'Depremde kurtardığı hatıralarıyla hayata tutundu'
Malatya'da 6 Şubat depreminde evi yıkılan Hababam Sınıfı'nın 'Hayta İsmail'i Dilaver Gür, Eskişehir'e yerleşti.
Depremde filmden aldığı ödüllerin bir kısmını kaybeden Gür, "Herkes kendi öğrencilik hayatından kesitler bulduğu için Hababam Sınıfı hala izleniyor" dedi.
Malatya'da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan Hababam Sınıfı'nın "Hayta İsmail"i Dilaver Gür, Eskişehir'e yerleşti.
Gür, 1975 yılında İstanbul'da mühendislik fakültesinde okuduğu yıllarda gördüğü bir ilanla Hababam Sınıfı kadrosuna katıldığını belirterek, "Ertem Eğilmez, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Tarık Akan, Kemal Sunal, filmin senaristi Sadık Şendil, sekiz kişilik bir jüri vardı. Soru soruyorlar, sen ona cevap veriyorsun. Dışarı adresini bırakırsan sana dönüş yapılır dediler. Ben de adresimi verdim. 15 gün sonra bir mektup geldi. Filmde oynamanız kararlaştırılmıştır diyordu. Film setine 15 gün gittik, geldik. Hiç çekim yapılmadı. Yönetmen Ertem Eğilmez, 15 gün üst kadroyla bizleri kaynaştırmak için sete getirmiş. Yaklaşık 20 kişilik bir öğrenci grubu vardı. Geri kalan da üst kadro ve öğretmenlerdi. 15 gün sonra Ertem Eğilmez, motor diyerek nasıl bir filmin olacağını orada söyledi, "Öyle bir film çekeceğiz ki 50 yıl sonra yine bu film seyredilecek" dedi" ifadelerini kullandı.
Depremin ardından Hababam Sınıfı ekibinden hayatta olan oyuncularla neredeyse her gün irtibat kurduklarını belirten Gür, "Deprem sonrası bütün Hababam Sınıfı ekibi, arkadaşlarımın hepsi aradı. Maddi ve manevi yanımda oldular. Banka hesabıma bir sürü para gelmiş. Ben bunu unutamam. Ben o arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımızla devamlı da görüşüyoruz. Her sabah kalktığımızda birbirimizden haberimiz olur. Ama bir de şu var. Hayatında gerçeği, her yıl bir arkadaşımızı kaybediyoruz. Belli bir yaş grubuna da geldik. İnşallah 2024 farklı olur diyelim" dedi.
Hababam Sınıfı'nın hala izlenmesinden dolayı hissettiği mutluluğu dile getiren Gür, "Herkes kendi hayatının bir kesitini buluyor bu filmden. Yönetmenimizin "Öyle bir film yapacağız ki 50 yıl sonra bu film izlenecek" demesini daha yeni yeni anlıyorum. İnsanların haz alarak, zevk alarak izlediği, herkese hitap eden bir film. Burada bir siyasi içerik yok, dini içerik yok. Burada öğretmen, öğrenci, okul, veli ilişkileri işleniyor. Filmde her ne kadar haylaz öğrenciler olarak gözüksek de yeri geldiğinde öğretmenimize de arkadaşımıza da sahip çıkıyoruz. Yani sadece yaramaz çocuklar değil, yeri geldiğinde her türlü gayret gösteren, yardımsever öğrencilerdik. Herkes kendi öğrencilik hayatından, geçmiş hayatından bir şeyler bulabiliyor. Şu anda 4'üncü kuşak izliyor. Benim torunlarım da izliyor" dedi.
Kendi fotoğraf makinesi ile çektiği fotoğraflarla daha önce görülmemiş bir Hababam Sınıfı arşivini elinde bulunduran Gür, geçtiğimiz yıllarda farklı etkinliklerde aldıkları ödüllerin bir kısmının enkaz altında kaldığını belirtti. Kurtarabildiği diğer ödüllerle kendisine bir köşe yapan Gür, şu ifadeleri kullandı:
"Deprem bizi baya etkiledi. Çok değişik, güzel ödüllerimiz vardı. Depremden çıkarabildiğimi çıkarttım, kimi kırıldı, kimi işte orada enkaz altında kaldı. Mesela ben yağlı boya da yapıyorum. Malatya'da başlamıştım. İşte 2 tane tablomu çıkarabildim, kurtarabildim. 10 taneye yakın tablom da orada enkaz altında kaldı."