Bir annenin çaresizliği
Beyin felci (serebral palsi) geçiren 4 yaşında kızının tedavisi için Muş'tan Malatya'ya gelen, burada da göğüs kanseri olduğunu öğrenen 31 yaşındaki Bahar Taşkıner, çocuğuna uzanacak yardım elini bekliyor.
Muş'ta yaşayan Niyazi ve Bahar Taşkıner çifti, 2006'da dünyaevine girdi. Evliliklerinden Tuana (10) ve Amara Elif (4) adında iki kız çocukları olan Taşkıner çiftinin küçük kızları, doğum sırasında beynine oksijen gitmemesi nedeniyle beyin felci geçirdi. Çocuklarının sağlığına kavuşması için her şeylerini feda eden ve tedavi için İstanbul'da giden çift, bir süre sonra maddi imkansızlıklar nedeniyle memleketlerine dönmek zorunda kaldı. Daha sonra bir yakınlarının aracılığıyla Malatya'ya gelen ve İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezine başvuran çift, çocuklarının tedavisi için bu kente yerleşti. Kiraladıkları evde kızlarının tedavisini sürdüren ve sadece devletten aldıkları bin lira bakım aylığı ve yeni bağlanan engelli maaşıyla geçinmeye çalışan çiftin acısı, anne Bahar Taşkıner'e göğüs kanseri teşhisi konulmasıyla daha da arttı. Eşi de işsiz ve epilepsi hastası olan Bahar Taşkıner, kendi acısını unutup, 4 yaşında olmasına rağmen 8 kilogram olan ve hızla kilo kaybeden kızına uzanacak yardım elini bekliyor.
Annenin çaresizliği çok kötü
Anne Bahar Taşkıner yaptığı açıklamada, yaşadığı zorlukların ve üzüntünün tarif edilemeyeceğini söyledi. Kızının hastalığı dolayısıyla hem Malatya'da hem de İstanbul'daki özel bir poliklinikte tedavi gördüğünü dile getiren Taşkıner, her ay İstanbul'a gitmeleri gerektiğini anlattı. Taşkıner, İstanbul'daki tedavinin kızına daha faydalı olduğunu savunarak şöyle devam etti: "Bir nebze de olsa acısını dindiriyordu ancak maddi imkanlarımız yetersiz olduğu için her ay İstanbul'a gidemiyoruz. Şu an sadece kızımın bakım aylığı ve 3 ayda bir verilen engelli maaşıyla geçiniyoruz. Devletten aldığımız yardımlarla ancak evin kirası, elektrik, su parası ve diğer çocuğumun okul masraflarını karşılıyorum. Eşim epilepsi nöbetleri geçirdiği için çalışamıyor. En son benim de göğüs kanseri olduğum ortaya çıktı ve sağ göğsüm alındı, şu an tedavim devam ediyor. Bir annenin çaresizliği çok kötü. Bana bir şey olursa kızıma ne olacak diye çok korkuyorum. Rahatsızlığım da beni çok yıprattı. Elif de gece gündüz sürekli ağlıyor, hiçbir şekilde susturamıyorum, çare olamıyorum."
Yetkililerden destek bekliyorum
Beyin felçli kızının kafatasında küçülme de olduğunu ifade eden anne Taşkıner, kendi rahatsızlığının da çocuğuna üzülmekten kaynaklandığını düşündüğünü aktardı. Taşkıner, bir anne olarak çocuğunun durumuna çok üzüldüğünü aktararak "Hem yol hem de tedavi masrafları için yetkililerden destek bekliyorum. Yardım kampanyası ile belki kızımın biraz daha iyi yaşamasına sebep olabilirim. Çaresiz bir anne olarak kızımın sadece ağrıları kesilsin istiyorum. Çaresizlik çok zor. Lütfen herkes kızımın sesini duysun." dedi.
Ağır beyin felci görülüyor
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdal Güngör ise doğum öncesi, sonrası veya sırasında hastanın maruz kaldığı herhangi bir sorunun beyinde etkilenmeye neden olabildiğini bunun da beyin felcine neden olduğunu söyledi. Güngör, hastalığa neden olan etkenlerin bir kısmının önlenebilir olduğuna işaret ederek gebe takiplerinin çok iyi yapılması, gebelikte annenin gerekli vitamin desteğini alması, doğumun iyi koşullarda gerçekleşmesi, doğumdan sonra bebeğin yakın takibi gibi etkenlerin büyük önem taşıdığını vurguladı. Beyin felci hastalarında hareket bozukluğu sorunları yaşandığını dile getiren Güngör, şöyle konuştu: "Bu çocukların bir kısmı, özellikle beyin zedelenmesi ağır olanlar oturamayabilir ya da çok geç dönemde oturabilir. Ayrıca baş kontrolünü de sağlayamayabilir, yürüme becerisini kazanamayabilir. Ağır hastaların daha çok yardıma ve bakıma ihtiyacı vardır. Bunlarda oturma ve yürümeyle ilgili problemlerin yanı sıra beslenme problemleri, havale, işitme, görme, ağız ve diş sağlığı problemleri gibi sorunlar ortaya çıkar. Hastamız Amara Elif Taşkıner de ise ağır beyin felci şekli görülüyor. Hastanın ciddi beslenme problemleri var, baş kontrolü yok, henüz oturamıyor ve ciddi nöbetler geçiriyor. Birden fazla ilaç kullanmasına rağmen nöbetleri kontrol etmekte zorlanıyoruz. Bu hastalıkta olabilecek en ağır formlardan birisi. Henüz beyinde oluşan zedelenmeyi tam olarak ortadan kaldıracak bir tedavi yok. Temel amacımız, hastanın beslenme ve iskelet problemlerini, nöbetlerini tedavi edip, mevcut sorunla en iyi yaşam kalitesine ulaştırabilmek. Hastalığın takibinde ve tedavisinde herkese önemli görev düşüyor." Prof. Dr. Güngör, çocuğun kafatasının küçük olmasının da beyin felcinden kaynaklı bir sorun olduğu kaydetti.