Bahçeli: 'Sokaklar çare değildir'

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Sokaklar çare değildir' dedi.

Bahçeli: 'Sokaklar çare değildir'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün Gazetesi’ne gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yürüttüğü siyasetin çatışmadan beslenen, halka tepeden bakan, onu ıslah etmeye çalışan, millî iradeyi yok sayan seçkinci bir anlayış olduğunu belirten Bahçeli, "Son günlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin başlattığı, bazı televizyon kanallarının kadrolu yorumcuları tarafından da desteklenen, büyük bir şuursuzluk ve tahammülsüzlük örneği olan sokak çağrıları, Türkiye’nin çok tehlikeli bir sürece sokulmaya çalışıldığına işaret etmektedir.

Bu çağrı toplumsal huzuru tehdit eden sonuçlar doğurabilecek niteliktedir ve bu yönüyle kamu düzenini bozmaya dönüktür. Demokrasi ve özgürlüklerin kullanılması adına yapıldığı ileri sürülse de demokrasi dışı arayışların tezahürüdür ve asla samimi ve masum değildir" ifadelerini kullandı.

“CHP ve yandaşlarının toplumu isyana çağıran bir tutum içinde olması, siyasi ahlaktan uzak”

Muhalefetin bilimsellikten ve gerçeklikten uzak, yalnızca popülist söylemlere dayanan politik yaklaşımları, siyaset kurumunun güvenilirliğini sorgulanır hale getirdiğini ifade eden Bahçeli açıklamasına şöyle devam etti:

"Nitekim bugünkü CHP siyaseti ahlaki ilkelerden ve samimiyetten uzak, yalan ve iftiraya dayalıdır. Kendi kuruluş değerleriyle barışık olmayan Atatürk’ün aziz mirasına ihanet içerisindeki CHP, başkalarına da doğru ve dürüst olamamaktadır. Oysa siyaset, bireysel veya partisel çıkarlar uğruna değerleri istismar etmek yerine, samimiyetle toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, evrensel ahlak ve bilimsel gerçekliği merkeze alan bir anlayışı benimsemelidir. Ancak bu şekilde demokrasi, hukuk ve toplumsal barış gerçek anlamını bulabilecektir. CHP ve yandaşlarının toplumu isyana çağıran bir tutum içinde olması, siyasi ahlaktan uzak, hem toplumun huzurunu hem de demokrasiyi tehdit eden bir aymazlıktır. Bu söylemler toplumsal gerilimi ve kutuplaşmayı tırmandırırken kin ve nefret dilinin yaygınlaşmasına yol açmakta, ülkemizin birliğine kast etmektedir.

Daha da üzücü hatta utanç verici olan ise, bazı medya yorumcularının bu sorumsuz söylemleri desteklemesi ve körüklemesidir"

“Milli iradeyi ve seçilmişlerin meşruiyetini hedef alan, şiddet içeren yıkıcı yöntemlere dönüşmemelidir”

Milli iradeye dayanan seçilmişlere saygı göstermek, demokratik sürecin ve hukuk devletinin olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Bahçeli, "

Eleştiri demokratik bir haktır; ancak bu hak, milli iradeyi ve seçilmişlerin meşruiyetini hedef alan, şiddet içeren yıkıcı yöntemlere dönüşmemelidir.

Milli iradeye ve halkın kararlarına yönelik tehditlerin yalnızca hükümeti değil, aynı zamanda demokrasiyi de hedef aldığı açıktır. Demokrasiyi, insan haklarına saygıyı ve hukukun üstünlüğünü temel ilke kabul eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; dayandığı katılımcı, kapsayıcı ve uzlaşmacı demokratik anlayışla milli birliği sağlamak için uygun bir hukuki zemin de oluşturmuştur. Etrafımızdaki ateş çemberi dikkate alındığında, milletimize yönelik tarihi husumetler hatırlandığında ve güncel risk ve tehditler dikkate alındığında milli birlik ve beraberliğin hayati önem taşıdığı açıktır. Ancak CHP, tam da bu ortamda demokrasi çerçevesini ve siyasi ahlak ilkelerini zorlayan bir tutuma girerek, toplumda telafisi imkânsız sonuçlar doğurabilecek bir yanlışlığın içindedir" dedi.

“Sokaklar çare değildir”

Türkiye’de sokak olayları yaşandığını ve geçmişin acı tecrübelerinin henüz unutulmadığını dile getiren Bahçeli, " Yaşanan sokak olaylarının sosyal maliyeti hem devrimciler hem de ülkücüler açısından çok yüksek oldu. Bunların sonucunda Türkiye’ye ödetilen ekonomik, sosyal ve siyasi bedel milletimizin hafıza kayıtlarındadır. O sebeple sokaklar çare değildir. Şayet sokağa davet edilenlerin karşısına 15 Temmuz’da olduğu gibi başkaları dikilirse kaçınılmaz çatışma nasıl önlenecek, olayların önüne nasıl geçilecektir? Sokak çağrısı yapan provokatörler acaba o vakit ortada bulunacaklar mı yoksa çoktan ülkeyi terk etmiş mi olacaklar.

Bunlar, aynı zamanda da Türkiye’de tek adam rejimi olduğuyla yatıp kalkanlardır. Rejim değişti yalanını söylemeye devam edenlerdir. Demokratik seçimleri, milli iradeyi yok sayanlardır. Milletin desteğini almaya çalışmak yerine sokaklardan hareketle anti demokratik süreçlerden medet umanlardır" ifadelerini kullandı.