugün Zirve Davasını Ergenekon Davasına bağlamak için bu davanın sözde mağduru bu şahıslara çeşitli vaatlerle yalan tanıklık yaptıran Zekeriya Öz ile Cihan Kansız’ın da aralarında bulunduğu 5 savcı ve hakim hakkında Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince bize kumpas kurmaktan dava açtık. Ülger, ayrıca kendisi hakkımda hiçbir delil toplamadan soruşturmayı yürüten 9 hakim ve savcı hakkında da Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ üyeliği, görevi kötüye kullanma suçlarından dava açıldığını söyledi.
Kendilerine kumpas gören hakim ve savcıların davalarının önümüzdeki günlerde Yargıtay’da görüleceğini ifade eden Ülger, “Bizlere kumpas kuran FETÖ’cü ekibin bir kısmı, FETÖ soruşturmaları kapsamında yargı önünde hesap verirken, 2016 yılında FETÖ’nün medya yapılanması dosyasında firari sanık Adem Yavuz Arslan ile ‘Nefret’ kitabı yazarı İsmail Saymaz hakkında suç duyurusunda bulunmamıza rağmen FETÖ’cü hakim ve savcılar tarafından kovuşturmaya yer olmadığına yer verilerek koruma altına alınmıştır” ifadelerine yer verdi.
“Hukuk mücadelemiz devam edecek”
Ülger’in avukatı Saim Tuğrul ise müvekkilinin 2011 yılından itibaren yargılama aşamasında çok büyük hukuki haksızlıklara uğradığını dile getirerek, “2014 yılı Ocak ayında özel yetkili mahkemeler kapatıldı. Bir hafta sonra burada duruşmaya geldik. Biz duruşmada şunu beklerdik, mahkeme heyetinden erteleme beklerdik, ama pervasızca kapanmış mahkemenin savcısından esas hakkında mütalaa alındı ve cezalandırma yoluna gidildi. Sonraki süreci hepiniz biliyorsunuz devlet içerisinde izlenen Paralel Devlet Yapılanması ortaya çıkarıldı. Devletimiz önemli bir mücadele verdi bu süreçte. 2016 yılında yaşanan darbe teşebbüsü ile bu tehlike bertaraf edildi. Müvekkilim hakkında bütün bu kumpasların açıklanmasına rağmen bir önceki heyet bize ceza verdi, bugün de beraat ettik” şeklinde konuştu.
Avukat Tuğrul, “Geciken adalet adalet değildir, ama bizim adalete kavuşmamız geç ve güç olmuştur. Savcı Zekeriya Öz ve ekibi, uzantıları, emniyet mensuplarının en ağır şekilde hukuk karşısında hesap vermesi için mücadelemiz devam edecektir” dedi.