Yağmur yağarsa Malatyalılar tozdan kurtulacak! Ya yağmazsa?
6 Şubat'ta yaşanan depremlerde ağır hasar alan Malatya'da yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Kentte, enkaz kaldırma işlemleri sırasında yeterli kadar su kullanılmaması tepki çekmişti. Malatya İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Erhan Berk, sonbahar yağışlarının yıkım tozlarını azaltacağını belirterek, 'Önümüzdeki süreçte yağışlar başlarsa sulama problemi biraz daha ortadan kalkacaktır. Ama bu konuda dediğim gibi ilgili kamu kuruluşlarında hassasiyet göstermesini istiyorduk. Son dönemde özellikle bir hassasiyet oluştuğunu da gördük. Olması gereken de bu halen ciddi yıkımlar bizi bekliyor' dedi.
Asrın felaketi olarak bilinen depremlerde ağır yara alan Malatya'da sağlık sistemi aksamadan işliyor. Deprem sürecine ve bugüne dair gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Malatya İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Erhan Berk, asrın felaketi olarak adlandırılan depremlerde ağır yara alan Malatya'da sağlık sistemi aksamadan işlediğini söyledi. Sağlık merkezlerinin hasarlı olduğu yerlerde konteynerlerde hizmet verildiğini söyleyen Berk, "Pütürge Devlet Hastanesi'nde ağır hasarlı ve orta hasarlı diye farklı raporlar olduğu için şu anda bir zemin etüdü ve performans analizini yaptırıyoruz. 39 tane 112 istasyon aktif bir şekilde çalışıyor. Bunun 5 tanesi konteynerde hizmet veriyor. Aile sağlığı hizmetleriyle ilgili de 97 aile hekimliği biriminde 283 arkadaşımızla aile hekimliği hizmeti veriyorduk. bunlardan da bir kısmını hasar gördü ama yerlerine sayın Valiliğimizin AFAD'ın, bakanlığımızın desteğiyle biz konteynerlerini kurarak orada aile hekimliği hizmetlerinin ağır hasarlı olan yerlerde devam ettiriyoruz. Şu anda kapalı olan aile hekimliğimiz yok. Binası hasarlı olan yerlerde de konteynerlerimiz var" dedi.
Deprem yaraları için hiperbarik tedavi
Sağlık merkezleri hakkında bilgi veren Berk, "Çarşı merkezinde biliyorsunuz Sağlık Müdürlüğü binamız hasarlı olduğu için yıkıldı. Onun yerine de Saray, ASEM aile sağlığı merkezine ve yüz on iki istasyonunda konteyner olarak pazartesi günü hizmete açtık. Orada da aile hekimliği hizmeti verildiği gibi 112 hizmetimiz de orada devam etmekte. Hayırseverlerin katkısıyla inşallah kısa sürede şu anda protokol süreçleri devam ediyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün Katar Fonu'nun ve bakanlığımızın planladığı aile sağlığı hizmetlerini yavaş yavaş temel atma pozisyonuna gelmek durumundayız. Projeleri çiziliyor. Bu Malatya için bir şans olacak. Özellikle birinci basamaklı aile hekimliği hizmeti veren birimlerle ilgili biz altyapımızı ve binalarımızı da yenilemiş olacağız. Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi depremden sonra bizim lokomotif hastanemizdi, ana hastanemizdi. Yine Battal Gazi Devlet Hastanemiz ciddi yük aldı. Bu süreçte biz hiperbarik tedavisinde özellikle bu depremden kurtulan ve uzuv kaybı yaşayan ya da ciddi yaralanma olan hastalar için önemliydi. Onu hizmete soktuk. Yine kronik yaralar oluştuğu için kronik yakar yara bakım merkezini hizmete soktuk" şeklinde konuştu.
Hastalar geri çevrilmeyecek
Hastanelerin eksikliklerinin giderilmesi için çalışıldığını söyleyen Berk, "Palyatif Bakım Merkezi'ni özellikle bakım olan hasta sayısı artacağı için Battalgazi Devlet Hastanesi'ni hizmete soktuk. Yeşilyurt Devlet Hastanemizin bir tomografi ihtiyacı vardı. Bakanımızın özellikle ilgisiyle biz Yeşilyurt Devlet Hastanemize tomografi hizmetini de açmış olduk. Şu anda tomografisi aktif bir şekilde çalışıyor. Battalgazi Devlet Hastanesi'nin endoskopi ünitesi dâhil oldukları bütün yoğun bakımlarıyla, servisleriyle, ameliyathaneleriyle hizmet veriyor. Orada bir üçüncü basamak yoğun bakımda açıyoruz. Bir MR problemi vardı. Onun da ihalesi bitti. İnşallah iki ay içerisinde MR'ı da oranın hizmete girmiş olacak. Şu an tedarik sürecinde. Firma getirip kuracak inşallah. Yine Battalgazi Devlet Hastanesi'nde Malatya'da verem hastaları için olmayan bir yataklı servis tüberküloz servisini hizmete soktuk bu süreçte. 2 Temmuz sürecinden sonra da biz bildiğiniz gibi depreminiz gibi MHRS hizmetini de hizmete soktuk. MHRS haricinde de yine hastaları geri çevrilmemesi ve tedavilerinin verilmesini sağlıyoruz" açıklamasında bulundu.
Personel açığımız yok
Depremler sonrası bazı sağlık çalışanlarının tayin ile ayrılmalarını değerlendiren Berk, "Malumunuz il dışı bütün meslek gruplarında olduğu gibi bizde de tayin alıp giden personellerimiz oldu. Son mecburi hizmet kupasında 124 tanesi pratisyen 19'u uzman olmak üzere 143 tane kadro açıldı. Yeni açıklanan kadroyla yaklaşık olarak 80'e yakın ekim kadro açıldı Malatya'ya. Gidenlerin yerini doldurmak için. Yine bakanımızın özellikle Malatya'ya teveccühüyle 1600 tane sağlık personeli ve bizim destek personeli dediğimiz temizlikten, güvenlikten sekretere kadar kadro açıldı. Şu an herhangi bir sıkıntımız, herhangi bir açığımız yok onlarda. Polikliniklerimiz açık" ifadelerini kullandı.
İkizce'de sağlık tesisi için çalışmalar başladı
Bütün hastanelerin tadilatının yapıldığını belirten Berk, "Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde biliyorsunuz tadilatını komple yaptık, yeniledik binamızı. Sadece acil servisimiz kaldı. Oranın da inşallah tadilatını bitirdiğimiz zaman Malatya Eğitim Araştırması biliyorsunuz Malatya 10 yılın üzerinde hizmet veren bir hastanemiz. Zaten tadilata ihtiyacı vardı. Bu depremin üzerine de tadilatını komple binayı yenilemiş olduk. Mobilyaların da bir kısmını yeniledik. Daha konforlu olacak şekilde çünkü ömrünün tamamlayan tefrişatlarımız, mobilyalarımız vardı. Bunları da yeniledik. Önümüzdeki süreçte de inşallah Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi'nde bu kanser hastalarını taraması için kullanılan PET/CT var. Onu da inşallah kısa sürede kazandıracağız. İhale sürecinde şu anda muhtemelen bir terslik olmadığı sürece yılsonuna kadar inşallah o da hizmete girmiş olacak. Dün Hekimhan'daydık. Hekimhan'da da bir değerlendirmeler yaptık. Orada toplum sağlığı merkezi orta hasarlıydı. Sağ olsunlar kaymakamımızın da desteğiyle bir mekân verilmiş. Oradaki düzenlemeleri de yaptık. Hastanemiz çalışıyor. Oraya bir fizik tedavi olmasına rağmen bir hayırseverimizin katında fizik tedavi ünitesi açmıştık. Onun da güzel işlediğini gördük. Hasan Çelebi'de özellikle bir sıkıntımız vardı. Orada hizmeti sürdüreceğimiz bina içinde hayırseverle görüşmemiz devam ediyor. İnşallah oraya hem 112 istasyonu hem de bir tek hekimlik, aile hekimliği birimi açılacağız biz oraya Allah nasip ederse Yine bu TOKİ tarafından İkizce'de yapılan gibi özellikle yerlerde orada da sağlık tesisi altyapısı için şimdiden çalışmalarımıza başladık. Orada neler yapacağımızı, nüfus planlamasıyla beraber 112 istasyonu, aile hekimliği birimi, gerekse semt polikliniği" dedi. Dr. Berk, 6 Şubat depremlerinden sonra kentteki; yaklaşık 60 aile hekiminin tayin istediğini söyledi. Kronik hastaların, deprem sürecinde mağdur edilmemesi için ellerinden gelen özveriyi gösterdiklerini belirten Berk, Deprem sürecinde başta diyaliz olmak üzere kronik hastalara hizmetini aksatmadıklarını belirtti.
Uyuz için birim kuruldu
Deprem sürecinde halk sağlığı sürecinde yapılanlara değinen Berk, "Çok şükür günümüze kadar önlenebilir hiçbir bebek ölümümüz olmadı. Hiçbir lohusa ölümümüz olmadı. Hiçbir gebe ölümümüz olmadı. Bunlar çok önemliydi çünkü. Bugüne kadar yani çok şükür yaptığımız tedbirlerle bunun önüne geçtik. Yine toplu yaşam alanlarında bildiğiniz gibi uyuz problemi olabiliyor. Özellikle bir birim kuruldu bununla ilgili. Bugüne kadar takip edildi. Bir uyuz salgını oluşmasını engel olundu. Bugün için şehrimizde çok şükür münferit vakalar haricinde bir uyuz salgını yok" ifadelerini kullandı.
Malatya suyundaki problemler bölgesel
Su sorununa ve deprem sürecindeki bulanıklığa değinen Berk, “Yine suyla ilgili kamuoyunda çok ciddi spekülasyonlar oldu bildiğiniz gibi. Suyun kaynağı deprem bölgesine yakın olmasından dolayı bildiğiniz gibi çok ciddi bir şekilde bulanmalar, çamurlaşmalar oluyordu. Ama son dönemde suyun kaynağıyla ilgili problem yok. 10 binin üzerinde biz numune aldık depremin ilk günden beri. Hem ağır metal hem partikül hem klor hem de mikrobiyolojik olarak sürekli denetimlerini yapıyoruz. Bölgesel olarak Malatya'nın suyunda problemler var. Ama o da yıkımlara ve altyapıdaki bildiğiniz gibi ciddi bir kayma da söz konusu Malatya'nın. Bunların doğal olarak da altyapının etkilenmesi de doğaldır. MASKİ bu konuda gerçekten büyük bir özveriyle çaba sarf ediyor ve bizim önerilerimizde ciddi bir şekilde dikkate alıyor. Özellikle suyun ana kaynağında mikrobiyolojik olarak problem yaşamamak için ciddi bir şekilde klorlamalar yapıldı. Münferit olarak dediğim gibi bazı bölgelerde yıkıma bağlı ve altyapıyla ilgili problemlere bağlı oluşabiliyor. Ama bu da bildiğiniz gibi Malatya'da çok ciddi yıkımlar var. Bu yıkımlar bitene kadar bölgesel olarak bazı bölgelerde bunların olması çok normal. Biz o dönemde de MASKİ'yle beraber çok ciddi uyarılarda bulunduk. Özellikle o suyun bulanık olduğu dönemlerde çok ciddi bir şekilde binalardaki su tanklarında ciddi bir şekilde çamur birikimi oldu. Bazı yerlerde bir metreyi bulan çamur birikintileri olduğunu biliyoruz. Özellikle bu tankların temizlenmesini, tekrar tekrar temizlenmesini istiyoruz. Siz kaynağınızdan ne kadar temiz olsa da eğer siz bu tankları temizlemediğiniz sürece musluğunuzdan temiz su akması mümkün değil. Şu anda Malatya'nın suyunun hiçbir yerinde mikrobiyolojik olarak ya da ağır meta olarak problem yok. Dediğim gibi sadece bu yıkımlara ve altyapıdaki bazı yerlerdeki kaymaya bağlı arızalara bağlı çamurlaşma mevcut. Onun haricinde suyumuzda salgına neden olacak herhangi bir mikrobiyolojik üreme olmadı. İki tane farklı kaynaktan bir ara bir tespit ettiğimiz mikrobiyolojik problem vardı. Onu da o dönem kapattırdık. Ciddi bir şekilde klorlamasını ve bakımını yaptırdıktan sonra oradaki problemler de ortadan kalktı. MASKİ'nin o dönemde bütün çadır kentleri ve konteyner kentlere dağıttığı tankerlerdeki suyun kullanılmasını bile takip ediyorduk. Yaklaşık olup 10 binin üzerinde tanker su dağıtıldı. Ve bunlar birebir takibimiz altındaydı. Örneklemler alınıyordu, klorlaması sağlanıyordu" dedi.
Kesinlikle yerinde ayrıştırma istemiyoruz
Malatya'da depremin üzerinden yedi aydan fazla bir süre geçtiğini vurgulayan Berk, "Halk sağlığı açısından ciddi problem yaşamadık. Yine biz aldığımız sıkı kararla özellikle bu yıkımlarda biz yerinde ayrıştırmayı kesinlikle doğru bulmuyoruz. Özellikle kapalıyı yoğun olan alanlarda kesinlikle bunun depolama alanlarında döküm alanlarında ayrıştırmanın yapılmasının doğru olacağını söylüyoruz. Bununla ilgili de İletişim Kurulu kararımız da var. Saha denetimlerimiz de var. Bunun birebir muhatabı kurum biz değiliz. Özellikle tüm yıkımlarda tanker bulundurulup mümkün ölçülerde sulamanın yapılmasını ve çıkacak hafriyatın da depolama alanlarında, hafriyat alanlarında ayrıştırması yapılmasını söylüyoruz. Sağ olsun biz Valimize de ilettiğimizde kendisinden de büyük bir ilgi gördük. Bu konuda siz de farkındasınız bir aydır çok ciddi denetimler olduğunu, yıkım yapılan yerlerde ayrıştırmanın yapılmasına çok izin verilmiyor. Bu konuda basınımıza da için teşekkür ediyoruz. Bu aynı şekilde bu hassasiyetin devam ettirilmesini de istiyoruz. Ve biz bunu defaten tüm kurumlarımıza da ilettik. Kesinlikle yerinde ayrıştırmayı istemiyoruz. Depolama alanlarında yapılması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü yaz dönemiydi, yağış dönemi de değildi. Çok ciddi toz kalkması partikül uçuşması olabileceğini biliyorduk" açıklamalarını yaptı.
Yağışlar başlarsa problem ortadan kalkar
Sonbahar yağışlarının yıkım tozlarını azaltacağını belirten Berk, "Önümüzdeki süreçte de yağışlar başlarsa bu problem biraz daha ortadan kalkacaktır. Ama bu konuda dediğim gibi ilgili kamu kuruluşlarında hassasiyet göstermesini istiyorduk. Son dönemde özellikle bir hassasiyet oluştuğunu da gördük. Olması gereken de bu halen ciddi yıkımlar bizi bekliyor. Şehirde halen yıkılacak çok fazla yer var. Aynı hassasiyet aynı şekilde devam ederse ben halk sağlığı açısından ilerideki dönemde çok problem yaşayacağımızı düşünmüyorum. Biz bütün birimlerimizde dediğim gibi bugün için ayaktayız ve Malatya'nın hizmetindeyiz. Aynı şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz. İnşallah bundan sonra da hizmetlerimiz devam edecektir" şeklinde konuştu.