Yasalara dokunmayın

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya İl Kadın Kolları Başkanı Nezahat Aydın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın nafaka ve 6284 sayılı koruma yasasına ilişkin sözlerine tepki gösterdi. 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 75. Yıl Huzurevi, Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda nafaka ve 6284 sayılı koruma kanunu üzerine konuşma yapan ve süresiz nafaka uygulamasını eleştiren Bakan Göktaş'a, CHP Malatya İl Kadın Kolları Başkanı Nezahat Aydın tepki gösterdi.

Bakan Göktaş'ın, kadın düşmanı zihniyetin temsilcisi niteliğinde açıklama yaptığını ifade eden Aydın, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bir basın toplantısında 6284'ü ve nafakayı hedef aldı. Bakan Göktaş, kadın düşmanı zihniyetin temsili niteliğindeki açıklamalarıyla gündeme oturdu. Bakan Göktaş, önce 6284 sayılı Kanun'un değiştirilmesinin ya da kaldırılmasının söz konusu olmadığını belirtti. Ardından şu skandal sözlere imza attı: “Maalesef zaman zaman kadınlarımız da 6284 sayılı Kanun'u uygulamamızı istemiyorlar. Biz bunu alanda görüyoruz. 'Biz eşimizin yanına dönmek istiyoruz.' diyorlar. “Sayın Göktaş'a öğretelim; kadınlardan bahsederken iyelik eki kullanılmaz. Her kadın bir bireydir ve kimseye ait değildir. Kendisi de bir kadın olan Göktaş'ın toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki bilincini, bu sayede görmüş olduk” dedi.

6284 kırmızı çizgimizdir

Seçim kampanyası boyunca 6284 sayılı kanunun hedef gösterildiğini belirten Aydın , “Kadının beyanı esastır” ifadesinin de sürekli tartışmaya açıldığını söyledi. 6284 sayılı kanunun kırmızı çizgileri olduğunu ve asla dokundurmayacakların vurgulayan Aydın, “ Şimdi de Bakan Göktaş çıkıp, 6284'ü kadınların da istemediği gibi gerçek dışı bir söylemde bulunuyor. 6284 sayılı Kanun'u tekrar hatırlatalım: ‘6284 sayılı Kanun, şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi'ni hukuksuzca feshettiğinde gelen tepkiler üzerine; “6284 yürürlükte” diyerek kamuoyunu ikna etmeye çalışmıştı. Şimdi bu yasayı budamaya çalışıyorlar fakat buna asla izin vermeyeceğiz. 6284 kırmızıçizgimizdir. Asla dokundurmayacağız” şeklinde konuştu.

Nafaka konusu tartışmaya kapalı

6284'e yönelik kara propagandanın “Kadının beyanı esastır” ifadesi üzerinden yürütüldüğünü iddia eden Aydın, olmayan bir mağduriyet yalanı ile algı oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek şunları ekledi: “Peki, “kadının beyanı esastır” ne anlama geliyor? Bilmeyenlere anlatalım: Tüm yasaların önceliği “suçu önlemektir.” Önleyemiyorsa mağduru korumak, faili cezalandırmak ve caydırıcı tedbirler almaktır. Bu yasa, cinsel şiddete maruz kalan ya da tehdit altında olan mağdurun beyanı üzerine uzaklaştırma kararı verilmesine olanak sağlıyor. Böylece, suçun önlenmesi ve mağdurun korunması amaçlanıyor. Mağdur bir erkek de olabilir. Önemli olan şiddeti önlemektir. Cinayet işlenmeden önce durdurulmalıdır. Bazıları “ya beyan yalansa” diyerek yasayı tartıştırıyor. Oysaki bir çocuğun ya da kadının ifşa aşamasına gelmesi ancak çok ağır bir şey yaşadığında mümkündür. Bu yasa ile mağdurun, yaşadıklarını anlatması için cesaretlendirilmesi amaçlanıyor. Bu düzenleme, özellikle ensest vakalarında hayat kurtarıyor. Kaldı ki mağdurun beyanı körü körüne esas alınmıyor; yargılama sırasında hayatın olağan akışına uygun, samimi, tutarlı ve istikrarlı bir tutum sergilemesi gerekiyor. Fail ile mağdur arasında menfaate dayalı bir husumet olmaması gözetiliyor. Diyelim ki sanık, tanıklar ve doktor raporları ile desteklenen belgelere rağmen iddiaları çürüttü. O zaman kadının beyanı esas alınmıyor. Kısacası yasada “masumiyet karinesine” aykırı bir durum yok. Bu konu bu kadar basit ve nettir, tartışmaya da kapalıdır.”

Boşanma sonrasında yoksullaşan taraf kadınlardır

Bakan Göktaş'ın nafaka konusunda yaptığı açıklamayı hatırlatan Aydın, “ Bakan Göktaş, nafakaya ilişkin, ‘Ben süresiz nafaka konusunu da önemsiyorum. Bazı insanlar 1990'lı yıllarda evlenmiş. Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz. Dolayısıyla bunu da ele almak ve buna da dikkat etmek lazım. Eğer bir mağduriyet oluşuyorsa üstesinden gelmek lazım' dedi. Kanunen boşanma sonrasında taraflara üç çeşit nafaka hakkı tanınır. Bunlar; tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasıdır. Tedbir nafakası; boşanma davasının açıldığı günden başlayarak dava süresince gerekli görüldüğü hallerde verilen bir nafaka türüdür. Kadın Dayanışma Vakfı'nın ‘Yoksulluk Nafakası 'incelemelerine göre, dava sürerken müşterek çocuklar için talep edilen tedbir nafakası oranı sadece yüzde 44'tür. Eşler için talep edilen tedbir nafakası oranı ise yüzde 46'dır. İştirak nafakası, çocuğun velayetini alan eşe, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için ödenen nafakadır çünkü bu giderler anne ve babanın ortak sorumluluğudur. Müşterek çocuklar için talep edilen iştirak nafakasının oranı yüzde 61'dir. Yoksulluk nafakası ise boşanma davasının bitip kesinleşmesinden sonra ödenen bir nafaka türüdür. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafa, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka bağlanır. Düzenlemede herhangi bir cinsiyet belirtilmemiştir. Çoğunlukla kadının lehine olmasının nedeni, boşanma sonrasında yoksullaşan tarafın ağırlıklı olarak kadınlardır. Bu tablo toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucudur. Kaldı ki bu nafaka süresiz değildir. Alacaklının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde ortadan kalkar. Alacaklı tarafın bir başkasıyla fiilen evlenmiş gibi yaşaması, işe girerek yoksulluğunun ortadan kalkması durumunda da mahkeme kararıyla kaldırılabilir. Ayrıca, mali durumların değişmesi halinde nafaka miktarının azalmasına karar verilebilir. Kadınlar tarafından talep edilen yoksulluk nafakasının oranı yüzde 70'tir, çünkü davalara taraf olan kadınların yüzde 45'inin herhangi bir geliri yoktur” dedi.

Yasalara dokunmayın

Aydın, kadınların aldığı yoksulluk nafakasına göz dikilmemesi gerektiğini sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: “Mevcut durum bu kadar net iken Bakan Göktaş, kadınların yoksulluk nafakasına göz dikemez. Şayet Bakan Göktaş, bu konudaki mağduriyetin giderilmesi hususunda samimi ise nafaka mağduru kadınların sorunlarını çözebilir. Sosyal devletin yoksul kadınları daha fazla desteklemesini sağlayabilir. Buradan AKP Hükümeti'ne sesleniyorum: Yasalara dokunmayın, uygulayın. Kadınların kazanılmış haklarına göz dikmeyin. Örgütlü mücadelemizin karşısında duramayacaksınız.”

Bakmadan Geçme