Binlerce Hasan şehadet için fırsat bekliyor
İşgalci siyonist rejimin Gazze'de yaptığı soykırıma tepki göstermek amacıyla basın açıklaması düzenleyen öğrenci toplulukları, siyonist rejime hatırlatmada bulunarak binlerce Hasan Saklanan'ın şehadet için fırsat beklediğini ve Hasan'ların şehid olmakla bitirilemeyeceğini belirttiler.
Siyonist işgal rejimin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de gerçekleştirdiği 3 bin 191 katliam'da hastanelere ulaşan şehid sayısının 15 bin 239'u çocuk, 10 bin 93'ü kadın olmak üzere toplam 35 bin 800, yaralı sayısının 80 bin 200 ve 10 bin kişinin ise enkaz altında veya kayıp olduğu belirtiliyor.
İşgalcilerin baskın yaptığı hastanelerde bulunan 7 toplu mezardan 520 Filistinlinin cenazesi çıkarılırken, saldırılarda şimdiye kadar 493 sağlık çalışanı, 69 sivil savunma görevlisi ve 147 gazeteci şehid oldu.
Saldırılar nedeniyle 17 bin çocuğun ebeveynlerinden biri veya her ikisini kaybederken, hayati tehlikesi bulunan ve yurt dışında tedavi edilmesi gereken yaralı sayısı 11 bin, 60 bin hamile kadın ve ilaç eksikliği nedeniyle de kronik hastalığı bulunan 350 bin kişinin hayati tehlikesi olduğu ifade ediliyor.
Malatya İnönü Üniversitesi öğrenci toplulukları da soykırımın ilk günlerden itibaren düzenledikleri eylem etkinliklerine yenisini katarak Gazze ve Kudüs bilincini yaymak amacıyla soykırım sona erene kadar "Kampüs İntifadası" sloganıyla üniversite de kurdukları çadırlarda nöbet tutmaya devam ediyor.
Öğrenci toplulukları, cuma namazı sonrası üniversitede kurdukları çadırların bulunduğu alanda bazı akademisyenlerin katılımıyla basın açıklaması düzenledi.
Topluluk adına basın açıklamasını okuyan öğrencilerden Umut Uludağ, işgalci siyonist rejim tarafından yıllardır Filistin’de sürdürülen işgal, 7 ayı aşkın bir süredir Gazze’de açık bir soykırıma dönüştüğüne dikkat çekti.
"Atılan tonlarca bomba on binlerce masumun şehid olmasına, yaralanmasına ve sakat kalmasına sebep oldu!"
Aylardır bu bölgedeki sivillerin üzerine atılan tonlarca bombanın on binlerce masumun şehid olmasına, yaralanmasına ve sakat kalmasına sebep olduğuna dikkat çeken Uludağ, "Bu coğrafyadaki bütün hastaneler, yollar, okullar, mabetler ve diğer meskenler yerle bir edilmiş, altyapı tümüyle çökertilmiş, başta gıda ve su olmak üzere insani yardımların girişi engellenerek kalan siviller de adeta açlıktan ve hastalıktan ölüme mahkum edilmiştir." diye konuştu.
"Gazze'ye destek için üniversitelerde eylem ve yürüyüş düzenleyen çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci şiddete maruz kalmıştır"
Uludağ, "Son yüzyılın en büyük soykırımına şahit olan vicdan sahiplerinin, bu katliamın ve kirli savaşın sona ermesi için dünyanın dört bir yanında, Gazze'deki soykırımın durdurulması, israil'in bölgeden çıkartılması ve Gazze'nin asıl sahiplerine bırakılması için yaptıkları eylemlere ve destek yürüyüşlerine üniversiteler de katılmıştır. Bu yürüyüşlerde çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci orantısız güç kullanılarak tutuklanmış, şiddete maruz kalmıştır. Bizler Gazze'deki bu soykırımın ve işgalin durdurulmasını, bölgenin asıl sahiplerine bırakılmasını ve büyük felaketler yaşanmaması için acilen sınırda bekleyen bütün insani yardımların bölgeye girmesini ve Gazze'nin en kısa zamanda yeniden imar edilmesini istiyor, yüzyılın bu en büyük katliamını ve soykırımını yapanları ve onları destekleyenleri kınıyor, bu soykırımı durdurmak için vicdanının sesini dinleyen dünya akademisyenleri ve öğrencilerinin yanında olduğumuzu beyan ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"siyonist çetenin katliamları bir an önce durdurulmalı"
Siyonist işgal rejiminin Filistin’de sürdürdüğü işgal, soykırım ve tehcirin 7 Ekim'de başlamadığını bilakis 75 yılı aşkın süredir devam ettiğini anımsatan Uludağ, şöyle devam etti:
"Türkiye’den, İnönü Üniversitesi’nden, dünyanın dört bir yanında siyonist çetenin katliamlarına karşı çıkan özgür dünyanın özgür gençlerini selamlıyor ve buradan desteğimizi bildiriyoruz. İnsanlık onurunu kurtarmak için dünya halklarını ve devletlerini Gazze'de yaşanan asrın zulmü olan bu soykırımı derhâl durdurmaya, barış yanlısı olan akademisyenlere ve öğrencilere karşı uygulanan şiddete son verilmesine davet ediyoruz. İnönü Üniversitesi öğrencileri olarak, Filistin halkının haklı mücadelesinin yanında olduğumuzu sürecin en başından beri dile getirdik. Yine Gazze’ye destek amacıyla üniversitemize kurduğumuz intifada çadırlarıyla, her hafta Cuma namazından sonra yapacağımız basın açıklamaları ve diğer çeşitli faaliyetlerle bu şerefli direnişin 230'uncu gününde de desteğimizin sürdüğünü buradan gururla haykırıyor, Gazze’de mücadele eden kahraman mücahidlere, yolunuz yolumuzdur diyor ve onları selamlıyoruz"
"Ey işgalci siyonistler! Binlerce Hasan Saklanan şehadet için fırsat bekliyor"
Filistin’in izzetli halkına karşı işlenen insanlık suçunun bir an önce son bulmasını ve siyonist zalimlerin, başta ABD olmak üzere tüm işbirlikçi devletlerin ve şirketlerin helak olmasını Yüce Allah'tan dilediklerini söyleyen Uludağ, "Türkiye'deki Müslümanların gurur kaynağı olan Kudüs şehidimizin mübarek naaşının dün sabah itibariyle memleketine getirildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle kahraman şehidimizin aile ve yakınlarını selamlıyor, şehadet tebriklerimizi iletiyoruz. Katil İsrail’e binlerce Hasan Saklanan’ın şehadet için fırsat beklediğini ve Hasanların öldürülmekle bitirilemeyeceğini de bu vesileyle hatırlatıyoruz" ifadelerine yer verdi.
"Gazze, Müslüman ülkelerin gözleri önünde yok ediliyor"
İslam ümmetine çağrıda bulunan Uludağ, "Şunu çok iyi biliyoruz ki dünyanın her yerinde Müslümanların başına gelen zulümler ve onlara yapılan saldırıların en önemli sebebi, ümmetin dağınık halidir. Şayet ümmet vahdet içinde bulunsaydı, bu yaşananlar söz konusu olmazdı. Maalesef halkı Müslüman olan ülke liderleri aralarındaki basit meseleleri dahi sorun yapıyor, 'ulusal çıkar ve menfaat' diyerek birbirleriyle çekişmeye devam ediyorlar, fakat bir araya gelip en önemli meseleleri olan vahdeti, imameti konuşmuyorlar. Müslüman ülkeler tüm anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp tevhid etrafında birleşmezlerse, emperyalistler her bir Müslüman ülkeyi ya bölüp parçalayacak ya da yönetimlerini kendilerine kul köle yapacaklardır. Bundan dolayıdır ki Gazze, Müslüman ülkelerin gözleri önünde yok edilirken, devlet liderlerinden kimileri suskun kalıyor, kimileri de sadece konuşmakla kifayet ediyor, fiili katkı vermiyor. Bu suskunluk ve bir şey yapmama ABD ve siyonistlerin iştahını kabartıyor. Müslüman ülkeler ve halkları sıranın kendilerine de geleceğini bilerek hazır ve nazır olmalıdırlar" dedi.
"Müslümanlar bu meselede birleşmeyecekse, daha ne zaman birleşecektir?"
Uludağ son olarak, "İslam ümmetinin içinde bulunduğu zilletten kurtulup izzete kavuşması için tek yolun tüm kimliklerden, isim ve etiketlerden sıyrılıp 'müminler ancak kardeştirler' şiarıyla Kur'an ve Sünnet etrafında birleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık etmez, onu yardımsız bırakmaz, küçük görmez. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa, Müslümanların ortak davasıdır. Müslümanlar bu meselede birleşmeyecekse, daha ne zaman birleşecektir? diye sordu.