Dünya standartlarının gerisindeyiz

Malatya Ticaret Borsası(MTB) Proyem işbirliği ile 'Buzağı ve Besi Sığır Beslemesinin Kritik Noktaları' konulu seminer düzenlendi. MTB Başkanı Ramazan Özcan, Türkiyenin hayvancılıkta, süt üreticiliğinde ve buzağı yetiştiriciliğinde dünya standartlarının gerisinde kaldığını söyledi.

Dünya standartlarının gerisindeyiz

MTB binasında gerçekleşen toplantıya, MTB Başkanı Ramazan Özcan, Prof. Dr. İsmet Türkmen, Proyem yetkilisi Dr. Mücahit Palaz ve oda üyeleri katıldı. Toplantının açılışında konuşan MTB Başkanı Ramazan Özcan, “Türkiye hayvancılıkta, süt üreticiliğinde ve buzağı yetiştiriciliğinde dünya standartlarının gerisinde kalmış durumda. Bu hepimizin serzenişi, siyasi iradeye ve merkezi hükümeti sürekli bu konuda daha iyisini yapmaya, iyisini üretmeye, üretimde çıtayı yükselterek daha iyi noktaya getirilmesi noktasında sürekli konuşuyoruz. Malatya, hayvancılıkta, üretimde, hem kesim hem süt hayvancılığında bölgenin merkezi olmaya aday. Bu konuda da ciddi anlamda çıtayı yükseltmiş durumda. Süt ve besi hayvancılığında buzağı yetiştiriciliğinde bölgenin en önemli merkezi haline dönüştü. Malatya bölgenin hayvancılıkta en önemli üssü olmaya da devam edecek. Küçük ve büyük başta 400 binin üzerine çıktı. Yetiştiricilerime bu konuda merkezi hükümetin buradaki temsilcilerin, bakanlığın sağlamış olduğu destekleri, imkânları da maksimum düzeyde kullanmaya çalışıyorlar” dedi.

Kırmızı ete 150 milyon TL’lik destek

Özcan, hükümetin kırmızı et üretiminde yaklaşık 150 milyon TL’lik bir destek primi açıkladığını belirterek. “Üreticilerimizin en büyük sorunlarından bir tanesi hayvancılıkta daha çok TMO üstünden sağlanan imkânlardan daha hızlı bir şekilde faydalanmak arzusudur. Biz de bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. Hedefimiz, TMO’nun Malatya’daki ajans bürosunu Şube Müdürlüğüne dönüştürmeyi planlıyoruz. Eğer bunu gerçekleştirirsek de inşallah bu bölge için de şehir için de çok daha iyi olur. Bölgenin ihtiyaçlarından birisi, bizim burada bir laboratuvara ihtiyacımız var. Gerek yem tahlilleri, gerek hayvansal ürünlerin tamamının tahlilleri ile ilgili bizim Turgut Özal Üniversitesi’ne bir müracaatımız oldu. Üniversitede bir Veterinerlik Fakültesi’nin açılmasını talep ettik. OSB’de yeni kurulan bir laboratuvarda ürünlerin tahlilleri burada yapılabilecek. Fırat Kalkınma Ajansı’na Malatya’nın süt raporları ile ilgili bir müracaatımız da oldu” diye konuştu.

Yetiştiricilerin sahada nelerle karşılaştığıyla ilgili sunum yapan Prof. Dr. İsmet Türkmen ise “İlk gördüğümüz olayların başında ishal geliyor. Hayvan ishal olduğunda ilk olarak bize geldiklerinde acaba yemlerde bir sıkıntı var diye sorarlar. Buzağılarda 4 tane ishal olma nedeni var. Bunlar Bakteri, Virüs, Parazit ve Sütten kaynaklıdır. Bunlardan en çok üzerinde durduğumuz ishal konusu bakteri ve virüs kaynaklı. Çünkü bunlar öldürücü nitelikte. En basit ishallerde bile insanlar ellerinde bir antibiyotikle hemen ona çare bulmaya çalışıyorlar ve sonucunda biz şuraya geliyoruz. Biz sadece bakteri olan ishallerde antibiyotik kullanıyoruz. Onun dışında diğer ishallerde antibiyotik kullanmanın hiçbir faydası yoktur artı zararı vardır. 2 ile 6 yaş arasındaki buzağılarda bir ishal meydana geliyor, bakteri değil, parazit olabilir antibiyotik fayda vermez. İshal sürecinde buzağıyı öldürmüyor ama öldürmekten beter ediyor. İshalin en büyük sebebi nedir biliyor musunuz, besin kaybıdır. İshal olan bir insan uzun süre bir ishal yaşıyorsa, ishal olan bir hayvan uzun süre bir ishal yaşıyorsa bunun sonucunda ortaya çıkacak tablo besin eksikliğidir. Nedir besin eksikliği, yeterli vitamini alamamış, yeterli demiri alamamış, yeterli çinkoyu alamamış” şeklinde konuştu.

Ürünleri ilk önce kendimiz deniyoruz

Proyem yetkilisi Dr. Mücahit Palaz ise, Proyem Türkiye’deki önemli yem üreticileri arasında olduğunu ifade ederek, “Bizim Araştırma ve Geliştirme adında bir çiftliğimiz var. Burada aktif olarak bu tesisi kullanıyoruz. Ürünleri ilk önce kendimiz deniyoruz. Kendimiz denemeden hiçbir ürünü pazara sürmüyoruz. Çünkü ilk önce bu üründen bizim emin olmamız gerekiyor. Burada amacımız üreticilerimize faydalı olmak. Burada sadece yem çeşitlerine değil, aynı zamanda besleme modellerine de bakıyoruz. Burada yakın coğrafyadaki çiftçilerimizi burada ağırlayarak çiftliğimizde eğitim programlarını devam ettiriyoruz. Bölgeden eğitim almak isteyen çiftçilerimiz olursa başkanımız aracılığıyla burada bir hafta 10 günlük bir eğitim programları düzenleyebiliriz” ifadesinde bulundu.