Bir Gecede Binlerce Okuyucu Nereye Gitti!?
BİK Genel Müdürü Erkılınç, mevzuat ihlali nedeniyle alınan idari kararların özünde hak edene hakkının teslim edilmesi ilkesinin yattığını belirterek, 'Bu gerçeği görmezden gelen paydaşlarımız en büyük zararı yine kendilerine vermektedir. Başkalarının hakkını savunması gereken basınımız, en azından hayati meselelerinde kendi hakkını dahi savunamaz duruma gelmemeli' dedi.
“Hak edene hakkını verirken destek görmüyoruz”
İlan adetlerinin artırılması, yeni ilanların sisteme alınması, mevzuat düzenlemeleri, resmî ilan fiyat tarifesi gibi hayati konularda basının güçlü desteğine ve sesini yükseltmesine ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Erkılınç, “Öyle bir dönemden geçiyoruz ki Resmi Gazete’ye bakmadan yastığa başımızı koyamıyoruz; ‘ansızın bir gece yarısı ilanlarımız kanuni zorunluluktan çıkar mı?’ diye. O saatten sonra kime derdimizi anlatırız bilemiyorum. Bizim çok güçlü durmamız ve birbirimize sımsıkı bağlı olmamız gerekiyor. Şu mahsup meselesini dahi aramızda çözemedik. Gazeteyi basmıyor, dağıtmıyor, personelinin maaşını ödemiyor, gönderilen ilanı yayımlamıyor veya rutin prosedürü yerine getirmiyor; buna karşılık mahsup uyguladığımızda kıyamet kopuyor. Mahsubun karşılığı olan para Kurumun kasasına girmiyor. Gazetesini basan, dağıtan, maaşları gününde ödeyen, gece gündüz çalışarak bize ve okurlarına karşı sorumluluğunu yerine getirenin hakkını veriyoruz. Aldığımız tüm idari kararların özünde hak edene hakkının teslim edilmesi var. Gerçek apaçık ortadayken; mahsup uyguladığımız yayının öfkelenmesi ve suçlayacak birilerini araması gibi refleksleri bir kenara bırakırsak, hakkı yendiği için hakkını teslim ettiğimiz yayınlarımıza ne demeli? Bir taneniz çıkıp da ‘Bizim hakkımız yenmiş, Basın İlan Kurumu da hakkımızı verdi. Kimseyi cezalandırmıyor, adaleti sağlıyor, mesele bundan ibaret’ diye yazmıyor veya konuşmuyor. Kurumumuzu, keyfi ilan vermemek yoluyla baskı yapmakla suçlayanlara karşı, ‘Yanılıyorsunuz, aslında o iş size anlatıldığı gibi değil’ şeklinde uyarmıyor. Bu da bir kamu görevi değil mi? Bu gerçeği görmezden gelerek Kurumumuzu töhmet altında bırakan veya bırakılmasına müsaade eden paydaşlarımız en büyük zararı yine kendilerine vermektedir. Başkalarının hakkını savunması gereken basınımız, neredeyse kendisini ilgilendiren tüm meselelerde kendi hakkını dahi savunamaz duruma gelmemeli” ifadelerini kullandı.