Arapgir'de Oğuz Boyları Sempozyumu

Arapgir Samime Aydınlar Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ve bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Uluslararası Oğuz Boyları Sempozyumunda Malatya ve Anadolunun Türkleşme süreçleri değerlendirildi. Sempozyumda konuşan eski Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroğlu, Türk-İslam vurgusu yaptı. 

Oğuz boylarının sesi çıkmıyor

Arapgir Tarihi ile ilgili çalışmalarını anlatan Milli Eğitim Eski Bakanı Metin Emiroğlu, "Bu coğrafyada Türkler insanlık tarihi ile birlikte Türk milleti yeryüzüne inmiş bir millet. Dünyaya, nizama alem vermek için gelen bir millet. Bu milletin özellikleri var. Bu millet her şeyi ile beraber vicdan sahibi, merhamet sahibi, adaletli, gittiği her yere adaleti oturtmak ister. Oradaki insanların yaşama şartlarına hiçbir ayrım yapmadan hizmet götüren bir millet. Çünkü onların atalarından aldıkları genlerde vatanseverlik, insan severlik, adalet var, eşitlik, merhamet, vicdan var.  Bu güzellikleri İslam'da bulduğumuz için Türkler İslam ile müşerref olduktan sonra büyük imparatorlukların kapısını açmışlar” dedi. 

Burada olacağız

Ülkücülük vurgusu yapan Cömertoğlu, “Biz birilerine diz çökmeyen oğuz beylerinin, birileriyle omuz omuza yürüyen Ülkücü Hareket engellenemez dediğimiz doğrultuda devam ediyoruz.  Bu toprakların asıl unsuru romanın eyalet merkezlerinin olduğunu önemli çoğunluğunun Türk olduğunu biliyoruz. Sonuçta gidebildiğiniz kadar tarihte geriye gidin.  Onlar Burak topraklara niye geldiler derseniz. Çünkü bir sevda var. Çünkü bir yaşamanın gereğini sosyal içerik ile bir başka yere taşımaya adanmıştır. Bunun adına hicret değil bunun adına yolculuk diyoruz. Bazen savunmalarla hicret olur, Bazen niyetlerle hicret olur. Genelde kırsalın merkeze düşünce ve hicretini, niyet hicretini yaptığı bir coğrafyada, tekrar buradan kalkacağız burada olacağız diyen bir anlayışla buradayız" şeklinde konuştu.

Tarihi eserler kayıp

Tarihi eserlerin kalkındırılması gerektiğini vurgulayan Cömertoğlu, "Tüm tarihi eserler boynunu bükmüş yok olmuştu. Tescil olmayan bir ilçeydi.  Kadastro harici ulu camide restorasyonu yapılan yeni cami, eski şehir vadisi'ndeki 61 tescilli varlıktan, Arapgir’in merkezindeki 60 tane tarihi köprüden 7 tane kalıntı olan Hamamdan 72 tane su değirmeni, 21 tane tarihi camiden 1 tanesini bile koruyamadık. Hepsi bir şey bekler. Bir meşaleyi. Ben değil biz olabilmeyi, ben yaptım değil biz yaptık demek için her şeyimizi kullanabilmeyi, ilçe merkezindeki 385 kalıntı olan hamamdan 72 tane su değirmeninden, 21 tane merkezde tarihi camiden, bir tanesi, hepsi bir şeydir inşallah. Ben değil biz olabilmeyi Ben yaptım demeden biz yaptık demeyi. Biz yapabilmek için her şeyi kullandık demeyi emreder. Bize bırakılan vatanı gerçek sahipleri at sırtında, evladını görmeden doğacak çocuklarını öpmeden çoğu şehit oldular. Böyle kolay bir toprakta kolay bir gelenekte yaşamıyoruz. Bir şey var. Gün geçtikçe belgeler tarandıkça kaybolmamış her şeyi tabletler dahil gün yüzüne çıkacak. İnsan kardeşlik ruhuyla birbirini tanıyacak" açıklamasını yaptı. 

Bizim yolumuz bekletiliyor

Cömertoğlu konuşmasının sonunda, Malatya idarecilerine seslenerek Arapgir yolunun durumunun ele alınması konusundaki taleplerini; “Malatya yolunu bugüne kadar bütün uğraşmalarımıza rağmen hala zorlukla gidip geliyoruz. Malatya'da bu standart standartta hiçbir ilçenin yolu yok iken Karadeniz Akdeniz yolu bağlantı yolu olmasına rağmen Bizim yolumuz bekletiliyor. Burası 8 ilçenin yanındadır” ifadelerini kullandı. 

Bir sonraki nesillere aktarmalıyız

Arapgir Kaymakamı Fikri Badioğlu, “Türk milletinin nasıl oluştuğu ve bu milletin devamlılığını sağlamak için gereken hususların neler olduğu bu sempozyumunun konuları içinde olacaktır.  Sempozyumda konuşulacak olan konuların edebiyattan çeşitli dillere ve lehçelere tarihten coğrafyaya, eski kültürlerden ve kültürlerimize kadar olması bu sempozyumun önemini artırmakta ve bu Sempozyumu yapılmakta olduğu Arapgir ilçemizin de değerini yükseltmektedir. Büyük devletler kurup medeniyetlerin değişimine önemi derecede yön veren Oğuz boylarını ve bir sonraki nesillerimize öğrenmek ve bu ya başarıları öğretmek her Türk'ün yegâne vazifesi olduğunu belirtmek isterim” dedi.