Yanlıştan dönülsün
Her yıl devlet eliyle halkının yüzde 99'unun Müslüman olduğu bir ülkede 'Milli Piyango' adı altında kumar oynatılmasının yanlış olduğunu ve devletin bu yanlıştan dönmesi gerektiğine dikkat çeken Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, 'Devlet, 'Milli' söylemlerle kumar gibi sömürü sistemlerinin içinde yer almamalı, bunu teşvik etmemeli, tam aksine toplumu piyango kanserinden kurtarmalı' dedi.
Kur'an-ı Kerim'de açıkça yasaklanan kumar, 'Milli Piyango' adı altında, her sene özellikle yılbaşı öncesi kent merkezlerinde vatandaşların yoğun olarak kullandıkları güzergâhlardaki cadde ve kaldırımlara kurulan tezgâhlarda yerini almaya başladı. Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, gazetemize yaptığı açıklamada, Milli Piyangonun da bir kumar olduğuna dikkat çekerek, ne devlet eliyle ne de devlet kontrolünde kumar oynatılmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Şans oyunları ve milli piyangonun bir kumar çeşidi olduğunu belirten Engin, ailelerden insanları kötülüğe teşvik eden kumar çeşitlerine karşı önlem almalarını istedi. Devletin, ‘Milli' söylemlerle kumar gibi sömürü sistemlerinin içinde yer almaması ve bunu teşvik etmemesi gerektiğini vurgulayan Engin, "Tam aksine toplumu piyango kanserinden kurtarması gerekir. Milli piyangonun dinen haram olduğu Diyanet İşleri Başkanlığınca ifade edilmiştir. Buna rağmen "Milli piyango" denilen bir felaketle karşı karşıyayız" dedi.
Devlet eliyle günaha teşvik
Devlet eliyle milletin günaha teşvik edildiğine dikkat çeken Engin, "Milli" söylemlerle devletin kumar gibi sömürü sistemlerinin içinde yer almaması gerekirken, "Ülkenin başına bela olan bu sömürü artık son bulmalıdır. Bizler her yıl, bu işin yanlış ve haram olduğunu dile getirdiğimiz halde hâlâ bu tarz bir sömürü sisteminin devam ediyor olması bizleri derinden üzmektedir. Müslümanların helal aşına, haram katıldığı gibi isminin içinde 'Milli' kelimesi geçen bu durumun artık son bulması gerekir. Milli Piyango'nun özelleştirilmesinin değil ülke gündeminden çıkarılması gerektiğine inanıyoruz. Dünyanın birçok yerinde bu tarz şans oyunları var diye bizde de olacağı anlamına gelmez. Zira biz inançları olan bir toplumuz. Bizim inancımızda emek verilmeden kazanma gibi bir olgu hiçbir surette asla kabul edilemez. Çünkü bu bir sömürüdür ve yapılması son derece yanlıştır. Devletin bu hususu artık yeniden gözden geçirmesi gerekir. Bu yanlıştan dönmek için gerekli çalışmalar yapılarak toplumu kanser gibi saran bu hastalıktan kurtarmalıyız" diye konuştu.
Müslümanlar haram kuyruğuna giriyor
Engin, nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde halkın, haram olan böyle bir yanlışa düştüğünü ifade ederek, "Milli Piyango biletinin satıldığı merkezlerin önünde yüzlerce kişinin kuyruğa girerek, bu bileti alması gerçekten inancımızla asla bağdaşmamaktadır. Bu insanların inançlarını yeniden gözden geçirmeleri lazımdır. Bizi yaratan, bizi yoktan var eden Rabbimiz Müslüman'ın hayatının düzenlenmesi adına bir ölçü koymuştur. Bu ölçü ayet-i kerimede, ‘içki, kumar, fal okları, şans oyunları şeytanın işleri birer pislik' olduğu ifade edilirken hâlâ Müslümanlar buna alet oluyorlarsa burada iyi düşünmemiz gerekmektedir. Burada gerçekten dini değerlerimizi tekrar gözden geçirmemiz gerektiğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır. Müslüman olan bu insanlar o kuyruğa giderken, bileti almaya giderken, attıkları her bir adım ve o bileti alırken ellerini uzatırken o gün onların elleri konuşacak ki ayet-i kerime öyle ifade ediyor. “O gün biz, insanların ağızlarına mühür vuracağız, ağızları kilitli olacak ve ayakları yaptıklarına şahitlik edeceklerdir" şeklinde konuştu.
Piyango kazanan kişiler saadeti bulamamıştır
Piyango kazananların akıbetlerine de değinen Engin, "Tespit edilmiştir ki hiçbir piyango kazananı saadeti bulamamıştır. Kazananlar sonunda ya iflas etmiştir ya intihar etmiştir, çok büyük sıkıntılarla baş başa kalmışlardır. Öyle ise haramda asla bereket olmaz, haramda huzur da olmaz. Onun için Müslümanlar olarak hiçbir zaman hiçbir harama tevessül etmediğimiz gibi yaklaşmakta olan yılbaşı vesilesiyle 'Milli Piyango' denen bu rezalete de asla alet olmamalıyız. Biz rızkımızı Cenab-ı Hak'tan istemeliyiz. Emek sarf etmeden, çaba sarf etmeden, asla bu yola başvurmamalıyız. Biz devletimizden, toplumu, çaba sarf etmeden, emek sarf etmeden, böyle bir yola teşvik etmesi hem büyük bir günah, hem de büyük bir vebaldir. Ayrıca toplumu, çalışmadan bu yollara sevk etmenin, emek sarf edenlere karşı büyük bir haksızlık olduğunu ifade ediyoruz. Bu noktada gerçekten devlet yeniden bunun muhasebesini yapmalı ve toplumu bu beladan, bu kanserden bir an önce kurtarmalıdır" açıklamasında bulundu.