'Depremzedeleri aç gözlülerin insafına bırakmayacağız'

Bu söze verilecek çok cevap var ama neye yarar.tamamen çığırından çıkılmış bir ülke düzeni var.evveli böyleydi şimdi böyle maalesef ahiri de böyle olacak.neden mı....Hem gelen hem giden idareciler liyakat sahibi ve ehil olsalardı bu gün kim bostanbaşını konuşuyor olurdu.sehir yönetiminde ehil olmayan bir avukat ama bir sebeple imarı bilim dışı ben yaptım oldu anlayışına, koca bir geleceği bilgisizliğe esir ederek tabii bir doğal olay sonrasında her şey altüst olur.yerine gelen esnaf menşeiili kişilerce şehir yönetim bilgisi sıfır olanlar tarafından rant kaldığı yerden devam ettirilir.sonra hali hazırda görevde olan da haydeeee hodri meydan diyerek benim dönemimde bilime aykırı bir şekilde imara açtığım ve yıkımına sebep olduğum bir bina var mı diyerek göğüs kabartırcasına kendine kibir kapıları aralamakta.işte bilmiyor ki şehir yönetiminde liyakat sahibi bir insan olsaydı varsa büyük yanlışlar düzeltilir ve yaşamın en önemli unsurlarından güvenilir yaşam alanlarının doğru bir işleyişte geleceğe yol aldığından emin olurdu.işte bu liyakatsizlik bu ülkenin kaderi olduğu müddetçe bu ülke birilerince babasının çiftliğinden beter yönetilmeye mahkumdur.bu liyakatsizliğin birinci sorumlusu iktidarın bizzat kendisidir.bu gün işte, bak tokiler ne hızla yapılıyor diyerek böbürlenen, dünyada hiç bir ülke böyle bir afet karşısında bu yetkinlikte süratle yol alamaz diyen yöneticiler öyle bir hokkabazlık örneği sergiliyorlar ki hokkabazlar heyecandan bayılmış durumda.liyakatsizliğin birinci sorumlusu ehil olmayanları bize yutturup şehir yöneticisi sectirenler.sadece iktidar değil muhalefet partilerini bir bütün hepsi bu rezil siyaset işleyişin mesulüdür.zaten sorgulama, Yüce Allah'ın akletmezmisiniz emrini unutan toplum olarak bizler şehirlerin yönetiminde milletin geleceğinin önemli bir unsurunu teşkil edecek olanları bizlere şehir yönetimin de bilgisi sıfır olan insanları yutturup nasıl da en büyük kabahatlerinin kendileri olduğunu hiç mi hiç dillendirme cesaretinde bulunmazlar.gercekler acıdır.işte çok zengin olan ülkemiz ,yolsuzluk israf hırsızlık ,sarmalından kurtulabilseydi eğer millet olarak çok modern bir hayat yaşardık.maalesef bu günler hiç gelmiyecek.çünkü doğru işleyen bir şey varsa kusura bakılmasın ben bilmiyorum.alın teriyle elde edilmiş taşınmazların yapıldığı alanlar,v.b.. insanı ilgilendiren her şeyde olduğu gibi, liyakatsizlerin sebep olduğu kişiler eliyle rant ekseninden kurtulup bilimsel bir çalışmayla yol alınabilseydi; bu gün sağlamlık dışında hiçbir olumlu tarafı olmayan öve öve bitiremedikleri toki evini kendilerin birinci dereceden sorumlu olduğu rant için öldürülen şehirler için bu zevatlara takiye olur muydu.kaldı ki biz halk olarak yaşam standartları sıfır, oldukça ufak olan ve yüksek bir rakam olan 2 milyona yapılan daireleri alsaydık müteahhitler en iyisini yapardı hiç kuşkunuz olmasın.dikkat edin hiç bir toki evi keyfince alınabilecek bir modern standartlara sahip olmadığını bizzat toki başkanının TV programında dinledim.gercek öyle orta da ki ama akletmek gerek.ve sonra elinle, olmuyorsa dilinle o da olmuyorsa kalbinle buğuz etmek gerek.naçizane dilimle buğuz etmeye çalıştım.katilmayanlara saygı duyarım.bu ara da haşa haddim değil devletin sosyal hizmetleri basitleştirmek ve hakaret etmek.ama inanın liyakata,çok mu çok önemli hayati öneme sahip bir mesele,cennet ülkemiz de gerekli önem verilseydi bu gün toki evleri bu kadar vasat olur muydu.devletimizin her karışında ve yönetim biriminde liyakat gözetilseydi bu gün ne evler yıkılır dı ne de toki evleri bizlere reva görülürdü.sağlıcakla.