'Bu bütçe tosuncuk bütçesi'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, bütçe görüşmelerinde AKP'yi yerden yere vurdu. Bu bütçe 'Tosuncuk' bütçesidir diyen Ağbaba, 'Türkiye'nin en ünlü dolandırıcısı Sülün Osman'a rahmet okuttunuz. Sanattan kültüre her alanda yozlaşmanın kitabını yazdınız. FETÖ'nün siyasi ayağı siz oldunuz' dedi.

 'Bu bütçe tosuncuk bütçesi'

TBMM’de bütçe görüşmeleri devam ediyor. Bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, AKP’yi sert sözlerle eleştirdi. Kürsüye, ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmenlerin, cumhurbaşkanına hakaret ettiği için tutuklanan gazetecilik fakültesi öğrencilerinin, battaniyeden çanta yapılan öğrencinin resimleri ile çıkan Ağbaba, resmin Türkiye’nin resmi olduğunu belirtti.

‘ÜST AKIL, DIŞ GÜÇLER, KUDÜS KIRMIZIÇİZGİMİZDİR’ DİYİP DOLANDIRDI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba; “Çiftlik Bank olayı. 26 yaşında, hiçbir eğitimi olmayan, geçmişte ciddi bir iş yapmamış, her yanından hinlik akan biri 10 binlerce insanı kandırarak, milyonlarca lira dolandırarak yurt dışına kaçtı. Bu kişinin dili dil değil, sözü söz değil, aklı akıl değil, tipine bakınca ne olduğunu hemen anlıyorsunuz. Ama bir özelliği var, anahtar kelimeleri ustalarından iyi öğrenmiş. Ne diyor bu çocuk çiftlik açarken? "Dış güçler." Ne diyor? "Üst akıl." Ne diyor? "Kudüs kırmızıçizgimizdir." Ne diyor? "Faiz lobisi." "Abdülhamit Han." diyor. Ne diyor? "Fatih'in İstanbul'u aldığı yaştasın." diyor. Bunlar kutsal sayılan ya da önemli bir kesimin inandığı değerler ve isimler. Bu tosuncuk "Ben bu kelimeleri bolca kullanırsam, cümle içerisinde sıkça geçirirsem fakir fukaranın saf duygularını kullanıp istismar ederim." diyor. "İnsanların bir hayalini meçhulün peşine takıp varını yoğunu, geleceğini elinden alabilirim." diyor. Bu tosuncuk diyor ki: "'Dış güçler' deyip otuz yıl hamallık yapmış, sırtı kambur, eli nasır Mehmet amcanın kefen parasını elinden alabilirim." diyor. Bu tosuncuk "'Üst akıl' dersem insanlar buna inanıp güvenir, yirmi beş yıllık Fatoş hemşirenin emekli ikramiyesini alabilirim." diyor. Bu tosuncuk "'Kudüs kırmızıçizgimizdir.' diyerek çoluğu çocuğuyla bahçesinde kayısı yetiştiren Malatyalı Mustafa dayının güvenini kazanabilirim" diyor” dedi.

BU DÜZENİN ADI TOSUNCUK DÜZENİDİR

Bu bütçeye bir isim bulmak istersek hiç kuşkusuz yakışacak en iyi isim "tosuncuk bütçesi"dir” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba, “Bu bütçenin ismi "tosuncuk bütçesi",bu düzenin ismi de "tosuncuk düzeni"dir. Çünkü bu iktidar ve siyasi anlayış yıllarca anahtar kelimeleri ve halkın kutsal saydığı manevi değerleri kullanarak, "üst akıl, dış güçler, Rabia, Kudüs" diyerek insanları sömürdü. Vatandaş borç batağında sürünürken "faiz lobisi" denildi, insanlar sömürüldü. Bu ülkenin millî fabrikaları yabancılara satılırken "dış güçler" denildi, saman ithal edilirken "üst akıl" denildi. "Tarihin en büyük özelleştirmesi" adı altında Türkiye talan edilirken yani Türk Telekom Araplara peşkeş çekilirken "ümmetimiz" denildi. Bu nedenle bu bütçenin ismi "tosuncuk bütçesi"dir. Bu dönemde dolandırıcılar, milletin, devletin malına konanlar zengin olurken üretenler yoksullaştı, emekçi yoksullaştı, çiftçi yoksullaştı” dedi.

SÜLÜN OSMAN; ‘BUNLAR BENİ GEÇTİ’ DİYORDUR

Geçmişte dolandırıcılık deyince akla ilk gelenlerden birinin Sülün Osman olduğunu kaydeden Ağbaba, “ Vallahi billahi siz Sülün Osman'a da rahmet okuttunuz. Sülün Osman, Anadolu'dan, Konya'dan Kayseri'den İstanbul'a gelen fakir fukaraya köprü satmasıyla meşhurdu. Siz Konya'daki, Kayseri'deki hiç İstanbul'a gelmemiş ve gelme ihtimali hiç olmayan vatandaşa hiç geçmediği köprünün geçiş ücretini ödettiniz ve hiç gitmediği, hiç binmediği havaalanında "yolcu garantisi" adı altında para ödettiniz. Sülün Osman sizi görse "Bunu ben niye düşünmedim? Bunu niye ben akıl edemedim?" derdi. Eminim ki sizi bir yerlerden izliyorsa Sülün Osman size imreniyordur, "Bunlar beni geçti." diyordur.” İfadelerini kullandı.

KORKU İMPARATORLUĞUNU KURDUNUZ

“Eskiden bunlar münferit olaydı, sizin döneminizde olağan oldu. Kimi zaman emekli bir bürokrat, kimi zaman bir üniversite hocası dolandırılıyor. Artık insanlar dolandırılma korkusundan tanımadığı telefonları açmıyor.” İfadeleriyle konuşmasını sürdüren CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “ Öğretmenler atanamazken, mühendis iş bulamazken dolandırıcılar işten başını kaldıramıyor. Vatandaş huzursuz, insanlar dolandırılmaktan korkuyor, bir gecede yoksullaşmaktan korkuyor, iftiraya kurban gidip tutuklanmaktan, işten atılmaktan, pasaportuna el konulmasından korkuyor, malına mülküne el konulmasından korkuyor, dünyanın en güvenli ulaşım araçlarından olan trene binmekten korkuyor sayenizde. Askerdeki çocuğunun yediği yemekten zehirlenmesinden korkuyor analar. İnsanlar şiddete, tacize uğramaktan korkuyor. Karikatürist çizmekten, gazeteci yazmaktan, spiker sunmaktan korkuyor. Oyuncu senaryodan, şarkıcı şarkı söylemekten korkuyor.2018 yılında Asya ile Avrupa'nın birleştiği noktada, Baharat Yolu ile İpek Yolu'nun kesiştiği bu coğrafyada, Selçuklunun, Osmanlı'nın kurulduğu bu topraklarda siz dünyanın en büyük ve en kötü korku imparatorluğunu inşa ettiniz, kurdunuz.” Dedi.

SENDİKASI, ODASI, HOCASI KORKUYOR

Ağbaba; “Avrupa birbirini boğazlarken, insanlar asılırken Anadolu topraklarında, dünyanın hiçbir coğrafyasında olmayan insanlar bu topraklara hoşgörü tohumları ektiler. "Bir kez gönül yıktın ise/ Bu kıldığın namaz değil." diyen Yunus Emre'nin, bir elinde ceylanı, bir elinde aslanı barış içerisinde yaşatan Hacı Bektaş Veli'nin; "İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol, yine de gel." diyen Mevlana'nın yetiştiği bu topraklarda siz tarihin en hoşgörüsüz, en kibirli iktidarı oldunuz. 14 yaşındaki çocuğun annesini yuhalatacak kadar alçaldınız. Bir cumhurbaşkanı düşünün ki gazetecileri teker teker tehdit ediyor, "Mandalina mısın, portakal mısın?" diyor. "Sokağa çıkamayacaksın" diye Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu tehdit ediyor. 15 yaşındaki çocuk, sosyal medya paylaşımlarından cezaevinde yatıyor. "Gazetecilik suç değil." diye yazan üniversite öğrencisi tutuklanıyor. Sizin iktidarınızda insanlar serseri bir kurşunun hedefi olmaktan korkuyor. Çünkü ülkenin başında gazetecileri, siyasileri tehdit eden, "Patlatırlar enseni." diyebilen bir cumhurbaşkanı var. Bu nedenle, yaratmaya çalıştığınız ülkenin, dönemin hissine bir isim vermek gerekirse o isim de korkudur. Korku cumhuriyetini yarattınız, bundan da utanmalısınız. Sendikası korkuyor, odası korkuyor, hocası korkuyor.” Şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’NİN BÜTÜN KENTLERİNİ BİRBİRİNE BENZETTİNİZ

Veli Ağbaba; “Bütçenin ismi "tosuncuk bütçesi" ülkedeki en büyük his korkuysa bu dönemin renginin ismiyse gridir. Dış güçler, faiz lobisi diyerek satılan bütün fabrikaların yerine Katar'ın, Suudi'lerin, Hollandalıların gri gri AVM'lerini, rezidanslarını yükselttiniz. Türkiye'nin bütün kentlerini birbirine benzettiniz. Türkiye'nin rengi gri, maalesef yeşil alanlarda da gri gri binalar yükseliyor” dedi.

BİR TARAFTAN SIVASIZ PENCERESİZ ŞEHİT EVLERİ

Türkiye’de yaşanılanları örnekleriyle dile getiren Veli Ağbaba; “Bir tarafta su faturasını ödeyemediği için gözaltına alınan 81 yaşındaki yoksul kadın, bir yanda 4 bin liralık çayla, ejder meyvesiyle 1.100 odalı sarayında şatafata boğulan bir Cumhurbaşkanı. "Nereden nereye geldik." deyince bunlar akla geliyor. Bir taraftan sıvasız, penceresiz şehit evleri, diğer taraftan 1.100 odalı evin yetmeyip 400 odalı yazlık saray inşası. İşte, sizin iktidarınız, AKP'nin özeti bu. Tarifi ise savurganlık, şatafat ve gösteriş. Dünyanın en büyük ekonomisi Almanya'da makam aracı sayısı 11 bin, dünyanın en büyük otomotiv üreticisi Japonya'da makam aracı sayısı 28 bin, Türkiye'de ise tam 120 bin araç var” şeklinde konuştu.

NEREDEN NEREYE GELDİK

Ağbaba, AKP’lilere dönerek "Nereden nereye geldik." diyorsunuz ya… 1'inci Cumhurbaşkanı bir ağaç için köşk taşıtırken son Cumhurbaşkanı 15 bin ağaç keserek kendine bir saray inşa ediyor. Sümerbank’tan aldığı 3 metre bezin faturasını bile yıllar sonra çıkarıp gösterebilen bir Cumhurbaşkanından, ayakkabı kutuları içlerinde para taşıyan bir iktidara geldik. Sadece siyasete, ekonomiye değil sanattan kültüre her alanda yozlaşmanın kitabını yazdınız. Hulusi Kentmen'den Polat Alemdar'a geldiniz; Ruhi Su'dan, Neşet Ertaş'tan, Mahzuni'den Yavuz Bingöl'e geldiniz; Kemal Sunal'dan Şafak Sezer'e geldiniz. Atatürk'ün Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekci'den, fesli soytarıyı ziyaret eden bir Diyanet İşleri Başkanına geldiniz. Kalemini hiç kimseye satmayan, iktidara kiraya vermeyen gazetecilerden, önce FETÖ'ye yalakalık yapıp sonra AKP'nin yalakalığını yapan "Gezicileri asın" diyen alçağa geldiniz ”dedi.

BİR TARAFTA CAHİT ARF, DİĞER TARAFTAN DEVE SİDİĞİ ŞİFADIR DİYENLER

“Kendisiyle dalga geçen karikatürleri odasına asan Özal'dan, kendine muhalif herkesi susturmaya çalışan bir Cumhurbaşkanına geldiniz” diyen Ağbaba; “Mimar Sinan'ın yaptığı muhteşem cami ve eserlerden, ucube binaları Türkiye'nin her yanına diken bir mimariye geldiniz. Arf Teoremi'ni yazan ünlü matematikçi Cahit Arf'tan "Deve sidiği şifadır." diyen akademisyenlere geldik. Dünyaca ünlü akademilerden, bilim adamlarından "Kadın eli tutmak ateş tutmaktır." diyen rektör bozuntularına geldik. "Barış" diye muhalif olan akademisyenleri ihraç edip "Cep telefonunu Hazreti Nuh, Google'u Abdülhamit buldu." diyen meczuplara geldik. Metin Oktaylardan, Lefterlerden silahla mekân basan yandaş futbolculara geldik. Sanatta, sporda, gazetecilikte ilkelerden, değerlerden yalakalığın, yandaşlığın hâkim olduğu bir döneme geldik. Andımızı İmralı'nın emriyle kaldıran anlayıştan milliyetçiliği, Türklüğü kimseye kaptırmayan bir siyasette ittifak kuran bir anlayışa geldik.Kısaca, yalana geldik, iftiraya geldik, araştırmaya geldik. Baskıcı, tek tipleştirici, Atatürk'e, ülkenin kurucu değerlerine karşı tarihimizin en büyük isyanı, en şanlı isyanı, içinde bulunmaktan onur duyduğum Gezi isyanına "darbe" demeye geldik. Saydığım bu sebeplerle, bu düzenin adı  "tosuncuk düzeni"dir, bu bütçenin ismi "tosuncuk bütçesi"dir, bu düzenin ismi "korku"dur” şeklinde konuştu.

FETÖ’NÜN ŞEHİT ETTİĞİ 249 KİŞİNİN KANINDA SİZİN DE SORUMLULUĞUNUZ VAR

Ağbaba konuşmasının sonunda; “Bir şeye daha geldik: "Hoca efendi hazretleri", "hoca efendi"den FETÖ'ye geldik. Bu kulis imamı daha önce ne diyordu? "Hoca efendi hazretleri" Burada FETÖ'yle resim çektirmeyen, eteğinden tutmayan bir tane AKP'li var mı?  Hodri meydan diyorum. FETÖ topçuda var, popçuda var, baklavacıda var, börekçide var; nerede yok? AKP Grubunda. Hadi oradan. Hodri meydan, gelin verelim araştırma önergesini, kim geçmişte FETÖ'nün değirmenine su taşımı, kim okulunda okumuş, kim türban takıp fotoğraf çektirmiş, kim önünde diz çökmüş bir bakalım. Ne diyordunuz? "Hoca efendi hazretleri". Ne diyorsunuz? "Bu hasret bitsin. Ne istedin de vermedik." diyordu, geldiniz buraya. FETÖ’nün katlettiği 249 şehidin kanında sizin sorumluluğunuz var” dedi.

Ağbaba’nın konuşmasının ardından AKP Grup Başkan vekili Cahit Özkan kürsüye gelerek Ağbaba’ya cevap verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Özkan’ın ardından tekrar kürsüye çıkarak bir konuşma daha yaptı.

Ağbaba’nın sataşma üzerine yaptığı konuşma şu şekilde; “15 Temmuzda devleti vermediniz ama devleti FETÖ'ye siz teslim ettiniz. Sızma falan yalan, devleti tamamen teslim ettiniz. 81 ilin emniyet müdürünün 74'ü FETÖ'cü. Meclisi bombalayanların çoğu sizin ya arkadaşınız ya kardeşiniz ya akrabanız ya yeğeniniz. Fakir fukara Bank Asya’nın önünden geçti diye meslekten atıyorsunuz, sizin Genel Başkan Yardımcınızın kardeşi bu Meclisi bombalıyor, onu büyükelçi yapıyorsunuz.  Cumhuriyet Halk Partisi Grubunda FETÖ'yle veya FETÖ'cülerle el sıkışmış bir tek adam bulamazsınız. Hodri meydan diyorum, hodri meydan! Gelin, siyasette FETÖ var mı yok mu, hep beraber araştıralım. "Ayakkabı kutuları yalan." dediniz mi şimdiye kadar? Rüşvet yalan mı? Rıza Sarraf'ı millî kahraman yaptınız. Türk Bayrağı'nın önünde Rıza Sarraf'ı konuşturdunuz siz. Rıza Sarraf'ı millî kahraman yaptınız!”

12 EYLÜLDE KENAN EVREN’İN BÜYÜTTÜĞÜ ÇOCUKLARSINIZ SİZ

“Darbecinin büyüğü sizsiniz, darbeden büyüdünüz” diyen Ağbaba; “ 12 Eylülde Kenan Evren'in büyüttüğü çocuklarsınız siz! 28 Şubatın ürünüsünüz siz! Bugün, sizin kimyanızı bozan, Gezi Türkiye'nin isyanıdır. Gezi, bütün dünyaya Türkiye'nin birden büyük olduğunu göstermiştir. "Türkiye'de sadece Tayyip Erdoğan yoktur." demiştir. O Gezi'ye AKP'li çocuklar, MHP'li, HDP'li, İYİ PARTİ'li bütün gençler katıldı. Gezi, sizin tek adamınıza karşı, Gezi, diktatörlüğe karşı isyandır, o isyanın arkasındayız, o isyanın yanındayız. "FETÖ" deyince kimyanız bozuluyor, bozulmakta da haklı. Kimin FETÖ'cü olup olmadığına bakmak lazım. CHP grubunda Tuncay Özkan var, Mehmet Ali Çelebi var, milletvekili olmuş, bu grupta İlhan Cihaner var, Mehmet Haberal var. Bu grupta Balbay var. Balyoz davasından yargılanan Mehmet Ali Çelebi var” dedi.

BALYOZ’UN HAKİMLERİNİ SAVCILARINI ATAYAN SİZLERSİNİZ

“Kim FETÖ'yü, kim Balyoz'u desteklemiş, kim Ergenekon davalarını desteklemiş, kim Odatv davalarını desteklemişse o FETÖ'yle iş birliği yapmıştır” diyen Ağbaba, “ Bizler 2011,2012 yıllarında Ergenekon'da, Silivri'de cezaevi duvarlarını yıkarken, siz bize "darbeci" diyordunuz, "darbeci!" O nedenle, bir daha haddinizi bilin, konuşun! Bu grup, sizin sayenizde yazar oldu, yazar. Bize kitap yazdırdınız, kitap! Bak, bak, burada ne yazıyor? "Balyoz Kumpası." Siz, o zaman Balyoz'a "darbe" diyordunuz. Özgür Özel, Nurettin Demir, Muharrem Erkek'le birlikte, Hasdal'da, Hadımköy'de, Maltepe'de, Mamak'ta Balyoz'un kitabını yazdık. Bu Balyoz davasının savcılarını atayan sizsiniz, hâkimlerini atayan sizsiniz, eğer Balyoz'u FETÖ yaptıysa, onun suç ortağı da sizsiniz” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE 1 DEN BÜYÜKTÜR

"Adalet Yürüyüşü"nü ağzınıza alırken haddinizi bilin! diyerek konuşmasını sürdüren Veli Ağbaba; “ "Adalet Yürüyüşü", bu memleketin onurunu kurtaran, dünyaya karşı, dünyada Türkiye'nin onurunu, gururunu kurtaran önemli bir harekettir. Bütün dünya, Türkiye'nin, bir adamın, bir diktatörün eline teslim edildiğini sanarken, Kemal Kılıçdaroğlu'nun önderliğinde, sağcı, solcu, MHP'li, HDP'li, AKP'li herkes diktatörlüğe karşı yürüdü. Dünyaya haykırdı! "Türkiye birden büyüktür. Türkiye'de hâlâ demokrasiyi, insan haklarını, barışı, özgürlükleri savunan milyonlar var." dedi. Tek adamlığa karşı "adalet yürüyüşü" gerçekleşti. O "adalet yürüyüşü"nü gerçekleştirmesinin sebebini biliyorsunuz. Türkiye'de, 16 Nisanla birlikte değişen rejimde size karşı yürüdük, bundan sonra da sizin hukuksuzluğunuza karşı yürümeye devam edeceğiz.  Gezi'de olduğu gibi size boyun eğmeyeceğiz. Bizim çocuklarımızı katleden, Ali İsmail'imizi, Berkin Elvan'ımızı katledenlerle iş birliği yaptınız Gezi'de. Ali İsmail'in de, Berkin'in de kanında sizin parmağınız var” dedi.