Deprem raporu yayınlandı! Malatya'da her şey yetersiz kaldı
Malatya İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Üniversitesi ortaklığında hazırlanan 'Deprem ve Sivil Toplum Çalıştay Raporu' yayınlandı. Raporda, 6 Şubat depremlerinden etkilenen Malatya'da yaşanan yıkım ve olumsuzlukların kamuoyu tarafından bilinmediği aktarılırken, belediyelerin de arama ve kurtarma faaliyetlerinde yetersiz kaldığı belirtildi.
Malatya İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Üniversitesi, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde ve deprem sonrasında yaşanan tüm gelişmeleri aktaran “Deprem ve Sivil Toplum Çalıştay Raporu” yayınlandı. Deprem başta olmak üzere gelecekte olası her türlü afete hazırlık, afet sonrası arama kurtarma ve her türlü iyileştirme süreçlerine katkı sunacak bilgilerin yer aldığı raporda, 6 Şubat’ta meydana gelen depremler sonrası Malatya’da ciddi bir güvenlik zafiyetinin yaşandığı, kamuoyunun Malatya’da yaşanan yıkımdan haberdar olmadığı ve yayılan kirli bilgiler nedeniyle arama kurtarma çalışmalarının sekteye uğradığını içeren bilgiler yer aldı. Raporda, yaşanan deprem sonrası arama kurtarma ve güvenlik faaliyetlerinde belediyelerin yetersiz kaldığı, İtfaiye Daire Başkanlığının özverili çalışmasına rağmen bu gerçeği ortadan kaldırmaya yetmediği de kaydedildi.
Güvenlik zaafından dolayı hırsızlık arttı
6 Şubat depremleri sonrasında Malatya’da arama, kurtarma, güvenlik ve tahliye konusunda sivil toplum kuruluşlarının hazırlık durumları değerlendirildiği raporda, ihtiyaçlar, karşılaşılan zorluklar, sorunlar ve faaliyetlerden bahsedilirken, yerel yönetimlerin arama ve kurtarmada yetersiz kaldığı vurgulandı. Karşılaşılan zorluklar arasında en önemli konulardan birinin güvenlik olduğu vurgulandı. Raporda yer alan bilgiler şu şekilde: “6 Şubat depremleri sonrasında Malatya’da yaşanan yıkımın büyüklüğünden, depremin Malatya’da neden olduğu olumsuzlukların birçoğundan Türkiye kamuoyu haberdar olmamıştır. Bu hususta can kaybının daha fazla olduğu Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illeri ön plana çıkmıştır. Bu durum Malatya’da arama, kurtarma ve güvenlik faaliyetlerinde aksaklıklara neden olmuştur. Depremin ilk anından itibaren deprem bölgesinde yaşanan güvenlik zaafı hırsızlık olaylarında artışa, bu artış ta toplumsal güven duygusunun azalmasına sebebiyet vermiştir. Deprem sonrasında özellikle sosyal medyada yayılıma sokulan yalan yanlış bilgiler bilgi kirliğine neden olmuştur. Bilgi kirliliği arama, kurtarma ve güvenlikle ilgili birçok faaliyeti olumsuz yönde etkilemiştir. Ağır hasarlı yapılarda illegal faaliyetlerin arttığı ifade edilmiştir. Örneğin uyuşturucu kullanımı, hırsızlık vb. gibi. Bu anlamda yerel güvenliğin yeterli düzeyde sağlanamadığı ifade edilmiştir. Deprem bölgesindeki yerel yönetimler arama kurtarma ve güvenlik faaliyetlerinin oldukça yetersiz kalmıştır. Özellikle belediyelerin afetlere yönelik pek fazla hazırlık yapmadıkları ortaya çıkmıştır. İtfaiye Daire Başkanlığı personelinin özverili çalışması da bu gerçeği ortadan kaldırmaya yetmemiştir.”
Malatya’nın sesi duyulmadı
Sahada faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve temsilcileri yemek, giysi ve hijyen konularında öne çıkan ihtiyaçları, kendilerinin veya diğer kurum ve kuruluşların yaptığı faaliyetleri farklı yönleriyle değerlendirildiği raporda, Malatya’da, sivil toplum kuruluşları daha kapsamlı, planlı ve hızlı yardım dağıtımı yapıldığı kaydedildi. Ayrıca, depremlerin Malatya’ya etkisi yetkililer ve kamuoyu tarafından tam olarak anlaşılmadığı ve birçok konuda olduğu gibi yardımlarda da Malatya’nın depremin yıkıma neden olduğu üç ilin gerisinde kaldığı ifade edildi.
Yerel yönetim afetlere karşı sorumluluk üstlenmedi
Deprem sonrası barınma sorununun ele alındığı raporda,” geçici ve kalıcı barınma ihtiyacını karşılamadaki yetersizlik yerel yönetimlerin afetlere hazırlıklı olmadığı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Yerel yönetimler geçici barınma alanı planlamada ve geçici barınma alanı oluşturmada sorumluluk üstlenmemiştir” ifadelerine yer verildi.
Psikososyal destek ihmal edildi
Raporda, eğitim ve psikososyal destek alanında kamu kurum ve kuruluşlarının zamanında ve yeterli düzeyde müdahale edebilme kapasitesine sahip olmadığına dair gözlemler aktarıldı. Deprem sonrası kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının deprem sonrası diğer temel ihtiyaçlara odaklandığı için uzun bir süre psikososyal desteği ihmal ettiği de kaydedildi.